Lübnan Kuvvetleri partisi lideri Semir Caca, Lübnan’da Hizbullah’ın etkisini kırmak için geniş çaplı bir strateji hazırlığında. İsrail'in de desteğiyle, Hizbullah’ın bölgedeki gücünü zayıflatmak ve İran’ın Lübnan’daki nüfuzunu sınırlamak amacıyla büyük bir operasyonun yakın olduğu iddia ediliyor.
YDH - Semir Caca ve Lübnan Kuvvetleri’nin üst düzey siyasi ve medya liderlerinin son bir yılda yaptığı açıklamalar, Lübnan’daki siyasi dengelerin yeni bir cepheye doğru kaydığını gösteriyor.
Özellikle ABD ve Siyonist rejimin desteğiyle Lübnan’daki direniş güçlerine karşı bir hareket hazırlığında olan Caca, Hizbullah’ı kuşatmak ve bu örgüte bağlı bölgelerde etkinliği artırmak için Körfez ülkeleriyle iş birliğine gidiyor.
Caca'nın amacı, Lübnan’da Hristiyan muhalifleri kendi kanatları altına alarak onları tek bir çatı altında toplamak ve gelecekteki Hristiyan liderleri bizzat belirlemek olarak öne çıkıyor.
WikiLeaks belgeleri ve Lübnan’daki diğer siyasi figürlerin geçmiş açıklamaları, Caca'nın Hizbullah karşıtı bir ideolojik tabana sahip olduğunu ve bu tabanı binlerce savaşçıyla desteklediğini gözler önüne seriyor.
Fakat Caca, Josef Avn'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemiyor ve bu göreve en uygun adayın kendisi olduğunu düşünüyor.
Hükümetin başına ise Suudiler tarafından desteklenen Sünni Fuad Mahzumi veya Eşref Rifi’yi getirmeyi hedefliyor; zira Fuad Siniora’nın artık çatışmaları yönetebilecek bir lider olarak görülmediğini ifade ediyor.
El-Ahbar gazetesinin haberine göre Caca'nın iki ana stratejisi bulunuyor. İlki, Sünni, Dürzi ve Nebih Berri’nin destekçilerini karşısına almaktan kaçınarak genel bir uzlaşma dili kullanmak.
İkincisi ise, Lübnan’ın kuzey Bekaa bölgesindeki köylerdeki yerinden edilmiş insanlara yardım etme çabasıyla ekibinin gücünü artırmak. Bununla birlikte, Lübnan Dağı’ndaki unsurlarına, yerli halka Hizbullah’ı desteklemenin bedelini ödetme mesajı veriyor.
Caca'nın faaliyetleri sadece siyasi boyutla sınırlı değil. Güvenlik kaynaklarının aktardığı bilgilere göre Caca, Körfez ülkelerinden biriyle yaptığı gizli anlaşmalarda Hizbullah'ın tamamen dışlanması gerektiği fikrini kabul ettirmiş durumda.
Caca'ya göre, Hizbullah’ı terör örgütü olarak ilan eden bir uluslararası konsensüs oluşturulmalı ve Lübnan ordusu, Hizbullah’ı silahsızlandırmak üzere görevlendirilmeli.
Caca'nın planları sadece bu kadarla da sınırlı değil. Hizbullah’ın Refik Hariri suikastından Beyrut Limanı patlamasına kadar pek çok olaydaki rolünü sorgulayan uluslararası bir kampanya yürütmeyi hedefliyor.
Böylece Lübnan halkını, Hizbullah’ın ülkenin ekonomik çöküşünde pay sahibi olduğuna ve uyuşturucu ticareti, vergi kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerle kendini finanse ettiğine ikna etmeyi amaçlıyor.
Caca, Hizbullah’ın bölgesel rollerini de gündeme getiriyor. Ona göre Hizbullah, Suriye iç savaşına müdahale ederek kan dökülmesine ortak oldu, Yemen’de Körfez ülkelerinin güvenliğini tehdit etti ve Irak’taki kaosun büyümesine katkı sağladı.
Caca, “Yabancı ülkeler, Hizbullah’ın Lübnan’daki faaliyetleriyle ilgili eski dosyaları yeniden açmaya hazır,” diyor ve bu bağlamda uluslararası bir baskı dalgasının yakın olduğunu öne sürüyor.
Aynı zamanda Caca, Lübnan’da güçlü bir yönetim kurulması gerektiğini savunuyor ve bu süreçte cumhurbaşkanının pratik yetkilere sahip olmasını istiyor.
Merkez Bankası başkanlığı, genelkurmay ve güvenlik birimlerinin yönetimi gibi kritik görevlerin cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesi gerektiğini belirtiyor.
Suudi Arabistan’la yapılan anlaşmalara göre ise, Lübnan başbakanlığına Riyad’ın yönlendirebileceği, zayıf bir figür getirilmesi planlanıyor.
Bu kapsamda Taif Anlaşması’nın değiştirilmesi yönündeki arzusu da açıkça görülüyor.
Caca, İsrail’in Hizbullah’a yönelik kara operasyonları için özel planlar geliştirdiğini iddia ediyor. İsrail'in, Cinnah bölgesindeki İran Büyükelçiliği’ne çıkarma yaparak burada konuşlanan İranlı subayları hedef alacağı öne sürülüyor.
Caca'ya göre, İran Büyükelçiliği yalnızca diplomatik bir misyon değil, aynı zamanda İran Devrim Muhafızları ve İran istihbaratının Lübnan’daki karargâhı haline gelmiş durumda.
İran Büyükelçisi Mucteba Emani’nin, burada gerçekleşen bir saldırıda yaralandığı iddiası da Caca'nın bu söylemlerini destekliyor.
Son olarak, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya yönelik suikast planının İran Büyükelçiliği’nde kararlaştırıldığına dair iddialar, İsrail'in Lübnan’da geniş çaplı bir operasyon hazırlığında olduğunu gösteriyor.