Haaretz yazarı Noa Landau, Siyonist rejimin Gazze ve Batı Şeria'ya yönelik politikalarının İsrail'i 'tehlikeli bir geleceğe' sürüklediğini belirtti.
YDH - Haaretz yazarı Noa Landau'ya göre, kamuoyunun dikkatinin Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'e çekilmesi, asıl tehlikeli süreçlerin gözden kaçmasına neden oluyor.
Landau, Gazze ve Batı Şeria'daki değişimlerin, 7 Ekim'de başlayan savaşla hız kazandığını vurguladı.
Yazar, "Batı Şeria’da, Gazze’deki savaş her seviyede tırmanışı artırdı," dedi. Filistinliler arasındaki şiddet, artan silah kaçakçılığıyla birlikte yükselirken, yerleşimcilerin saldırganlığı da aşırı sağcı hükümetin desteğiyle büyümüş durumda.
Rejim ordusu ise, Gazze’deki operasyonlardan aldığı yoğunluğu Batı Şeria’ya taşıyarak bölgeye güç yığmaya devam ediyor.
Landau, "Ekim ayından bu yana Batı Şeria’da uygulanan ekonomik baskı ve Filistin Yönetimi'nin siyasi olarak zayıflatılması da bu süreçle birlikte ilerliyor," ifadelerini kullandı.
Bu baskıların devam etmesi halinde Batı Şeria’nın 'Hamaslaşacağını' iddia eden Landau, şiddetin artarak yerleşimciler, Filistinliler ve ordu arasında sürekli bir çatışma haline dönüşeceği konusunda uyarıda bulundu.
Gazze'de ise, Başbakan Netanyahu hükümeti, sadece askeri varlığını sürdürmekle kalmayıp, doğrudan askeri yönetim kurma planları yapıyor.
Landau, sızan raporlar ve açıklamalara dayanarak rejimin insani yardımların kontrolünü ele geçirmeye hazırlandığını kaydetti.
Ayrıca yerleşimciler, Gazze'de yeni yerleşim alanları oluşturmak için hazırlıklara başladı bile. Landau, bu sürecin Batı Şeria’da ve Gazze’den çekilmeden önce uygulanan yöntemlerin bir tekrarını andırdığını ifade etti.
Bir yerleşimci liderinin stratejisini aktaran Landau, planı şöyle özetledi: "Önce sınırın öte yanında ibadet etmemize izin verecekler, sonra daha uzun kalmamıza, hatta haftada bir gece orada uyumamıza müsaade edecekler ve yavaş yavaş sınırın diğer tarafına yerleşmeyi umuyoruz."
Landau, bu planın, Batı Şeria’daki Homeş yerleşimine benzediğini ifade etti; Homeş'te de yerleşimciler, baştaki dirençlere rağmen kalıcı evler kurmayı başarmışlardı.
Landau, bu gelişmelerin Siyonist rekimin geleceğini şekillendirebilecek tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Bu politikalar devam ederse, Gazze ve Batı Şeria arasındaki farkların tamamen ortadan kalkabileceğini dile getiren yazar, "Her iki bölge de işgal altında yanacak ve daha aşırı hale gelecek," değerlendirmesini yaptı.
Landau, bu karmaşık duruma Direniş Ekseni'nin oluşturduğu tehdidin de eklendiğine işaret etti. Direniş örgütlerinin kuzeyden, doğudan ve güneyden tehdit oluşturduğunu söyleyen Landau, böyle bir ortamda normalleşme sürecinin genişletilmesi umutlarının da çökeceğini ifade etti.
Bundan ziyade yazar, Donald Trump’ın Evanjelik destekçilerinin sıkça dile getirdiği 'Yecüc ve Mecüc Savaşı' gibi apokaliptik bir çatışmanın kapıda olabileceği uyarısını yaptı.
Bu karamsar tabloya rağmen Landau, Gazze'de bir ateşkes ve rehine anlaşmasının bu felaketin önüne geçmek için son fırsat olabileceğini belirterek, "Gazze’de sağlanacak bir ateşkes, Batı Şeria’da da gerilimi bir nebze düşürebilir," diye ekledi.
Yazara göre bu adım, şiddet döngüsünü tamamen sona erdirmese bile kötüye gidişi yavaşlatabilir ve alternatif çözümler için alan yaratabilir.
Landau, 'kaosun baş aktörlerinden biri' olarak nitelendirdiği Ben-Gvir'i, bu kritik sorunları gündemden uzaklaştırmakla suçladı. Yazara göre Ben-Gvir, kamuoyunun dikkatini dağıtarak bu kriz büyümeden çözüm üretmenin önüne geçmeye çalışıyor.