Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR), İsrail'in enerji sektörüne katılımını artırmaya hazırlandığını söyleyen İsrail medyası, SOCAR'ın bu girişiminin ileride İsrail, Azerbaycan, Türkiye, Ürdün ve Suriye arasında yeni bir ilişki doğurabileceğini iddia etti.

YDH- İsrail ekonomi gazetesi Globes'de yer alan habere göre, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) İsrail'in enerji sektörüne katılımını artırmaya hazırlanıyor.
Globes’a bilgi veren kaynaklar, İsrail'in işgal ettiği suların kuzeybatısındaki Blok I'de gaz aramak için British Petroleum (BP) ve Yitzhak Tshuva'nın NewMed Energy (TASE: NWMD) ile konsorsiyumda operatör olarak yer alan SOCAR'ın iki hafta içinde İsrail Enerji ve Altyapı Bakanlığı ile bir çalışma planı imzalayacağını bildirdi.
Gazete, SOCAR'ın İsrail'deki faaliyetlerini “genişletmesinin” arkasındaki en önemli aktörlerden biri olarak NewMed Energy CEO'su Yossi Abu'yu gösterdi.
Haberde, imza törenine Azerbaycan hükümetinden üst düzey bir ismin de katılacağı bildirildi.
SOCAR'ın bu son hamlesinin, İsrailli işadamı Aaron Frenkel'in bu yılın başlarında Tamar gaz sahasındaki %10'luk hissesinin yarısını Azerbaycan enerji şirketine satmayı kabul ettiği büyük anlaşmanın ardından geldi.
Azerbaycan, “I bloğu” için çalışma programının imzalanmasını “stratejik bir hamle” olarak görmekte. Bu, SOCAR'ın Azerbaycan dışındaki ilk sondaj çalışmaları olacak.
Globes, bu anlaşmanın “daha önce” hayata geçirilmek istendiğini, ancak savaş ve ardından gelen “istikrarsız bölgesel güvenlik durumu” nedeniyle ertelendiğini ileri sürdü.
“İsrail ve Türkiye için önemli bir oyuncu”
Globes, SOCAR'ın İsrail'in işgal ettiği sularda gaz arama çalışmalarındaki girişiminin, “diğer hususların yanı sıra bölge için dramatik jeopolitik sonuçlar doğurduğunu” iddia etti.
Haberde, SOCAR’ın, Türkiye ve İsrail için “önemli bir enerji tedarikçisi” olduğu belirtildi. Gazeteye göre, şirket, Türkiye'de son 17 yılda 18,5 milyar dolar yatırım yapan en büyük yabancı yatırımcı ve SOCAR'ın ülkedeki iştiraki 10 binden fazla kişiye istihdam sağlamakta.
Globes, Azerbaycan’ın aynı zamanda İsrail için de “önemli bir enerji tedarikçisi” olduğunu belirtti.
Petrol ihracatı 2024 yılında Bakü'ye toplam 14,4 milyar dolar gelir getirirken, “İsrail altıncı en büyük pazar” oldu.
Türkiye'nin İsrail'e uyguladığı ticari “ambargoya” rağmen AKP yönetiminin, Türkiye’den Hayfa'ya Azerbaycan petrolü sevkiyatını durdurmadığını belirten Globes, bunun nedeninin, Ankara'nın SOCAR'a olan “enerji bağımlılığı” ve “Azerbaycan ile ilişkileri bozmama ihtiyacı” olduğunu kaydetti.
“İran'a karşı cephenin uluslararası düzeyde güçlendirilmesi”
Ayrıca, İsrail ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler de çok yakın. Globes, Azerbaycan’ın 2018-2022 yılları arasında “İsrail savunma sanayisinin en büyük ikinci müşterisi” olduğunu (İsrail'in tüm savunma ihracatının %9'undan fazlası) söyledi.
Globes’un iddiasına göre, iki ülke arasındaki ilişki, Azerbaycan'ın güney komşusu “İran'dan gelen büyük tehdide karşı birlikte çalışmaya” da dayanıyor.
