"Başka bir deyişle İsrail, Suriye'deki uzun vadeli stratejisini uygulamaya devam etmesini kolaylaştıracak şekilde, rejimin kendisine karşı düşmanlık göstermesi için bir 'gerekçe' yaratmak istiyor."

YDH - Siyonist rejim, Suriye'nin güneyini merkezi otoriteden koparma stratejisini hızlandırıyor. Askeri operasyonlar, hava saldırıları ve stratejik noktaların işgaliyle bölgede fiili bir "kanton" oluşturmaya çalışan İsrail, yerel Dürzi nüfusu kendi tarafına çekmeye çabalıyor. El-Ahbar yazarı Yahya Dabuk'a göre bu hamlelerin başarısı, ABD'nin değişken Suriye politikasına bağlı kalırken, Şam'daki yeni rejimin güneydeki kontrolünü tamamen kaybetme riski artıyor.
İsrail, Suriye'deki uzun vadeli stratejik hedeflerini gerçekleştirme çabalarını sürdürüyor. Bu hedefler, Suriye coğrafyasının güney kısmını Şam'daki merkezi otoriteden ayırmaya odaklanıyor.
Bu strateji, doğal olarak iş başındaki rejimin kimliğinden veya gücünden etkilenmiyor, aksine Suriye'nin bu bölümünü doğrudan veya dolaylı olarak kontrol etmek için zemin hazırlamayı amaçlıyor.
Son askeri operasyonlar, yoğun hava saldırıları ve askeri altyapının yok edilmesi dahil olmak üzere, İsrail'in bu bölgeyi Şam'ın kontrolünden çıkarmak ve merkezi otoritenin ileride nüfuzunu yeniden kazanmasını engellemeye çalıştığını açıkça gösteriyor.
Bu da Amerika'nın onayı ve "izni" olmadan gerçekleştirilemeyecek bir durum.
Ancak bu destek devam edecek mi? Bu soru, Amerika'nın Suriye'ye yönelik mantıksız yaklaşımı ışığında mantıklı görünüyor.
ABD bir yandan bu ülkeyi birleşik olarak İsrail ile normalleşme anlaşmalarına dahil etmeye çalışırken, diğer yandan coğrafyasını bölgesel ve uluslararası aktörler arasında nüfuz alanlarına bölmeye çalışıyor.
Bu aktörler, ülkenin resmi isimlendirmeleri, düzenleyici çerçevesi veya ilan edilen siyasi düzenlemeleri ne olursa olsun, her birine izin verilen nüfuz alanlarının sınırlarını belirlemek için kendi aralarında rekabet ediyorlar.
İsrail ise güneyi kontrol etme çabaları kapsamında askeri varlığını genişletti ve stratejik noktaları ele geçirip kara operasyonları gerçekleştirerek yeni bir gerçeklik yarattı.
Bu durumun, Dürzileri ve diğer yerli halkı İsrail koruması altında bağımsızlıklarını ilan etmeye "cezbetme" sürecini kolaylaştıracağını düşünüyor.
Aslında Tel Aviv sadece Suriye ordusunun güneydeki askeri kapasitesini yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda rejim güçlerinin veya müttefik grupların gelecekte bölgeye dönmemesini de sağlamaya çalışıyor.
Bu, resmen bağımsız bir varlık olarak ilan edilmese bile, rejimden ayrılmış bir "kanton" şeklinde yeni bir fiili durum yaratmak için zemin hazırladığı anlamına geliyor.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın işgal altındaki Hermon bölgesindeki şovu açık ve doğrudan mesajlar taşıyor.
Katz, buradan Suriye'deki yeni rejime ve lideri Ahmed Şaraa'ya (Ebu Muhammed el-Colani) saldırarak, İsrail'in Suriye sahasına yönelik yaklaşımının artık formüle edildiğini ve normalleşme adımları veya güvence girişimlerinden bağımsız olarak tüm hedeflerini gerçekleştirme yönünde uygulama aşamasına geçildiğini vurguladı.
Katz, İsrail'in bölgede uzun ve belirsiz bir süre kalacağını, "Golan Tepeleri ve el-Celil sakinlerini" "Colani veya onunla bağlantılı diğer cihatçı grupların" olası tehditlerinden korumaya odaklanacağını belirtti.
