Gazze Savaşı'nın birinci yılını doldurmak üzere olduğu bu dönemde, İsrail ekonomisi ciddi bir darbe aldı ve yoksulluk tehlikesi büyüyor. Özellikle turizm, inşaat ve tarım gibi kilit sektörlerde büyük kayıplar yaşanırken, uluslararası derecelendirme kuruluşları İsrail’in kredi notunu düşürdü.
YDH - Gazze savaşı birinci yılını doldurmak üzereyken, İsrail ekonomisi açısından sonuçlar, savaştan uzak yerleşimlerde bile yoksulluk tehdidiyle birlikte özellikle ağır oldu.
İsrail ekonomisi, 7 Ekim’den önce de ciddi zayıflık belirtileri gösteriyordu. Ancak Aksa Tufanı operasyonu ve ardından gelen savaş, ekonomiyi daha da sarstı.
2023’ün dördüncü çeyreğinde, İsrail'in gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) yüzde 21 oranında daraldı.
Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 14'lük bir toparlanma görülse de büyüme hız keserek ikinci çeyrekte yüzde 0,7'de kaldı. İktisatçı Jacques Bendelac, savaş kısa sürede sona ermezse durgunluk riskine karşı uyarıda bulundu.
Bu çerçevede kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 1948'den bu yana en uzun süren Gazze savaşının 2025 yılına kadar devam edebileceğini öngördü. İsrail ekonomisi ayrıca, Lübnan ile kuzey cephesinde artan gerilim nedeniyle birden fazla cepheli bir savaş tehdidiyle karşı karşıya.
Fitch’in de aralarında bulunduğu üç büyük derecelendirme kuruluşu, İsrail'in kredi notunu düşürdü. Bu durum, ülkenin yükümlülüklerini yerine getirememe ihtimaline işaret ediyor; ancak kredi notu hâlâ yüksek seviyelerde.
Büyüme kaydeden sektörler hızla aşınıyor
İsrail'in başlıca büyüme sektörleri, teknoloji ve silah sanayi olarak öne çıkıyor; bu sektörler savaş risklerinden görece korunmuş durumda.
Fakat Bendelac, turizm, inşaat ve tarım gibi diğer kritik alanların ağır darbe aldığını ve ‘peş peşe çöktüğünü’ belirtiyor.
7 Ekim'den sonra İsrail, işgücünün önemli bir kısmını oluşturan Filistinlilere çalışma izni vermeyi durdurdu, bu da ciddi bir işgücü sıkıntısına yol açtı.
İsrailli işçi hakları örgütü Kav LaOved’e göre, savaş öncesinde işgal altındaki topraklarda yaklaşık 100 bin Filistinli çalışma iznine sahipken, bu sayı şu anda 8 bine düştü.
İsrail'in ekonomik merkezi Tel Aviv'de inşaat neredeyse tamamen durdu; gökdelen ve ulaşım projeleri yarım kaldı. 7 Ekim'den bu yana süregelen savaş, tatilcileri ve dini ziyaretçileri caydırdığı için turizm de ciddi ölçüde geriledi.
Turizm Bakanlığı’na göre, ocak ve temmuz ayları arasında İsrail'i ziyaret eden turist sayısı 500 bin olarak kaydedildi; bu, geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca dörtte bir oranında.
Yoksulluk büyüyor
Bendelac'a göre, İsrail son yirmi yılda büyük ölçüde kredi tüketimine dayanmış durumda. Fakat yerleşimci aileler, mevcut koşullarda borç ve kredi ödemelerini yapamaz hale geldi.
Yüksek yaşam maliyetlerinin ekonomik yavaşlamayla birleşmesinin, ‘kaçınılmaz olarak yoksulluğun artmasına yol açacağı’ uyarısında bulundu. İnsani yardım kuruluşları, hizmetlerine yönelik talebin hızla arttığını bildiriyor.
Örneğin, Rishon Lezion’daki bir alışveriş merkezinin otoparkında Pitchon-Lev (Açık Kalp) adlı sivil toplum kuruluşu haftada iki kez meyve, sebze ve etten oluşan ücretsiz gıda sepetleri dağıtıyor.
Kuruluşun kurucusu Eli Cohen, savaşın başlamasından bu yana faaliyetlerini iki katından fazla artırdıklarını ve şu anda işgal altındaki topraklarda yaklaşık 200 bin aileye destek sağladıklarını belirtti.
Yeni yararlanıcılar arasında genç bireyler, babaları silah altına alınan aileler, pek çok eski bağışçı ve kuzey cephesindeki çatışmalar nedeniyle kuzeyden tahliye edilen yerleşimciler bulunuyor.
Bendelac, toparlanma beklentilerine dair olarak, savaşın sona ermesinin ardından ‘tipik olarak güçlü bir ekonomik toparlanma yaşandığını’ ifade etti. Ancak uzman, ‘bu savaş ne kadar uzun sürerse, toparlanmanın o kadar yavaş ve zorlu olacağı’ uyarısında bulundu.