ABD başkan adayları arasındaki ilk münazarada Trump, Harris'i İsrail'e düşman olmakla suçladı. Harris ise rejimin 'var olma hakkını' savundu.
YDH - ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve eski Başkan Donald Trump, 2024 seçimlerinin ilk başkanlık münazarasında Gazze savaşı ve İsrail konusundaki tutumları nedeniyle karşı karşıya geldi.
Münazarada Harris, ateşkesi savunurken Siyonist rejimin 'kendini savunma hakkını' vurguladı, Trump ise Harris'i İsrail'e düşman olmakla suçladı.
Harris'ten 'iki devletli çözüm' çağrısı
Yaklaşık bir saat süren 90 dakikalık münazarada Harris'e ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı nasıl ele alacağı soruldu.
Harris sözlerine, 7 Ekim'de yaşanan olayları anlatarak başladı. Harris, "İsrail'in kendini savunma hakkı vardır. Ancak bunu nasıl yaptığı önemlidir, zira çok fazla sayıda masum Filistinli öldürülmüştür. Bu savaş derhal sona ermelidir," dedi.
Ateşkes ve esir takası çağrısında bulunarak iki devletli bir çözümün gerekliliğini kaydeden Harris, "İsrail halkı için güvenlik ve Filistinliler için de eşit ölçüde güvenlik olmalıdır. Gazze'yi yeniden inşa etmeli ve Filistinlilerin güvenliğe, kendi kaderlerini tayin hakkına ve hak ettikleri saygınlığa sahip olmalarını sağlamalıyız," ifadelerini kullandı.
Trump'ın yanıtı
Trump buna karşılık olarak, kendisi hala başkan olsaydı bu çatışmanın yaşanmayacağını ileri sürdü.
Harris'i İsrail'den nefret etmekle suçlayan Trump, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Kongre'de yaptığı konuşmaya katılmama kararına atıfta bulunarak, Harris'in bir kız öğrenci yurdu partisine katılmak için bu konuşmayı kaçırdığını iddia etti.
"Eğer başkan olursa, İsrail'in iki yıl içinde var olmayacağına inanıyorum," uyarısında bulunan Trump, Harris'in politikalarının hem İsrail'in hem de bölgedeki Arap nüfusun yok olmasına yol açacağını sözlerine ekledi.
Trump ayrıca Biden yönetimini İran'ı güçlendirdiği iddiasıyla eleştirerek, yönetiminin İran'ı mali açıdan güçsüz bıraktığını öne sürdü.
Trump, "Şimdi İran'ın 300 milyar doları var çünkü benim uyguladığım tüm yaptırımları kaldırdılar. İran bu parayı etrafa saçıyor ve Orta Doğu'daki çatışmaları körüklüyor. Bu benim gözetimim altında asla olmazdı," iddiasında bulundu.
Harris Trump'ın suçlamalarını temelsiz bularak reddetti ve şunları söyledi: "Tüm kariyerim boyunca İsrail'i ve İsrail halkını destekledim. Trump, ulusal güvenlik ve dış politika konularında zayıf ve yanlış olduğu gerçeğini bölmeye ve dikkatleri dağıtmaya çalışıyor."
Kamuoyu yoklamaları, Amerikalı Yahudi seçmenlerin ezici bir çoğunlukla Harris'i Trump'a tercih ettiğini gösteriyor ki bu eğilim, her iki kampanyanın da özellikle kilit eyaletlerde Amerikalı Yahudi seçmenler arasındaki desteği sağlamlaştırmaya çalışmasıyla daha da yoğunlaştı.
Münazaranın ardından Trump'ın kampanyası Harris'in dış politikasına saldıran bir açıklama yayımlayarak Harris-Biden yönetimini İran'ı zenginleştirmek ve Orta Doğu'da Amerikan askerine yönelik saldırılara olanak sağlamakla suçladı.
Kampanya, "Harris-Biden'ın yatıştırma politikası İsrail'e yönelik son on yılların en kötü saldırısına yol açtı," değerlendirmesini yaptı.
Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu da Harris ve Biden'ın ABD-İsrail ilişkilerine zarar verdiğini savunarak bu görüşleri yineledi. Koalisyon, "İsrail'i şimdi iki devletli bir çözüme zorlamak teröristler için bir ödül olacaktır," yorumunu yaptı.
Buna karşılık, Amerika Yahudi Demokrat Konseyi'nin başkanı Halie Soifer, "Kamala Harris bu gece İsraillilere ve Filistinlilere barış ve güvenlik getirecek mizaç, şefkat ve vizyona sahip bir lider olduğunu gösterdi," dedi.