Amerikalı gazetecilerin haberlerini İsrailli istihbaratçılar yazıyor

img
Amerikalı gazetecilerin haberlerini İsrailli istihbaratçılar yazıyor YDH

Siyonist rejimin istihbarat kurumu Birim 8200'ün eski ajanları, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarında görev alarak, İsrail’in politikalarını ve eylemlerini Amerikan kamuoyuna olumlu bir ışıkta sunma çabasıyla çalışıyor.




YDH - Amerikan medya dünyasında, İsrail'in gizli servisi Birim 8200'ün eski ajanlarının yükselen etkisi dikkat çekiyor.

Amerikan basınının önde gelen isimlerinden bazıları, İsrail istihbaratı geçmişiyle tanınan gazeteciler ve bu durum, ABD medyasının tarafsızlığına dair endişeleri arttırıyor.

Özellikle Axios'ta yazan Barak Ravid, hem İsrail'de hem de ABD'de derin bağlantıları olan bir isim olarak ön plana çıkıyor. İsrail ordusunda aktif bir görev sürecinden sonra medya dünyasına atılan Ravid, Beyaz Saray’dan aldığı ödüllerle de biliniyor.

Ravid'in yazıları, sıklıkla Siyonist rejimin askeri ve politik hamlelerini desteklerken, ABD'nin bu politikalar karşısında konumlanışını da olumlu bir şekilde sunuyor. Bu yazılar, çoğu zaman yalnızca Beyaz Saray veya İsrail hükümet kaynaklarından sağlanan bilgileri aktarıyor ve bu kaynakları eleştirel bir süzgeçten geçirmeksizin yayımlıyor.

Bu durum, ABD'nin özellikle İsrail politikaları karşısında tarafsız olup olmadığı sorusunu doğuruyor.

MintPress'ten Alan MacLeod'un haberine göre Ravid, ABD medyasında çalışan tek İsrailli ajan geçmişine sahip gazeteci değil.

CNN ve New York Times gibi büyük medya kuruluşlarında da Birim 8200'den mezun gazeteciler görev alıyor.

CNN'in Kudüs bürosunda çalışan Shachar Peled, İsrail iç istihbarat kurumu Şin Bet ve Birim 8200 ile uzun yıllar çalışmış bir isim olarak dikkat çekiyor.

Peled’in ardından CNN’de aynı pozisyonu, yine bir Birim 8200 eski ajanı olan Tal Heinrich aldı. Heinrich, 2014'te İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanında, Amerikan kamuoyuna bölgeyi İsrail yanlısı bir bakış açısıyla aktaran haberler yaptı.

Bu gazetecilerin yanı sıra, Birim 8200 geçmişi olan diğer isimlerin de büyük teknoloji firmalarında görev alması dikkat çekici.

Google, Meta ve TikTok gibi sosyal medya devleri, eski İsrail ajanlarını üst düzey pozisyonlarda çalıştırıyor.

Özellikle Meta’nın içerik denetleme biriminde görev alan eski ajan Emi Palmor, Filistinli seslerin bastırılmasında önemli bir rol oynuyor.

Meta, geçtiğimiz yıl yalnızca ekim ve kasım aylarında 1000’den fazla Filistin yanlısı içeriği sansürlemişti.

İsrail’in Birim 8200, dünya çapında siber casusluk, gözetleme ve istihbarat toplama konusunda tanınan bir örgüt.

Yalnızca askeri değil, sivil alanlarda da bilgi toplama faaliyetlerini sürdüren bu birim, Filistinliler hakkında kapsamlı dosyalar hazırlıyor.

Birim 8200, ayrıca, dünya genelinde oldukça tartışmalı casus yazılım Pegasus'u geliştiren ekip olarak da biliniyor.

Pegasus, dünya liderlerinin ve aktivistlerin telefonlarına gizlice erişim sağlayarak bilgi topluyor. Bu yazılımın kullanılması, İsrail hükümeti tarafından CIA ve Suudi Arabistan gibi devletlere satıldı ve eleştirilerin odağına oturdu.

Amerikan medyasındaki İsrail yanlısı haberler, çoğu zaman kamuoyunda geniş yankı buluyor.

Medyanın bu şekilde manipüle edilmesi, Amerika'nın İsrail ile olan ilişkilerinde ne kadar bağımsız olduğunu sorgulatıyor. Biden yönetimi, İsrail'in pek çok askeri saldırısında destek verirken, Amerikan basınının bu desteği örtbas etmek ve kamuoyunu sakinleştirmek için kullanıldığı iddiaları güç kazanıyor.

Özellikle Ravid gibi gazeteciler, Biden'ın İsrail'e karşı sert bir tutum takındığını iddia eden haberlerle kamuoyunu manipüle ediyor.

Fakat Biden yönetimi, aynı zamanda İsrail'e milyarlarca dolarlık askeri destek sağlamaya devam ediyor.