Ayrıca, yerel toplumla ilişkileri güçlendirmek ve sadakatlerini kazanmak amacıyla, Suriyeli Dürzilerin işgal altındaki Golan'daki İsrail yerleşimlerindeki işgücü piyasasına entegrasyonunun başladığını duyurdu.
Bu bağlamda İsrail, Şaraa ve ona bağlı grupları, uzlaşma ve yakınlaşma işaretlerinden vazgeçip rekabet ve düşmanlık işaretlerine, hatta mümkünse kendisine karşı gerçek bir stratejik veya askeri tehdit oluşturmadan kontrol edilebilir düşmanlığa yönelmeye zorluyor.
Başka bir deyişle İsrail, Suriye'deki uzun vadeli stratejisini uygulamaya devam etmesini kolaylaştıracak şekilde, rejimin kendisine karşı düşmanlık göstermesi için bir "gerekçe" yaratmak istiyor.
Fakat bazıları, bu tür çabaların kışkırtıcı bir nitelik taşıdığını ve gelecek aşamalara yönelik düzenlemeler yapılırken ve güneyde İsrail'in doğrudan veya dolaylı nüfuzu altında, rejimden izole özel bir bölge oluşturma şeklindeki nihai hedefe giden yolu hazırlarken bu aşamada gerekli görünmediğini düşünüyor.
Bu bölge, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerine benzer bir "kanton" haline gelebilir; burada sakinler, Kürtler ile Şam arasında uygulanabilirliği şüpheli "uzlaşma ve birleşme" anlaşmasından söz edilse de, dış güçlerin nüfuzu altında belirli bir özerkliğe sahip olacaklar.
Bu çerçevede, Suriye sınırı boyunca son İsrail askeri operasyonlarındaki gelişmeler, kalıcı bir askeri varlık oluşturma ve uzun vadeli stratejik hedefleri güvence altına almaya dönük artan çabaları gösteriyor.
Buradaki temel amaç, Suriye topraklarında 80 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturmak.
Bu çabalar, Suriye'nin onlarca askeri üssünü hedef alan geniş çaplı hava saldırılarını içerdi ve önceki saldırılarla birlikte yeni rejimin denklemdeki konumunu zayıflatacak nitelikte.
İsrail'in Hermon'u ele geçirmesi sadece askeri bir adım değil, aynı zamanda güneyde yeni bir fiili durum dayatmayı amaçlayan daha geniş bir stratejinin parçası.
İsrail kuvvetleri, askeri malzemelerle yüklü onlarca kamyonu imha etti ve Suriye ordusunun geride bıraktığı teçhizata el koydu; bu da bölgede rejimin askeri kapasitesini yeniden inşa etme girişimlerini engelleme niyetini yansıtıyor.
Esasında hiçbir net tahmin yok. İsrail ordusu sahada başarılar elde etmiş olsa da, bunlar hâlâ sağlamlaşmamış ve gelecekte değişime açık olduğundan, büyük stratejik değişikliklere yol açmıyor.
Özellikle Amerikan'ın Suriye sahasına ve akıbetine yönelik tutumu değişken olup, ülkenin bölgedeki jeopolitik konumunda, normalleşme anlaşmalarına dahil edilmesi yoluyla dramatik değişiklikler yaratmaya eğilimli.
Bu durum, İsrail'in yaklaşımının ileride değiştirilmesini gerektirecektir.
Her durumda İsrail, hüney Suriye'de çıkarlarına uygun bir gerçeklik dayatmaya çalışıyor. Kısa vadede varlığını ve kontrolünü pekiştirmeye, yeni rejimin güneye doğru hareket etmesini engellemeye ve onu bölgeden uzaklaştırmaya çalışıyor.
Bu çaba, bölgenin kendi himayesi altında bağımsızlaşmasına zemin hazırlıyor. Aynı zamanda İsrail, Amerikan'ın Suriye sahasına yönelik yaklaşımının ne yöne evrileceğini bekliyor.
Bu yaklaşımın tamamı mantıklı ve uygulanabilir olmayabilir, zira Washington'un şimdiye kadar kanıtlandığı üzere, karmaşık meseleleri basitleştirilmiş ve gerçekçi olmayan bir şekilde ele aldığı görülüyor.
Bu durum, İsrail'in Suriye'deki müdahalesinin orta ve uzun vadede istikrarına ilişkin başlangıçta mantıklı görünen tahminleri zorlaştırıyor.
Çeviri: YDH