İsrail ile Hizbullah arasında artan gerilimler, Siyonist rejimin uzman camiasında siber güvenlik tehditlerini gündeme getirdi.
YDH - Geçen hafta Lübnan’da pazarlarda ve sokaklarda meydana gelen patlamalar, izleyenleri dehşete düşürdü.
Pek çok kişi, düşmanların saldırılarında ne kadar ileri gidebileceğini ve modern toplumların internete bağlı cihazlara olan bağımlılığı arttıkça ne kadar savunmasız hale geldiğini sorgulamaya başladı.
İsrail, geçen hafta çağrı cihazları ve telsizlere yönelik saldırıların sorumluluğunu üstlenmemiş olsa da bu saldırıların arkasında olduğuna inanılıyor. Bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişi yaralandı. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bu saldırıların intikamını alacaklarını duyurdu.
Hizbullah, hafta sonu boyunca kuzey İsrail’e yoğun roket saldırılarıyla karşılık verdi. Direnişin, siber misilleme yapabilecek kapasiteye sahip olduğu biliniyor.
İsrailli siber güvenlik danışmanlık firması Auren’in yönetici ortağı Osher Assor, Yedioth Ahronoth gazetesine verdiği demeçte “Hiçbir ülke böyle bir olaya karşı bağışık değil. Ancak İsrail, tedarik zincirlerini yakından takip ediyor ve cihazlar ülkeye girmeden önce kapsamlı bir şekilde inceleniyor,” dedi.
İsrail Standartlar Enstitüsü, ülkeye giren neredeyse her ürün ve hizmeti denetleyerek bu süreçte kritik bir rol oynuyor. Assor, “İsrail tedarik zincirinin farklı aşamalarında saldırılara maruz kalabilir. Fakat ürünler ülkeye girmeden çok önce test ediliyor,” ifadelerini kullandı.
Çağrı cihazı saldırısının ayrıntıları hafta sonu ortaya çıktı. Basında çıkan haberlere göre, çağrı cihazları bir paravan şirket tarafından üretilmiş ve içerisine küçük, tespit edilemeyen patlayıcılar yerleştirilmiş.
Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde kıdemli araştırma görevlisi ve İsrail Ulusal Siber Direktörlüğü’nde eski kıdemli danışman olan emekli Yarbay Dr. Eyal Pinko şse, “Siber savaşta, her iki tarafın sahip olduğu insan ya da saldırı silahı sayısının pek bir anlamı yok. Önemli olan, herhangi bir anda ilgili araca, bilgiye ya da erişime sahip olmaktır. Siber savaşta güç, amorftur ve sürekli değişir,” ifadelerini kullandı.
Ekim ayından bu yana savaşın başlamasıyla siber olaylarda keskin bir artış gözlemlendi.
Ulusal Siber Direktörlüğün 2023 raporuna göre, siber saldırılar veri sızıntılarından ve etkileme kampanyalarından, kesinti ve hasara yol açan saldırılara kaydı. Rapora göre, savaşın başlangıcından 2023’ün sonuna kadar 800 ‘önemli olay’ tespit edildi.
Assor, siber saldırılara karşı kırılganlığı açıklamak için, “Girmek için tek gereken, duvarda bir çatlak olması. İsrail bir siber süper güç ve biz hâlâ büyük bir saldırı görmedik. Bir devletin pek çok varlığı mevcuttur ve her varlık bir ihlal potansiyeline sahiptir,” değerlendirmesini yaptı.
Assor, Hizbullah’ın İsrail’e karşı büyük ölçekli bir siber saldırı başlatabileceğine dikkat çekerek “Siber saldırılar, biz onları gerçekten hissetmeden çok önce gerçekleşir. Hizbullah önümüzdeki günlerde böyle bir saldırı denerse şaşırmam. Hizbullah, İran’ın vekili ve İran’ın bu tür kabiliyetleri var. Son günlerde bu tür girişimlere tanık olduk,” diye konuştu.
Aynı zamanda Assor, “Bu sistemlere (telefon ve bilgisayar) saldırmak zor, ama imkânsız değil. İşin özü, para, zaman ve yeteneklere dayanıyor,” yorumunda bulundu.