SAAF-Mısır’ın El-Ğarbiyye velayetindeki Sıft köyünde 9 Eylül 1926 tarihinde dünyaya gelen Karadavi
SAAF-Mısır’ın El-Ğarbiyye velayetindeki Sıft köyünde 9 Eylül 1926 tarihinde doğmuştur. Karadavi henüz iki yaşındayken babası vefat etmiş, eğitimiyle amcası ilgilenmiştir.
Karadavi henüz on yaşına gelmeden Kuran’ı ezberlemiştir. Krallık döneminde Mısır'daki El-Ezher’e kaydolan Şeyh Karadavi, Ezher’in lisesinden ikincilikle mezun olmuştur. Daha sonra El-Ezher Üniversitesi Usul-u Din Fakültesine giren Karadavi, bölümünü 180 öğrenci arasında birincilikle bitirmiştir.
Karadavi 1958 yılında Yüksek Arap Dili Araştırmaları Enstitüsünden dil ve edebiyat konusunda lisans almıştır. Usul-u Din Fakültesi "Kuran ve Sünnet İlimleri" bölümünde master yapan Karadavi, doktorasını da 1973 yılında aynı fakültede tamamlamıştır. Karadavi’nin Doktora konusu “Zekât ve zekâtın toplumsal sorunların çözümündeki yeri” başlıklı tezidir.
Şeyh’in yaşamında önemli gelişmeler
Şeyh Yusuf Karadavi hayatının ilk döneminde birçok zorluk çekti, siyasi baskılara maruz kaldı. Hasan El-Benna liderliğindeki İhvan-ı Müslimin’e mensup olduğu için birçok kez hapse atıldı. Krallık döneminde ilk olarak 1949 yılında hapse giren Şeyh Karadavi, Mısır lideri Cemal Abdunnasır döneminde de 3 kez tutuklandı.
1961 yılında Katar’da dini bir enstitünün kuruluşunda Şeyh Yusuf Karadavi’den yardım alındı. Karadavi enstitünün müdürlüğü görevini yürüttü. Hizmetleri karşılığında Karadavi’ye Katar vatandaşlığı verildi ve Karadavi Katar’da kaldı.
Yusuf el-Karadavi 1977 yılında Katar Üniversitesi Şeriat Fakültesi ve İslami Araştırmalar bölümünü kurarak dekan oldu. O, bu görevini 1990 yılına kadar sürdürdü. Karadavi aynı zamanda Katar Üniversitesi, "Sünnet ve Peygamber Siretini Araştırma Merkezi" müdürüdür. Hicri 1413 yılındaki İslami çalışmalara katıldığı için Uluslar arası Kral Faysal ödülü aldı. Aynı zamanda Malezya Uluslar arası İslam Üniversitesi'nden ilmi ödül aldı. 1997 yılında ise Sultan Hasan El-Belkıya ödülü aldı.
Şöhreti
Şeyh Yusuf Karadavi ılımlı âlimlerden biri olarak biliniyor. Fetvalarındaki mutedil çizgisi Müslümanlar nezdinde fetva ve kitaplarının yayılmasını sağladı.
Karadavi’nin şöhrete ulaşmasının bir başka nedeni de El-Cezire televizyonunun “Şeriat ve Hayat” adlı programda konuk edilmesidir. Karadavi bu programlarda Müslümanların hayatını genel olarak etkileyen konuları ele almaktadır.
Karadavi’nin meşhur olmasındaki diğer etkenler de Taliban’ın Afganistan’daki son zamanları sırasındadır. Uluslar arası kamuoyu Taliban hareketinden Buda heykellerini yıkmamasını istiyordu. O şartlarda Şeyh Karadavi ile Mısır Müftüsü Şeyh Nasr Ferid liderliğinde İslam Konferansı Örgütü gibi bir heyet oluşturuldu. Taliban’dan heykellerin yıkılmaması istendi, ancak Taliban bu çağrıya uymadı.
İsrail’e karşı cihadı destekleyen Karadavi, yabancı işgaline karşı tüm İslami hareketlerin direnişini de desteklemektedir.
Karadavi hakkında tartışmalar
İslam dünyasında Yusuf Karadavi hakkında çeşitli tartışmalar yaşandı. Kendisini eleştirenler, ılımlı olarak nitelendirdikleri fıkhî görüşlerinin İslami fıkıh eserlerine aykırı olduğunu ileri sürdü.
