İsrail, uluslararası toplumu yanıltarak Lübnan’daki ateşkes ihlallerini meşrulaştırmaya ve yeni bir fiili durum oluşturmaya çalışıyor. Lübnan direnişi, uluslararası anlaşmalara bağlı kalırken, İsrail’in ihlallerini kınayarak siyasi çözüm çağrısında bulunuyor.
YDH - İsrail, uluslararası toplumu yanıltarak ve Amerikan yönetimine baskı yaparak, Lübnan’ın güneyindeki sürekli ihlallerini meşrulaştırmaya çalışıyor.
Bu durum, İsrail’e ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesi için daha fazla zaman kazandırma amacını taşıyor.
Union Araştırma ve Geliştirme Merkezi tarafından yayımlanan değerlendirmeye göre, İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi’nin 1 Ocak 2025 tarihinde BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi Başkanı’na gönderdiği iki dilekçe, İsrail’in uluslararası kamuoyunu yanıltmaya ve BM’nin 1701 sayılı kararına uyulması çağrısını ihlal ederek Lübnan topraklarında kalmaya devam etmek için hukuki olmayan gerekçeler öne sürdüğünü ortaya koyuyor.
Merkez, İsrail’in ateşkes süresinin bitmesine rağmen Hizbullah’ın askeri altyapısını ortadan kaldırma iddiasıyla Lübnan topraklarında kalmaya devam etme çabasını, "Lübnan’ın egemenliğine açık bir ihlal ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir durum" olarak nitelendirdi.
Ayrıca, bu durumun "Lübnan topraklarında yeni bir işgalin tescili anlamına geldiği" vurgulandı.
İsrail’in, "Lübnan’a karşı önleyici bir savaş başlattığını ve bunun kendi güvenliği için gerekli olduğunu" iddia etmesi, sivil altyapıyı tahrip etmesi, savaş suçları ve insanlık suçları işlemesi, sivilleri evlerinden ve köylerinden zorla çıkarması gibi eylemlerini meşrulaştırmıyor. Bu durum, uluslararası insani hukuk ve anlaşmaların açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor.
İsrail medyasının, ABD’den daha fazla zaman talep ettiği yönündeki propagandasına karşılık, Union Araştırma ve Geliştirme Merkezi, İsrail’in Litani Nehri’nin güneyindeki Hizbullah’ın askeri altyapısını imha etme iddiasıyla Lübnan’da kalma süresini uzatma talebinin, "İsrail’in gizli niyetlerini ve yeni bir saldırı aşamasına hazırlandığını" gösterdiğini belirtti.
El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre merkez, "Lübnan ordusunun 1701 sayılı karar çerçevesinde kendisine verilen görevleri yerine getirecek imkanlara sahip olmadığı" iddiasını da eleştirerek, "Lübnan ordusunun silahlandırılmasını engelleyen ve Lübnan topraklarında konuşlanmasını zorlaştıranın kim olduğu" sorusunu gündeme getirdi.
‘Direniş, Lübnan’ı savunma hakkına sahiptir’
Öte yandan merkez, "uluslararası anlaşmalara ve meşruiyete uygun olarak Lübnan direnişinin, ülkesini, halkını ve toprak bütünlüğünü savunma hakkı olduğunu" vurguladı. Ayrıca, "Lübnan direnişinin ateşkes anlaşmasına bağlı kaldığını, İsrail’in ihlallerini izlediğini ve Lübnan hükümetini bu durumu sona erdirmeye çağırdığını" belirtti.
Merkez, "direnişin bağlılığının, fiili duruma boyun eğmek anlamına gelmediğini, geçici bir siyasi çözüm için fırsat yaratma çabası olduğunu" ifade etti.
Bu kapsamda, Hizbullah dün yaptığı açıklamada, "anlaşmaya sıkı sıkıya bağlı kalınmasını ve işgalin uzatılmasına yönelik her türlü gerekçeye izin verilmemesini" talep etti.