Filistinliler Han Yunus'ta İsrail saldırılarından kaçışlarını anlatırken bombalar, kurşunlar ve cansız bedenler arasında yaşadıkları ani tahliyeleri anlattı.
YDH - Gazze'deki kitlesel katliamlara ve açlığa ek olarak Siyonist rejim, sözde 'güvenli' bölgelere tahliye emrini verdikten kısa bir süre sonra saldırılaına başladı. Bu durum geçtiğimiz dokuz ay içinde pek çok kez yaşanmıştı.
El-Meyadin televizyonuna konuşan tehcire tabi tutulmuş Filistinlilerden Munadil Ebu Yunus, rejim güçlerinden bir başka tahliye emrinin daha geldiğini ve kaçmak için neredeyse hiç zamanları olmadığını belirtti.
Bu son emir Han Yunus'un batısının büyük kısmını ve el-Mevasi'nin bir kısmını etkiledi ve yaklaşık 400 bin kişiyi yerinden etti.
İnsanlar tehcir emrini telefon mesajlarıyla öğrendi. Muhanna Kudeyh, pazardayken tehcir anonslarını duyurdu ve hemen evine, ailesinin yanına koştu.
Bombardıman yoğunlaştıkça, Yunus ve ailesi de dahil olmak üzere pek çok kişi ağır bombardıman ve ilerleyen İsrail tankları arasında kaçmaya çalıştı. Kaçan bölge sakinleri mermiler ve patlamalarla karşılaştı, birçoğu yaralandı ya da hayatını kaybetti.
Kudeyh, insanların güvenlik için kaçıştığı ve hastanelerin yaralılarla dolup taştığı kaotik sahneleri anlattı. Akşama kadar yeniden infilak eden bombalar 70'ten fazla kişinin ölümüne ve en az 200 kişinin yaralanmasına neden oldu.
Sağlık görevlileri malzeme eksikliği ile mücadele ederken, insanlar eşyalarını geride bırakarak yaya olarak kaçtı.
İsrail tankları Beni Suheyla'da doğru ilerlerken askerler çatıları işgal etti ve mezarlıklara saldırdı. Yerlerinden edilenler yeni zorluklarla karşılaştı, birçoğu açıkta uyudu, su ve yiyecek kıtlığıyla mücadele etti.
Yerinden edilmiş bir kadın olan Emel, "Defalarca yerimizden edildik ama bu sefer farklıydı. Bunlar bu acımasız savaşın en zor günleri oldu," dedi.
Yunus, güneybatı Han Yunus'ta geçici bir sığınak buldu, ancak günler sonra başka bir tahliye emriyle karşılaştı. “Bu 10 ay boyunca yaşımızın iki katı olduk," ifadesini kullandı.
