İran saldırısının hasarı artık gizlenemiyor

img
İran saldırısının hasarı artık gizlenemiyor YDH

İran, Sadık Vaad-2 operasyonu kapsamında İsrail’e karşı büyük bir füze saldırısı başlatarak, ülkenin hava savunma sistemlerinin sınırlarını zorladı. Uzmanlar, bu saldırının İsrail'in hava savunmasındaki zayıflıkları ortaya çıkardığını ve gelecekteki saldırılarda daha büyük sivil kayıplara yol açabileceğini belirtiyorlar.




YDH - The Telegraph’ın haberine göre, İran’ın başlattığı Sadık Vaad-2 operasyonunun üzerinden bir hafta geçmesinin ardından, saldırının tüm detayları netleşmeye başlıyor.

Uzmanlar, Orta Doğu'daki çatışmaların daha da tırmanması durumunda İsrail'in roket saldırılarına karşı kendini nasıl savunabileceğini sorguluyor.

Bu arada Haaretz gazetesi, İran’ın İsrail’e karşı uzun soluklu bir savaşı sürdürebileceğini belirtiyor. Bir yıllık savaşın ardından zaten yorgun düşmüş olan İsrail’in ise, İslam Cumhuriyeti'ne kıyasla daha küçük ve zayıf kaldığı vurgulanıyor.

Sadık Vaad-2 çerçevesinde, İran işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail askeri ve istihbarat tesislerine en az 200 balistik füze fırlattı.

Bir videoda, en az dokuz füzenin İsrail'deki askeri tesislere isabet ettiği görülüyor ve daha sonraki tanık ifadeleri, bu sayının çok daha fazla olduğunu ortaya koydu.

INSS Kıdemli Araştırmacısı Dr. Yehoshua Kalisky, İran’ın amacının, aynı anda 180 füze fırlatarak “hava savunma sistemini aşırı yüklemek” olduğunu belirtti.

The Telegraph’a verdiği demeçte Kalisky, “Amaç, füzeyi İsrail'den olabildiğince uzakta, tercihen düşman toprakları üzerinde imha etmek. Eğer bu başarısız olursa, füzelerin irtifası düştükçe onları vurmak için yeni savunma hatları devreye giriyor,” dedi.

Uzmanlar, sosyal medyada dolaşan görüntülerin, İsrail'in böylesine yoğun bir bombardımanla başa çıkacak yeterli hava savunma birliği ya da önleyici sistemlere sahip olup olmadığı konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor.

Füze uzmanı ve Oslo Nükleer Projesi doktora araştırma görevlisi Fabian Hoffman, İran’ın saldırılarını gösteren görüntülerin, füzelerin “gerçek zamanlı olarak saniyede 600 ila 700 metre hızla olağanüstü bir hızla hareket ettiğini” açıkça gösterdiğini ifade etti.

Hoffman ayrıca, “İran’ın tüm füzeleri atmosfere yeniden girip yavaşlayana kadar temelde hipersonik hızda ilerliyor,” değerlendirmesini yaptı..

İsrail, başlangıçta saldırının etkilerini hafife aldığını iddia etti, ancak daha sonra çok sayıda askeri üssün vurulduğunu kabul etti.

Planet Labs’in uydu görüntüleri, Nevatim Hava Üssü’nde 30 ayrı noktada hasar meydana geldiğini ve hangarların yanı sıra binaların da zarar gördüğünü ortaya koydu.

Yafa’nın (Tel Aviv) kuzeyinde bulunan Glilot’taki İsrail istihbarat merkezi Mossad’ın yakınlarında da büyük bir füze krateri keşfedildi.

Yaklaşık yirmi füzenin İsrail hava savunma sistemlerini aşarak hedeflerine ulaştığı tahmin ediliyor. Yirmi füze Nevatim Hava Üssü’ne saldırırken, üç füze de İsrail’in merkezinde bulunan Tel Nof tesisine isabet etti.

Kalisky, Arrow savunma sisteminin bazı füzelerin motorlarını vurduğunu, ancak füzelerin uçmaya devam ederek yere düştüğünü belirtti.

İsrail, geçtiğimiz ekim ayından bu yana art arda küçük çaplı saldırıların hedefi oldu. Uzmanlar, özellikle insansız hava aracı saldırılarındaki artışın İsrail’in Demir Kubbe savunma sistemindeki zayıflıkları ortaya çıkardığından endişe duyuyor.

İran, Irak, Yemen, Lübnan ve Suriye’den gelen yüzlerce insansız hava aracı, sıklıkla alçak irtifada uçarak tespit edilmekten kaçınıyor ve hem can kaybına hem de büyük hasara yol açıyor

Özellikle, Yemen’den 2 bin kilometre mesafe kat eden bir insansız hava aracının Yafa’da (Tel Aviv) bir yerleşim yerine isabet ederek bir sivilin ölümüne neden olması dikkat çekiyor.

Güvenlik uzmanları, İran ve direniş örgütlerinin ortaklaşa düzenleyeceği olası bir füze saldırısının İsrail’in savunma sistemlerini aşarak büyük sivil kayıplara yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Kalisky, dolaylı bir saldırının bile güçlü şok dalgaları nedeniyle altyapıya ciddi zarar verebileceğini belirtti.



Makaleler

Güncel