Ayetullah Hamenei: Gazze, ABD destekli İsrail rejimini dize getirdi

img
Ayetullah Hamenei: Gazze, ABD destekli İsrail rejimini dize getirdi YDH

İslam Devrimi Lideri Ali Hamenei, ABD'nin emperyalizmin ve sömürgeciliğin açık tanımı olduğunu ve küresel finans çevrelerinin kontrolü altında bir yönetim olduğunu belirtti ve böyle bir yönetimin desteklediği İsrail rejimini Gazze'nin küçük düşürdüğünün altını çizdi.




YDH- İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, bugün (Salı), bir grup İranlı yetkili ve Müslüman ülkelerin Tahran büyükelçileriyle İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in, Allah'ın son elçisi olarak görevlendirilmesi münasebetiyle kutlanan Bi’set Yıldönümü dolayısıyla bir araya geldi.

Ayetullah Hamenei, mevcut dönemdeki Direniş Ekseni’nin nebevî Bi'set’ten bir damla olduğunu dile getirdi:

‘’Bu direniş hareketi, aynı peygamberlik kaynağından bir damladır. Direniş, İslami İran'dan başladı ve Müslüman milletleri uyandırdı. Bazı Müslüman milletleri harekete geçirdi ve birçok gayrimüslimin de vicdanını uyandırdı. Hâkimiyet sistemi tanındı ve tanıtıldı. Pek çok millet hâkimiyet sistemini tanımıyordu, bilmiyordu.’’

Direnişin kökeninin İran İslam Devrimi olduğunu belirten Devrim Lideri, Gazze'deki muhteşem zafere atıfta bulunarak şöyle dedi:

"Bu küçük ve sınırlı bölge, Amerika'nın tam desteğine dayanan ağır silahlı Siyonist rejimi diz çöktürmeyi başardı ve bu zafer, aklı ve imanı kullanmaktan, gönlünü Allah'a koymaktan, Allah'ın yüceliğine inanmaktan gelir."

Konuşmasının başka bir yerinde Devrim Lideri, dost ve düşmanların Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın şehadetinin Lübnan'ın direniş hareketini ortadan kaldırdığını düşündüklerini söyledi ve şunu vurguladı:

“Hizbullah sadece sona erdirilmediğini göstermekle kalmadı, Siyonist rejime karşı durmak için daha fazla ilham aldı”

Devrim Lideri, günümüz dünya olaylarına rasyonel bir bakış açısının herkes için özellikle de büyük ve İslami İran'ın yetkilileri için elzem olduğunu belirterek, sömürgecilerin insan toplumlarını yağmalama yaklaşımını açıkladı:

‘’Sömürgecilik tarihi, “doğal kaynakların yağmalanması”, “kültürel yağma ve özgün kültürlerin yok edilmesi” ve ulusların “ulusal ve dini kimliklerinin yağmalanması ve ele geçirilmesi” olmak üzere üç aşamayı göstermektedir ve bugün dünyadaki güçlü ve şeytani sistemler, sömürgeciliğin üç aşamasını da milletlere dayatmaktadır.

Zalim güçlerin sömürüsü ilk aşamada kaynakların yağmalanmasıyla başladı. Sömürgecilik tarihini okuyun, bunların hedef aldığı ve ardı sıra gittiği ilk şey doğal kaynaklardı, buradan başladılar.

İkinci aşamada sömürgecilik, milletlerin asil kültürlerini yok etmekti ki bu gerçekten göz yaşartıcı bir durumdur. Afrika'da, sömürgecilerin tamamen yok ettiği asil medeniyetler ve kültürler vardı, aslında burayı da yağmaladılar. Kültürel yağma.

Üçüncü aşamada sömürgecilik, milletlerin ulusal ve dinsel kimliklerine göz dikerek onu kontrolü altına almaya çalıştı.’’

Ayetullah Hamenei, zamanımızın sömürgecilik ve istikbarının (zorbalığın) tam tanımının Amerika olduğunu teyit etti; Amerikan rejimini müstekbir ve sömürgeci güçlerin zirvesinde ve dünya mali güçlerinin etkisi altında bir yönetim olarak nitelendirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Her gün, büyük finansal karteller ulusların kimliğini ve çıkarlarını değiştirmenin ve sömürgeci nüfuzlarını genişletmenin yollarını planlıyor ve Kur'an'ın dediği gibi, sizi belaya sokan her şeyi severler. Yani, dünyanın süper mali güçleri bugün bir dizi Batılı hükümete, özellikle de ABD hükümetine hükmetmektedir. Sömürgeciliğin her üç aşamasını da planlayanlar sözde karteller, tröstler ve benzerleridir.”

Ayetullah Hamenei konuşmasında ayrıca, ABD'nin 1988 yılında bir İran yolcu uçağını düşüren füze kruvazörünün komutanına ödül vermesini ve Kongre'nin 2024 yılında İsrail'in katil başbakanını ayakta alkışlamasını, düşmanların “kötü doğasının ve diplomasi gülümsemelerinin ardına gizlenen düşmanlıklarının ve kinlerinin” örnekleri olarak nitelendirdi.

“Bilmeliyiz ki diplomasi gülümsemelerinin ardında gizli ve kötü niyetli düşmanlıklar ve kinler saklıdır. Gözlerimizi bu gerçeklere açmalı ve Kur'an'ın dediği gibi onlarla yani İslam düşmanlarıyla perde arkasında dostluk aramamalıyız,” diye vurguladı.

Ayrıca küresel temaslarda dikkatli olunması çağrısında bulunarak, “Kiminle muhatap olduğumuza ve kiminle anlaşma veya müzakere yaptığımıza dikkat etmeliyiz” dedi ve ekledi:

‘’Bis'et olayı sadece tarihsel bir olay değildir, günümüz şartlarında da insanlığa rehberlik edebilir zira Bis'et, sürekli bir harekettir; her dönemde onun bereketlerinden yararlanılabilir. Eğer akıl ve iman doğru kullanılırsa, bireysel ve toplumsal dönüşüm sağlanabilir.’’