Karadavi'nin görüşlerinin İslami hukuk metodolojisine açıkça aykırı olduğu savunan çevreler, kendisinin açık bir ilmi metot üzere yürümediğini iddia ederek onun naslara ve fıkhi esaslara göre değil kendi reyine göre (kendi görüşüyle) hareket ettiğini söylüyorlar.
Karadavi’ye ilişkin bu değerlendirmelerin, onun ilmi alandan çok siyasi alanda ön plana çıkmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Nitekim Şeyh Karadavi’nin uhdesinde çok önemli bir yetki olarak İhvan’ın bir grubunun (İhvan, Hasan El-Benna sonrasında, Seyyid Kutup’un görüşünü taşıyan Kutupçular ile Hasan El-Benna’nın siyasi düşüncesini taşıyan Bennacılar olarak ikiye bölünmüştü. Bu gruplar da kendi aralarında tabi oldukları Şeyhlere göre ayrışmışlardı) ilmi otoritesi olmak gibi bir sorumluluk bulunuyor.
Karadavi’nin bu görevinin ilmi olmaktan çok siyasi olduğu, fıkhi düşünmeden çok siyasi düşünmeye gerek duyduğu belirtiliyor.
Ancak Karadavi’yi savunanlar ona destek veriyor ve onun fikhi görüşlerinin belli bir hukuk metodolojisine tabi olduğunu söylüyorlar. Buna göre Karadavi’nin İslam hukuku ve metodolojisi alanlarındaki derin bilgisiyle, metodolojiye uygun fıkhi görüşlere ulaştığı kaydediliyor.
Karadavi’ye yöneltilen eleştiriler
Hadisçiler: Karadavi’yi zayıf hadisleri kanıt olarak kullanmak, buna karşın Buhari ve Müslim gibi sahih hadis kitaplarındaki bazı hadisleri reddetmekle suçluyorlar.
Selefiler: Bazı konularda kat’i icmaya muhalefet ettiğini öne sürüyorlar. Bu eleştiriye bazı El-Ezher şeyhleri de katılıyor. Selefiler, Karadavi’nin hukuk metodolojisinde bazı kaideler icat ettiğini öne sürüyor.
Cihatçılar: Cihadçıların Karadavi’ye yönelttikleri en ağır eleştiri, Karadavi’nin ABD’deki Müslümanların ABD ordusu bünyesinde Afganistan’da savaşabileceklerine dair fetvasıdır. Cihadçılar, Karadavi’nin Filistin davası noktasındaki fetvalarının İslami olmaktan çok milli eksenli olduğunu savunuyor.
Sufiler: Özellikle de Habeşişler tarafından Kader ve tevil meselelerinde Eşari düşüncesini eleştirmesine, İbni Teymiyye ve İbni Kayyim’i ise eleştiriden muaf tutmasına karşı çıkıyorlar.
Laikler ve bazı batılılar: Mürtedin öldürülmesi, evli olduğu halde zina edenin taşlanarak öldürülmesi ve kadının sünnet edilmesi noktasındaki görüşlerinden dolayı Karadavi’yi eleştiriyor.(**)
Kitapları
Karadavi’nin yüzden fazla kitap ve makalesi bulunmaktadır. Birçok programı canlı olarak kaydedilmiştir.
Etkinlikleri
İslami İnternet sitesi İslamonline’ı yönetmektedir.
Mekke’deki İslam Dünyası Rabıtası’na bağlı olan İslami Fıkıh Topluluğu üyesidir.
Katar İslami Bankası’nın ve Bahreyn’deki İslami Faysal Bankasının şer’i gözetim heyeti başkanıdır.
Afrika’daki İslami Davet Örgütü’nün sekretarya meclisi üyesidir.
Kuveyt’t Uluslar arası Şer’i Zekat heyeti Başkan yardımcısıdır.
Oxford Üniversitesi İslami Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu üyesidir.
Uluslar arası Müslüman Âlimler Birliği’nin başkanıdır.
Kaynak:
Yazı, Arabic Wikipediadan Türkçe'ye tercüme edilmiştir.
(*)Karadavi’nin kadınlarla tokalaşmanın caiz oluşuna ilişkin fetvası da Arap dünyasında tartışmalara neden olmuştur. Karadavi, “Nebevi Sünnet Araştırmalarına Giriş” kitabında (s. 202) yabancı kadınla tokalaşmanın caiz olduğunu söylemekteydi. Nitekim Karadavi bu konuda kendisine bir televizyon programında yöneltilen soruya Mısır lehçesiyle “Ene bısafih – ben tokalaşıyorum” şeklinde cevap vermişti.