Yedioth Ahronoth gazetesi, İsrail'in 7 Ekim sonrası bölgede ilk kez stratejik bir avantaj elde ettiğini yazdı. Bu fırsatın diplomatik kazanımlara dönüştürülmesi gerektiğini öne süren gazete, tarihsel deneyimlere işaret ederek bu tür avantajların doğru kullanılmadığını savundu.
YDH - İsrail, 7 Ekim 2023’te başlayan olaylardan bu yana ilk kez stratejik bir üstünlük yakaladı. Avi Silon, Yedioth Ahronoth gazetesindeki yazısında, Suriye’nin düşüşü, Hizbullah’a yönelik ağır saldırılar ve Gazze’de esir takası anlaşmasına yaklaşıldığı söylentilerle İsrail’in "önemli bir konuma" geldiğini belirtti.
Silon, "Başlangıçta Arapların 1967 savaşına benzetilen bu süreçte, İsrail'in hem kuzeyden hem de güneyden zayıfladığı düşünülüyordu. Ancak dengeler tamamen değişti," ifadelerini kullandı.
Tarihsel olarak, İsrail’in benzer fırsatları değerlendiremediğine dikkat çeken Silon, 2011’deki "Arap Baharı" sırasında yaşananları örnek gösterdi.
İsrail'in bu dönemli askeri ve diplomatik olarak kendi lehine kullanmadığını kaydeden Silon, “O yıllarda Filistin meselesi geri planda kaldı, fakat bu durum 7 Ekim saldırılarıyla acı bir şekilde sonuçlandı,” değerlendirmesinde bulundu.
Silon’a göre, bu kez İsrail’in öncelikli hedefi Gazze’de tam bir anlaşmaya varmak olmalı ve bu anlaşma, "tüm esirlerin serbest bırakılması ve Hamas yönetiminin Filistin Yönetimi ile değiştirilmesini içermeli."
Ayrıca Arap ülkelerinin bölgede gözlemci olarak yer alması gerektiğine dikkat çeken Silon, “Şimdi, Hamas’ın başarısız olduğu ve düşmanların zayıfladığı bu dönemde barış görüşmelerini yeniden başlatmak en mantıklı adım olacaktır,” dedi.
Silon, bu sürecin İsrail’in uluslararası imajını güçlendireceğini ve İsrail'in Filistinlilere "yeni bir barış teklifiyle yaklaşmasının" hem bölgede hem de dünyada olumlu karşılanacağını ifade etti.
Öte yandan Silon, İsrail’in yeni bir Suriye stratejisi geliştirmesi gerektiğini öne sürdü. Suriye’deki mevcut güç dengesine dikkat çeken yazar, İran, Rusya, Türkiye ve ABD’nin etkisini artırmaya çalıştığı bir dönemde, İsrail’in de bu tabloda yer alması gerektiğini söyledi.
Silon, “Bir düşünün, 1977’de Enver Sedat’ın Kudüs’e yaptığı tarihi ziyarete benzer bir adım atarak, örneğin Suriye muhalefet liderlerinden Colani'yi Kudüs’e davet etmek, büyük bir barış sinyali olabilir,” diye ekledi.
Silon, 2024 seçimlerinin ardından Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesiyle İsrail’in önemli bir fırsat yakalayacağını öne sürdü.
Geçmişteki savaşların, her zaman yeni diplomatik fırsatlar yarattığını belirten yazar, “Şimdi, askeri başarılardan öteye geçerek, Ortadoğu’nun çehresini değiştirecek adımlar atmanın tam zamanı,” ifadelerini kullandı.
Ancak Silon, bunun için mevcut liderliğin yalnızca askeri zaferlerle yetinmek yerine, bu tarihi fırsatı değerlendirecek vizyona sahip olması gerektiğini savundu.
