Deyr ez-Zor aşiretlerinin, ABD öncülüğündeki koalisyona bir mesaj göndererek 'bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen grupların gündemlerinden' uzak durmasını istedikleri bildiriliyor.
YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Deyr ez-Zor'daki aşiretler ABD öncülüğündeki koalisyona ‘net bir mesaj’ göndererek ‘’IŞİD ile bağlantılı olmadıklarını vurguladı’’.
“Yedi köy” sakinlerinin yerlerinden edildiği iddialarını reddeden aşiretler bir açıklama yaptı.
Aşiretler tarafından yayınlanan açıklamada “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından dün yedi köye yapılan saldırının aşiretlerin talebi üzerine gerçekleştirildiği yönündeki iddiaları reddediyoruz” denildi.
“IŞİD'le mücadele etmeye ve hiçbir terörist grubun topraklarımıza geri dönmemesini sağlamaya kararlıyız” denilen açıklamanın sahibi aşiretler, ABD öncülüğündeki koalisyona ‘’Deyr ez-Zor'u istikrarsızlaştırmak isteyen grupların gündemlerinden uzak durma’’ çağrısında bulundu.
Ayrıca ‘’tarafsız kalmaya ve bölgenin istikrarına zarar verebilecek herhangi bir grubu desteklemekten kaçınmaya’’ çağırdılar.
Aşiretlerin saldırganlara karşı harekete geçeceği vurgulanan açıklamada, “SDG kontrolündeki bölgelerdeki halkımızdan, bölgeye daha fazla felaket getirebilecek her türlü girişime hızlı ve kararlı bir şekilde son vermelerini talep ediyoruz” denildi.
'IŞİD'in kasabalarımıza geri döneceği korkusu mantıksız'
Konuyla ilgili bir gelişme olarak, aralarında el-Bakara gibi aşiretlerin de bulunduğu yedi köyün (el-Hüseyniye, el-Salihiye, Hatla, Marat, Haşem, Mazlum ve Tabia) aşiretlerinin oğulları, ileri gelenleri ve eşrafından bir açıklama geldi.
El-Anabza, el-Maamra, el-Bu Şalhum, el-Bu Ali el-Hüseyin, el Dulayim, el-Ak Bubdran ve el-Bakir köylerindeki uluslararası koalisyon güçlerinin varlığının öncelikle terör örgütü IŞİD ile mücadele amaçlı olduğunu açıkladı.
Açıklamada ‘güçlü bir şekilde’ “Biz IŞİD değiliz” denildi.
Köylerine yönelik son saldırılara da değinilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu ayın başından beri korumanız altındaki gruplar asılsız bahanelerle barışçıl köylerimize saldırılar düzenliyor. Yerlerinden edilen insanların geri dönmek istediklerini iddia ediyorlar, ancak kimse onları bunu yapmaktan alıkoymadı. İnsanlarımızın evleri - ebeveynleri, kardeşleri ve akrabaları - saldırıya uğramadı ve evlerinde güven içinde yaşamaya devam ediyorlar.”
Açıklama şöyle devam etti:
“Bu saldırıların gerekçelerinden biri de bizim talebimiz üzerine gerçekleştirildiği iddiasıdır. Bunu kategorik olarak ve kesin bir dille reddediyoruz. Barış, güvenlik ve istikrar içinde yaşıyoruz ve bu saldırılar sadece kaos, yerinden edilme, yıkım ve kişisel hesaplaşmalarla sonuçlandı.”
Açıklamada ayrıca IŞİD'in bölgeye geri dönmesinden korkulduğu iddiasına da değinilerek bu iddia “mantıksız” olarak nitelendirildi:
“Herhangi bir terörist grubun bölgemize geri dönmesini engelleme sorumluluğu tamamen bize aittir. Herhangi bir köydeki evlerine dönmek isteyen herkese gelince, bizim evlerimizle birlikte onların evleri de onları karşılamaya hazırdır.”
Açıklama, uluslararası koalisyonu yönetenlere seslenerek son buldu:
“Bu yanlış iddialar sizi yanıltmasın. Eğer bu gruplar eylemlerinde ısrar ederlerse, pozisyonunuzu netleştirmenizi ve bu konuyla aranıza mesafe koymanızı rica ediyoruz.
Biz aşiretler olarak kendi işlerimizi müdahale olmadan hallederiz.
Bu gruplara gelince, Suriye Arap Ordusu birliklerinin varlığından bağımsız olarak biz birleşik bir aşiret topluluğuyuz ve aranızdan bölgenin güvenliğini istikrarsızlaştırmaya çalışan herhangi bir saldırgana karşı harekete geçeceğiz.
Bu tür kişiler kanun kaçağı olarak kabul edilecek ve kanlarının dökülmesi kanun ve aşiret geleneklerine göre caiz sayılacaktır.”