HTŞ rejiminin yeni Suriye ordusunun komuta kademesine yabancı subayları getirme kararı, Suriye toplumunda tartışmalara neden oldu. Bu karar, yabancıların Suriye’deki etkisini artırırken, yerel subayların dışlanmasına yol açtı.
YDH - Ebu Muhammed el-Colani'nin yeni Suriye ordusunun idari yapısına atadığı bir grup “subay", Suriye toplumunda geniş bir tartışma yarattı.
Bu karar, son yıllarda “cihat” amacıyla Suriye’ye gelen ve şimdi ülkenin ordusunun temel direklerinden biri haline gelen pek çok yabancı ismin yer alması nedeniyle tepki çekti.
Bu kişiler, Suriye vatandaşlığı almaları ve resmi statülerinin düzenlenmesi süreci tamamlanmadan önce bu pozisyonlara getirildi.
Bu gelişme, Kiev yetkililerinin, Suriye’yi şu anda yöneten Heyet Tahrir eş-Şam ile olan güçlü ilişkilerinin meyvelerini toplamak için Şam’a geldiği bir döneme denk geldi. Bu durum, Moskova ile uzak bölgelerdeki çatışma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Colani tarafından imzalanan bu karar, yeni bir anayasa oluşturulmadan ve “geçici” bir yönetim altında böyle bir kararın nasıl alınabildiği konusunda soru işaretleri yarattı.
Bu geçici yönetimin amacı, kurumların işleyişini sağlamak ve istikrarlı bir gelecek için hazırlık yapmak olarak açıklanmıştı. Colani, bu sürecin dört yıl süreceğini duyurdu.
Yeni Savunma Bakanı Merhef Ebu Kusra’nın imzasını taşıyan ve kendisinin de tuğgeneral rütbesine terfi ettiği listede, çoğunluğu akademik geçmişi olmayan Suriyeliler olmak üzere yaklaşık 50 isim yer aldı.
Bunun yanı sıra, Ürdünlü, Türkistanlı, Tacikistanlı ve Çeçen isimler de listeye dahil edildi. Fakat, Suriye ordusunun kendisini yeni yönetime teslim eden veya son yıllarda savaştan ayrılan subayları ise dışlandı.
Bu terfiler, Suriye’nin başkentinde gerçekleştirilen bir askeri törenle aynı zamana denk geldi ve HTŞ'nin hükümet ve devletin tüm kurumları üzerindeki hakimiyetini gözler önüne serdi.
Güvenlik kurumlarının yapısı henüz açıklanmamış olsa da İdlib’deki deneyimin burada da tekrarlanacağı ve yabancıların yine önemli bir rol oynayacağı tahmin ediliyor. Suriye’ye gelen yabancılar, “İslami hilafet” kurma sloganlarını hala savunuyor.
Bu sırada, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, Şam’a geldi ve Colani ile Halk Sarayı’nda uzun bir görüşme gerçekleştirdi. Sibiga, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi umudunu dile getirdi.
HTŞ rejiminin dışişleri bakanı Esad eş-Şeybani ile ortak basın toplantısı düzenleyen Sibiga, Rus birliklerinin Suriye’den çıkarılması çağrısında bulundu.
Bu çağrı, Colani'nin Rus birliklerinin şu anda Suriye’de kalmaya devam edeceğini ve Şam’ın dünyanın ikinci büyük gücüyle sağlam bir ilişki kurmak istediğini açıklamasından sadece bir gün sonra geldi.
Sibiga, 2022’de iki ülke arasındaki ilişkilerin kesilmesinden bu yana Suriye’yi ziyaret eden ilk Ukraynalı yetkili olarak, Rusya’nın durdurduğu buğday sevkiyatının ardından ülkesinin Suriye’ye bir buğday sevkiyatı gönderdiğini belirtti.
Sibiga, “Rusya, Beşşar el-Esed rejiminin vahşet suçlarına ortaktır,” dedi ve ülkesinin, “eski rejim ve Rusya’nın işlediği suçlarla ilgili delil toplama ve soruşturma konusunda Suriye’ye yardım etmek istediğini” ekledi.
Ancak Şeybani, Ukrayna dışişleri bakanının Rus birliklerinin çıkarılması çağrısını görmezden geldi ve açıklamalarında yeni rejimin Ukrayna ile siyasi ve iktisadi alanlarda sağlam bir ilişki kurmaya hazır olduğunu vurguladı.
Paralel bir gelişme olarak, Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah Ali el-Yahya, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Bakanlar Konseyi’nin mevcut dönem başkanı olarak, KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bedevi ile birlikte Şam’a geldi.
El-Yahya, ziyaretinin amacının “Konsey üyesi ülkelerin Suriye’nin yanında olduğuna dair birleşik bir mesaj iletmek” olduğunu söyledi.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı, bu ziyaretin KİK Bakanlar Konseyi’nin tavsiyeleri doğrultusunda gerçekleştirildiğini ve “Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü garanti eden temel ilkelere bağlılığı yansıttığını” belirtti.
Kuveyt ziyareti, Şeybani’nin Suudi Arabistan’dan resmi bir davet aldığını açıkladığı bir döneme denk geldi.
Şeybani, X platformunda yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan el-Suud’dan resmi bir davet aldım,” dedi.
Şeybani, bu daveti kabul ettiğini ve ülkesini temsil etmekten onur duyduğunu belirterek, “Suudi Arabistan ile her alanda stratejik ilişkiler kurmayı hedefliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Geçen hafta, bir Suudi güvenlik ve diplomatik heyeti, medyadan uzak bir şekilde Şam’ı ziyaret etmiş ve taraflar, Suriye’deki yeni durumları ve iş birliği yollarını görüşmüştü.
Bu ziyaretin ardından, Suudi Arabistan’ın Suriye’ye yardım kampanyası hazırlıklarına başladığı ve Colani'nin Suudi el-Arabiya kanalına verdiği mülakatta Suudi Arabistan’a övgüler yağdırdığı bildirildi. Bu gelişmeler, Suriye’deki mevcut bölünmüşlüğü sona erdirmeye yönelik adımlar olarak görülüyor.
İç siyasette ise, Suriye sokaklarında kadınların rolünün göz ardı edilmesine yönelik tepkileri yatıştırmak amacıyla, HTŞ rejiminde kadın dosyasından sorumlu Aişe ed-Debs’in son açıklamalarının ardından, yeni yönetim, Meysa Sabrini’yi Suriye Merkez Bankası Başkanı olarak atadı. Sabrini, bu görevi üstlenen ilk kadın olarak tarihe geçti.
Ayrıca, Şam Üniversitesi’nden muhasebe alanında yüksek lisans derecesine sahip olan Sabrini, HTŞ veya yakın çevresinin dışından gelen ilk yetkili oldu.
Sabrini, daha önce Suriye Merkez Bankası eski Başkanı Muhammed İssam Hazime’nin birinci yardımcısı olarak görev yapmış ve Aralık 2018’den bu yana Şam Menkul Kıymetler Borsası Yönetim Kurulu’nda Merkez Bankası’nı temsil etmişti.