Washington, Lübnanlı yetkilileri diplomasi ile kandırdı

img
Washington, Lübnanlı yetkilileri diplomasi ile kandırdı YDH

Beyaz Saray yetkilisi, Amerikalı-İsrailli lobici Amos Hochstein'ın Hizbullah'ın bir saldırı sonrasında misilleme yapmasını önlemek için, diplomasiyi kullanarak Lübnanlı yetkililere baskı yaptığı bildirildi.




YDH- Lübnan gazetesi el-Ahbar'ın 1 Ağustos tarihli haberine göre Beyaz Saray Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein "diplomatik bir dezenformasyon kampanyası" yürüttü.

Lübnan'dan yayın yapan The Cradle'a göre, üst düzey Beyaz Saray yetkilisi Amos Hochstein'ın Hizbullah'ın bir saldırıya misilleme yapmasını önlemek için Lübnanlı yetkililere baskı yaptığı bildirildi. 

Hochstein, Lübnanlı yetkilileri İsrail'in Lübnan'ın başkentine ya da güney banliyölerine saldırmayacağı konusunda kandırdı. 

Hochstein "Beyrut'taki yetkilileri İsrail saldırısının Beyrut'un dışında ve banliyölerde olacağı konusunda bilgilendirdi.

Bu bilgiyi 'Amerikan diplomasisinin başarısı' olarak adlandırdığı bir şekilde sızdırmakta ısrar etti" diyen gazete, ABD'li yetkilinin Lübnan devletiyle yaptığı görüşmeleri bir "aldatma operasyonu" olarak nitelendirdi.

Habere göre Hochstein Lübnanlı yetkililerden, Tel Aviv'in gerilimi tırmandırmak için Hizbullah'ın üzerine attığı geçen hafta sonu Mecdel Şems'e düzenlenen saldırıya karşılık olarak Hizbullah'ın olası bir İsrail saldırısına karşılık vermeyeceğine dair garanti almaya çalışıyordu. 

Gazeteye göre Hochstein, Cumartesi günü işgal altındaki Golan Tepeleri'nde yaşanan cinayetlerin ardından Washington'un Beyrut'la temas kurmasına öncülük eden ilk isimdi. ve

Hochstein, ''olayda Hizbullah'ın sorumluluğunun tartışmaya açık olmadığını" söyledi.

Bu görüş, ölümlere bir İsrail Demir Kubbe önleyicisinin neden olduğuna dair görgü tanığı raporlarına ve Tel Aviv'in anlatısında ortaya çıkmaya devam eden tutarsızlıklara rağmen geldi.

Cradle'ın Ahbar'dan aktardığı habere göre, Hochstein, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necip Mikati ile iletişim kurarak, ülkesinin gerilimi önlemek ve İsrail'i Beyrut'a saldırıp sivilleri öldürmemeye ikna etmek için büyük çaba sarf ettiğini belirterek bir aldatma politikası uyguladı.

Hochstein'ın "Havaalanını, banliyöleri ya da Beyrut'u hedef almak kırmızı çizgidir" dediği bildirildi. 

Yetkilileri Hizbullah'a İsrail'in başlatabileceği herhangi bir saldırıyı "sineye çekmesi" için baskı yapmaya çağırdı.

Ayrıca ABD'nin Lübnan cephesini Gazze'den ayırma önerisini yeniledi.

ABD elçisi savaşın başından bu yana Hizbullah'ın Litani Nehri'nin gerisine çekilmesini ve böylece yerleşimcilerin İsrail'in kuzeyine dönebilmesini sağlamaya çalışıyor. 

Ancak Hizbullah, Gazze savaşı sona erene kadar operasyonlarını durdurmayacağını ve bu koşul yerine getirilene kadar sınır durumuyla ilgili hiçbir görüşme yapılmayacağını açıkladı. 

Financial Times (FT) 31 Temmuz tarihli haberinde Hizbullah'ın en önemli askeri lideri Fuad Şukur'un öldürüldüğü İsrail'in Beyrut saldırısı ve Tel Aviv'in Hamas lideri İsmail Heniye'yi Tahran'da öldürmesinin ardından ABD'nin bölgesel bir savaşın patlak vermesini önlemek için yarıştığını yazdı. 

Yetkililere dayandırdığı haberinde "Görüşmeler, İsrailli diplomatların batılı muhataplarına ordularının daha fazla operasyon planlamadığını söylemesinin ardından Tahran'ı ya karşılık vermemeye ya da sembolik bir eylemde bulunmaya ikna etmeye odaklandı" dedi.

İran, topraklarında gerçekleştirilen yasadışı suikasta sert bir yanıt vereceğini açıkladı. 

New York Times'a göre misilleme emri çoktan verildi.

Beyrut saldırısından önce Batı medyası Washington'un Tel Aviv'i başkenti vurmamaya çağırdığını bildirmişti. 

Hizbullah'ın 31 Temmuz'da yaptığı açıklamaya göre Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah'ın 1 Ağustos'ta bir konuşma yapması bekleniyor.

Hasan Nasrullah, Beyrut'a yapılan "şeytani saldırı" karşısında Hizbullah'ın tutumunu açıklayacak.