Washington Post: İsrail'de 7 Ekim uyarılarını yapan kadın askerler susturuldu

img
Washington Post: İsrail'de 7 Ekim uyarılarını yapan kadın askerler susturuldu YDH

Washington Post'un haberine göre, İsrail'in kuzey ve güney sınırlarını gözlemleyen kadın askerler, 7 Ekim saldırısı öncesinde uyarılarının dikkate alınmadığını ve görmezden gelindiklerini söyledi.




YDH - İsrail'in kuzey ve güney sınırlarını izleyen kadın saha gözlemcileri, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu öncesinde yaşandığı gibi, liderlerinin kendilerini görmezden geldiğini söyledi.

Geçtiğimiz yıl boyunca, tamamı kadınlardan oluşan askeri birliğin üyeleri olan saha gözlemcileri, Hizbullah askerlerini dar sokaklarda ve yeşil vadilerde dolaşırken, fırlatma rampalarını ayarlarken, sınır çitine yaklaşıp geri çekilirken gözlemlemeye çalıştı.

18 ile 20 yaş arasındaki bu gözlemciler, ekim ayından bu yana işgal altındaki kuzey toprakları üzerinde uçan çok sayıda insansız hava aracı, havan topu, füze ve tanksavar roketini tespit edip rapor etmekle görevliydiler.

Fakat Gazze'ye yönelik savaşın başlamasından bir yıl sonra, bu askerler İsrail'in hâlâ bu tür tehditleri ele almak için yeterince çaba göstermediğini ifade etti.

Gazze yakınlarındaki saha gözlemcileri, Filistin direnişi ve Hamas'ın geniş çaplı saldırı hazırlıkları konusunda ilk alarm verenler arasındaydı. Aynı zamanda, ilk öldürülen ya da esir alınanlar arasında da yer aldılar.

Lübnan'da Siyonist rejimin saldırıları artarken, İsrailli yetkililerin yıllardır benzer planlar yaptığını iddia ettiği Hizbullah askerlerini izleyen saha gözlemcileri de aynı kaderi paylaşmaktan endişe ediyor.

İsrail askeri protokolü gereği kimliği gizli tutulan, Lübnan sınırı yakınlarındaki bir gözlemci, korumasız ve tehlikede olduklarını belirtti. Ayrıca üstlerinin "sadece kendilerini susturmak, onlara şikayetlerle gelmemelerini sağlamak istediklerini, bu yüzden daha da görmezden gelindiklerini" de sözlerine ekledi.

Birçok saha gözlemcisi bu durumu kısmen, karar alma kademelerinde erkeklerin hâkim olduğu İsrail işgal kuvvetlerindeki kökleşmiş kadın düşmanlığına bağlıyor.

Daha genel olarak gözlemciler, Gazze'de saha istihbaratından ziyade teknolojiye öncelik veren ve yapısal değişime ve hesap verebilirliğe direnç gösteren hantal, yönetilmesi zor bir bürokrasiye işaret ediyor.

Hannibal Direktifi

Kötü yönetim, 7 Ekim'de görüldüğü üzere, işgal rejimi içinde derin köklere sahip. İsrail gazetesi Haaretz, temmuz ayında, Aksa Tufanı Operasyonu esnasında İsrail işgal güçlerinin rutin olarak askerlerin kendi askerlerini öldürmesine izin veren bir emri, yani Hannibal Direktifini kullandığını bildirdi.

İsrail Hava Kuvvetleri, operasyon sırasında en az üç askeri tesis ve karakolu hedef aldı. İsrailliler esir alınırken rejim ordusu, Gazze ile İsrail'i ayıran duvarlı ayrım bariyerine ateş açtı.

İsrail Güney Komutanlığı'ndan bir kaynağa göre bölge bir "ölüm bölgesi" olarak tasarlanırken, bir başkası da "Gazze'ye tek bir aracın bile geri dönemeyeceği" talimatını verdi.

Bu talimatlar "Hannibal Direktifi" olarak biliniyor ve rejim ordusunun İsrail askerlerinin yakalanmasını önlemek için onları öldürmek de dahil olmak üzere tüm önlemleri almasını gerektiriyor.

Haaretz'in araştırması, askerlerin, orta ve üst düzey ordu komutanlarının kayıtlarına ve ifadelerine dayanıyordu. Veriler, esir alınanların çoğunun İsrail ateşine maruz kaldığını ve "tehlikede olduğunu" gösteriyordu.

Gazeteye göre İsrailli komutanlar 7 Ekim günü erken saatlerde doğrulanmamış istihbarata dayanarak karar aldılar. Bir kaynak "çılgınca histeriye" atıfta bulunarak "Kimsenin kaçırılan insan sayısı ya da ordu güçlerinin nerede olduğu hakkında bir fikri yoktu," dedi.

Haaretz'e konuşan İsrailli bir kaynak ise karar veren herhangi bir kişinin "bölgedeki savaşçılarımızın da vurulabileceğini bildiğini" dile getirdi.

Bir başka emir de işgal güçlerinin askerlerin ve vatandaşların yerlerini bilmemesine rağmen, tüm birliklerin Gazze Şeridi'ne havan topu atması yönündeydi. Emir daha sonra Gazze'ye herhangi bir aracın girmesini yasaklayacak şekilde genişletildi.

Güney Komutanlığı'ndan bir kaynak Haaretz'e "O zamana kadar herkes bu araçların kaçırılan sivilleri ya da askerleri taşıyor olabileceğini biliyordu" dedi ve ekledi: "Herkes hiçbir aracın Gazze'ye dönmesine izin vermemenin ne anlama geldiğini biliyordu."