Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani'nin İran'a gerçekleştirdiği ziyarette, Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgesel konular ele alındı. Görüşmelerde, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve bölgedeki istikrarın sağlanması konularında mutabakata varıldığı belirtildi.

YDH - Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, Tahran'da İranlı yetkililerle yaptığı görüşmelerde Gazze, Suriye ve Lübnan'daki gelişmeleri değerlendirdi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi adına "iyi kararlar" alındığını ve bölge ülkelerinin istikrar ve güvenliği sağlama potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
Pizişkiyan, Suriye'deki duruma değinerek, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve Suriye halkının kendi kaderini tayin etme hakkına verdikleri önemi yineledi.
Ayrıca, Katar'ın Gazze'de ateşkes müzakerelerindeki ve Filistinli esirlerin serbest bırakılmasındaki çabalarına teşekkür etti.
Emir Temim bin Hamad, yaptığı basın açıklamasında, bölgedeki gelişmeler ve zorluklar ışığında bu ziyaretin önemine dikkat çekerek, koordinasyon ve istişare ihtiyacını vurguladı.
Ayrıca, son dönemde yapılan ortak ekonomik komisyon toplantılarının sonuçlarının takip edilmesi, İran ve Katar arasındaki ticaret hacminin artırılması ve işbirliğinin tüm alanlarda genişletilmesi konularında mutabık kaldıklarını belirtti.
Katar Emiri, Pizişkiyan'ın İran'ın Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladı ve bu tür diyalog ve anlayışların bölgedeki istikrarı destekleyeceğini, ülkelerin ve halkların refahını artıracağını ifade etti.
Gazze'de ateşkesin sağlanması ve yardımların devamlılığına vurgu yapan Temim, Suriye'de kapsamlı bir siyasi sürecin başarıya ulaşmasının önemine de değindi.
İran Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından Katar Emiri, Tahran'daki ofisinde İran'ın devrim lideri Ayetullah Ali Hamenei ile bir araya geldi.
Ziyaretin ardından İran'da, Katar Emirinin Washington'dan Tahran'a bir mesaj getirmiş olabileceği veya İranlı yetkililerle İran-ABD ilişkilerindeki son gelişmeleri, özellikle Donald Trump yönetiminin yaklaşımlarını ve iki taraf arasındaki görüşmelerin yeniden başlatılma olasılığını ele almış olabileceği yönünde spekülasyonlar ortaya atıldı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ziyaretten önce yaptığı açıklamada, Katar Emirinin İranlı yetkililerle yapacağı görüşmelerin Gazze, Suriye, Yemen ve Lübnan'daki durumlar da dahil olmak üzere ikili ve bölgesel konuları kapsayacağını belirtmiş, ancak Katar Emirinin Tahran'a özel bir mesaj getirip getirmeyeceği konusunda bilgi sahibi olmadıklarını da sözlerine eklemişti.
İran hükümet sözcüsü Fatıma Muhacirani ise düzenlediği basın toplantısında, ziyaretin Washington ile görüşmelerin kapısını açıp açmayacağına ilişkin soruya, İran tarafının her zaman görüşmelere açık olduğu, ancak diğer tarafın azami baskı uyguladığı, bu durumda görüşmelerin anlamını yitireceği yanıtını verdi.
Muhacirani, dünya ile diyaloğa her zaman açık olduklarını ve Katar Emirinin ziyaretini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
Bazı Batılı medya kuruluşlarına göre, Suudi Arabistan'ın İran ve ABD arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğu belirtiliyor.
Katar ve Umman Sultanlığı'nın son yıllarda İran ve ABD arasında mesaj alışverişinde daha büyük bir rol oynadığı biliniyor.
Bu türden haberler, İranlı ve Amerikalı yetkililerin açıklamalarının iki taraf arasında derin bir uçurum olduğunu göstermesi ve gelecekte görüşmelerin yeniden canlanması umutlarını azaltmasıyla aynı zamana denk geliyor.
Öte yandan İran Devrim Lideri Ayetullah Hamenei, Amerika ile yapılan görüşmelerin "onur kırıcı" olduğunu belirtmişti. Bu açıklama, ABD Başkanı. Donald Trump'ın İran'a yönelik azami baskı politikasını içeren bir kararname imzalaması ve aynı anda İran ile görüşmelere hazır olduğunu ilan etmesine yanıttı.
Aynı zamanda, İsrail'in Gazze, Lübnan ve Suriye'deki gelişmelerin ardından Trump yönetimini Tahran ile karşı karşıya gelmeye teşvik ettiği görülüyor.
Bu bağlamda, İran nükleer dosyasıyla ilgili bir anlaşmaya varılamaması durumunda, İsrail'in Amerika ile koordineli ve destekli bir şekilde İran nükleer tesislerine askeri bir operasyon düzenleme olasılığına dair spekülasyonlar artıyor.
Bu spekülasyonlar, Ayetullah Hamenei'yi üç gün önce şu açıklamayı yapmaya sevk etti: "Düşmanın başlattığı katı savunma ve maddi tehdit açısından herhangi bir endişemiz ve sorunumuz yok ve katı tehditlere karşı koyma yeteneklerimiz yüksek düzeyde."