İsrailli gazeteci ve siyasi yorumcu Ehud Yaari, Suriye'deki yeni siyasi manzarayı ve İsrail’e yansımalarını inceliyor.
YDH- İsrail Kanal 12’de ‘’Suriye’nin düşüşü İran’ın eksenine karşı bir zaferdir’’ başlıklı analizin yazarı İsrailli siyasi yorumcu Ehud Yaari, ‘’Yahya Sinvar’ın, geçen yıl 7 Ekim'de Ortadoğu'nun jeopolitik manzarasını değiştirmeyi öngördüğünü, başlangıçta hedefine ulaşmış gibi görünse de, bölgenin dinamiklerinin şimdi onun arzularına tamamen zıt bir şekilde değiştiğini’’ açıkladı.
‘’Esed'in devrilmesi, ordusu hiç savaşmamış olsa da çatışmada çok önemli bir anı temsil ediyor: İsrail ordusunun liderliğindeki bu çöküş büyük bir acı ve yıkıma yol açarak sözde “İran'ın direniş ekseni” karşısında kayda değer bir zafer kazandı’’ diyen Yaari, ‘’Suriye’nin çöküşünün, General Kasım Süleymani ve Hasan Nasrullah tarafından kurulan ve İsrail'i sürekli yıpratma ve etrafını saran bir füze ağı yoluyla aşamalı olarak ortadan kaldırmayı amaçlayan stratejik çerçevenin altını oyduğunu’’ belirtti.
Ehud Yaari, ‘’Artık Suriye üzerinden organize ikmal hatları yok ve İran'ın ikmal için kullandığı kara koridorları da kapatıldı. Lübnan Devleti'nde ganimete el koyacak ve Hizbullah'ın yeni cumhurbaşkanının seçilmesi ve kalıcı bir hükümetin kurulması üzerindeki vetosunu hızla elinden alacak siyasi güçlerin sayısı hiç de az değil.’’ diyerek ‘’Hizbullah’ın, güney ve batı Lübnan'da izole edilmiş bir yerleşim bölgesine benzeyeceğini’’ ortaya atıyor.
İsrailli yorumcunun analizi şu sözlerle devam ediyor:
‘’Benim naçizane görüşüme göre İsrail, isyancılar aracılığıyla Esed'in düşüşünü tam on yıl önce sağlayabilirdi.
Tereddüt ve hesaplanmış riskler alma korkusu isyancılara elimizden geldiğince yardım etmemizi engelledi.
2015 sonbaharında Rus Hava Kuvvetleri, Hizbullah güçleri ve İran Devrim Muhafızları ile birlikte geldi ve ayaklanmayı yavaş yavaş bastırdı.’’
Yaari, ‘’Suriye'de uzun bir iç karışıklık dönemi beklenmesi gerektiğini’’ ifade ediyor ve ekliyor:
‘’İran'ın ruhani lideri Ali Hamenei yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arka planda etkili bir figür haline gelecektir.’’
‘’Güneyli isyancıların İsrail'e yönelik oluşturduğu tehdide ilişkin yersiz bir büyütme söz konusudur. Bu kişilerin birçoğu Suriye'deki ayaklanmanın ilk aşamalarından beri İsrail'den yardım almaktadır.’’ diyerek ''Suriyeli muhaliflerin'' İsrail ile işbirliği içinde olduğunu yazan İsrailli yorumcu Suriyeli 'isyancıların' neden İsrail'e bir tür tehdit olmayacağını açıklığa kavuşturuyor.
‘’Suriye’deki silahlı grupların komutanları İsrailli yetkililerle yapılan toplantılara katılmış, IŞİD'in varlığı da dahil olmak üzere birkaç yıl boyunca, İsrail’e karşı önemli bir eylemde bulunmadan Golan Tepeleri sınırında kalmışlardır.’’
Analizinin sonlarında, ‘’Körfez ülkelerinin, Suriye’deki yeni rejimin görece ılımlı hareket etmesini ve cihatçı geçmişine takılıp kalmamasını sağlamak için hızla Suriye'de boy göstereceğini’’ kaydeden Yaari yorumlarını şu sözlerle sonlandırıyor:
‘’Kısacası, şimdi kutlama zamanı’’