Geçtiğimiz ay Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın uluslararası ilişkilerden sorumlu yardımcısı Hikmet Hacıyev, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Tel Aviv'deki Azerbaycan Büyükelçiliği'nde bir araya gelerek “bölgesel gelişmeleri” ele almıştı.
Gazeteye göre, ikilinin konuştuğu başlıca bölgesel gelişmeler, Suriye'deki gelişmeler konusunda Türkiye'yi “yatıştırma ve arabuluculuk yapma arzusuydu.” Bundan sadece bir hafta sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in bir yardımcısı Ankara'ya gelerek İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile bir araya geldi ve Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçiliği ikilinin “bölgesel ve küresel” konuları ele aldığını bildirdi.
Azerbaycan ve İsrail Enerji Bakanlığı arasında imzalanan taslak anlaşmanın “tek jeopolitik öneminin bu olmadığını” söyleyen Globes’e göre, SOCAR'ın faaliyet göstereceği “Blok I”, İsrail'in Lübnan ve Kıbrıs ile olan deniz sınırlarında yer alırken, Türkiye bu “ekonomik suların sınırlarını” tanımıyor.
Gazete, ancak Azerbaycanlı SOCAR'ın bölgedeki faaliyetlerinin genişlemesiyle birlikte, Türkiye’nin karşı çıkmayacağını ve bu hamleyi engellemeye çalışmayacağını iddia etti.
“Bölgesel işbirliği potansiyeli ve Suriye bağlantısı”
Haberde, SOCAR'ın NewMed ve BP ile Blok I'de gaz arama konsorsiyumuna girerken göz önünde bulundurduğu bir diğer hususun da Azerbaycan için “stratejik konumu” olduğu belirtildi.
Globes’e göre, Azerbaycan, diğer hususların yanı sıra, gaz bulup Türkiye'nin güneydoğusundaki Mersin'e ve oradan da Türkiye'de zaten var olan ve aktif olan bir boru hattı aracılığıyla Avrupa ülkelerine taşımayı ve böylece gücünü pekiştirmeyi amaçlamakta.
Buna ek olarak, Azerbaycan’ın enerji faaliyetlerini genişleterek, birçok ülkeyi gaz boru hatlarıyla birbirine bağlamak için “daha büyük bölgesel planlara sahip olabileceğini” ileri süren gazete, Tamar rezervuarından 2024 yılında üretilen 10,09 BCM'nin yaklaşık %34'ünün diğerlerinin yanı sıra Ürdün'e satıldığını ve Leviathan'dan üretilen 11,33 BCM'nin yaklaşık %81,4'ünün ihracata yönlendirildiğini bildirdi.
Ürdün güneyden kuzeye, Humus'a kadar Suriye'ye bağlanan ve oradan Lübnan'daki Trablus'a ve Suriye'nin batısındaki Banyas'a uzanan Fecr gaz boru hattı ile kesişmekte.
Üst düzey bir enerji sektörü yetkilisi Globes’a yaptığı açıklamada, iki ülkeyi gaz boru hatlarıyla birbirine bağlayacak ve maliyeti 200 milyon dolara ulaşabilecek bir projenin hayata geçirilmesi için “potansiyel” olduğunu söyledi.
Genel olarak enerji sektöründe, özel olarak da gaz sektöründe bunun büyük bir meblağ olmadığını belirten gazete, projenin “kesinlikle mantıksız olmadığını” ve böyle bir projenin “ilgili tüm taraflara fayda sağlayabileceğini” iddia etti.
Globes’e göre, “gazdan ve Türkiye'nin gaza olan ekonomik bağımlılığından daha fazla gelir elde edecek olan İsrail; toprakları üzerinden yapılacak taşımacılıktan telif geliri elde edecek olan Ürdün; Batı'ya yakınlaşmaya çalışan Suriye, hem ithal edilen gazı kendi avantajına kullanabilecek hem de İsrail ile ilişkilerini yeniden inşa edebilecek.”