“İsrail'in kuzey cephesindeki stratejik hamleleri, direniş örgütlerine yüksek bedeller ödetmeyebilir. Asimetrik savaşın dinamiklerini anlamak, Gazze ve diğer cephelerde İsrail ile direniş örgütleri arasındaki çatışmanın geleceğini belirleyecektir.”
YDH - Lübnan’da çıkan el-Ahbar gazetesinin yazarlarından Verda Kasuha, Siyonist rejimin sınırdaki hamlelerinin, direniş güçlerine ‘büyük bedeller’ ödetmeyebileceğini belirterek asimetrik savaşın dinamiklerine işaret etti. Yazar, İsrail güçlerinin cephelerde üstünlük kurma kabiliyetlerinin sınırlı olduğuna dikkat çekti.
İsrail'in kuzey cephesinde ‘sıfır seçeneğine’ başvurması, savaşın gidişatını belirlerken, direniş güçleri bu hamleye karşılık verirken her zaman büyük bir bedel ödemeyebilir. Güneyden kuzeye askeri ağırlığın kaydığını öne süren anlatı, sadece 7 Ekim'den bu yana yaşanan sistematik çatışmalar dizisini değil, aynı zamanda cephelerin karmaşık yapısını da göz ardı ediyor. Bu durum, İsrail’in bir cephede geri çekilmesinin diğer cephelerdeki baskıyı hafifletme aracı haline gelmesi anlamına gelir. Böylece, askeri güçlerin etkinliğini artırma adına yeni bir caydırıcılık turuna hazırlık olarak safların yeniden düzenlenmesi sağlanır. Ne olursa olsun, yüksek teknolojiye sahip ve sınırsız Batı desteğiyle donatılmış bir askeri güç karşısında, tedarik zincirlerini kontrol etme ve müdahale etme kabiliyetinin keşfiyle bu savaşın temel felsefesi ortaya çıkıyor.
Asimetri avantajı ve manevra alanının genişletilmesi
Bu tür bir çatışmada askeri etkinlik, sadece savaşın asimetrik yapısını değil, aynı zamanda her cephedeki savaş mekaniklerini tanımakla başlar. Çatışmanın merkezi olan Gazze’de, askeri yapıyı koruma amacıyla yapılan manevralar, Güney Lübnan ve Yemen'dekilere kıyasla daha yoğun. Bunun nedeni, sadece Siyonist savaş makinesinin merkezi ağırlığına yanıt vermek değil, aynı zamanda buradaki çatışmanın doğrudan modelinin, yatay coğrafi alanların yetersizliği nedeniyle dikey savunma yöntemleri gerektirmesi. Bu durum, tünellerin askerler ve hafif araçlar için koruma sağlamak amacıyla kullanılmasıyla sonuçlanıyor; böylece kara veya hava kuvvetleri ne kadar teknolojik olursa olsun, bu yapı bir simetri seviyesi sağlıyor. Bu yöntem, Kassam Tugayları ve diğer direniş örgütlerinin askerlere ulaşma kabiliyetini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda savaş alanını genişletir ve Siyonist güçlere karşı orantısız ateş gücü dengesini, yüksek teknolojiye rağmen, bir dereceye kadar dengeliyor. Bu strateji, sadece Gazze'deki çatışmanın dinamiklerini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda İsrail’in tırmanan saldırıları karşısında direnişin her türlü taktiksel geri çekilmesini, toprak ya da insan kaybını geçici hale getiriyor. Tünellere girip çıkma imkânı, çatışmadan etkilenmeyen kadroların daha sonra geri dönmesini ve direnişin devamını garanti altına alıyor.
Başarı ve kayıpların göreli değerlendirmesi
Bu, savaşın genel operasyonlarına bakış açımızı ve kayıpların değerlendirilmesini değiştirir. Gazze Şeridi'ndeki merkez cephe ile Güney Lübnan, Yemen ve hatta Irak'taki cepheler arasındaki fark, bu cepheler arasındaki kesişmeleri ortadan kaldırmaz, bilakis her bir cepheyi kendi önceliklerine göre düzenleyen bir savaş modeli oluşturur. Bu modelin en önemli yönü, düzenli ordular arasındaki geleneksel savaş biçimlerinden yapısal olarak farklı bir hedef stratejisinin benimsenmesi. Büyük bir hedef bile, diğer cephelerdeki hedeflerle bağlantılı olmadıkça tam bir başarı olarak kabul edilmez. İsrail stratejilerini değiştirdikçe, gerilemeler ve taktiksel geri çekilmeler, birden fazla cepheli savaşın temel belirleyicisi haline gelir. Bu da sadece askeri teknolojiyle değil, aynı zamanda Siyonistlerin küresel tedarik zincirlerine erişim kabiliyetleriyle de alakalı. Lojistik operasyonlar bile bu savaş biçimleriyle iç içe geçmiştir; bir cephedeki lojistik başarı, diğer cephelerde de aynı başarıyı garanti etmez.
Geçtiğimiz temmuz ayında İsrail'in Hudeyde limanına düzenlediği hava saldırıları sonrası Ensarullah öncülüğündeki Yemen cephesinin Siyonist rejim topraklarını balistik füzelerle hedef almayı sürdürmesi, bu etkileşimin bir örneği. İki olay arasında bir bağ olmasa bile, Siyonistlerin tedarik zincirlerine müdahale etme önceliği göz önüne alındığında, düzenli Batı tarzı ordularla yapılan savaşlarda lojistik aksaklıklar sıkça karşılaşılan bir durum haline geldi. Fakat çatışmaların en önemli yönü, tek bir cephenin savaşın seyrini tam anlamıyla değiştiremeyeceği hakikati. Cephelerin birbirine bağlı olması, direniş gruplarının İsrail'e karşı caydırıcılık dengesini sağlamasında belirleyici rol oynuyor.
Çeviri: YDH