Ensarullah'ın Kızıldeniz'deki hakimiyeti stratejistleri aciz bıraktı

img
Ensarullah'ın Kızıldeniz'deki hakimiyeti stratejistleri aciz bıraktı YDH

Ensarullah hareketi, bölgesel bir güç olarak Gazze'yi destekleyerek Direniş Ekseni’ndeki rolünü güçlendirirken, Sanaa, Gazze'ye destek için Kızıldeniz'deki İsrail gemilerini hedef almayı sürdürüyor, bu durum İsrail ve Batı'nın stratejilerini zorlaştırıyor. ABD, İngiltere ve İsrail'in, Yemen’e karşı etkisiz kaldığı bildiriliyor.




YDH- El-Ahbar’ın bildirdiğine göre, İsrail başlangıçta Yemen'e karşı ABD-İngiltere ittifakına güvenirken, şimdi bağımsız bir strateji geliştirmek ve Yemen için özel olarak tasarlanan ve tüm teknik ve insani istihbarat kaynaklarını, casus uyduları ve ABD ve Batı istihbaratının desteğini entegre eden güvenlik aygıtını güçlendirmek için çalışıyor.

Sanaa'nın Gazze Şeridi'ne uygulanan abluka nedeniyle Kızıldeniz'deki İsrail gemilerini hedef almaya devam etme kararına karşılık olarak İsrail ve Batı kaynaklarından çok sayıda güvenlik raporu, çalışma ve araştırma ortaya çıktı.

Uzmanlar, mevcut durumun İsrail ve ABD'nin Yemen'le çatışma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerini gerektirdiğini öne sürerken, araştırma merkezleri uzun vadeli bir askeri kampanyaya odaklanılmasını, yani Yemen'in altyapısını yok etmek için hava saldırıları yoluyla saldırıya devam edilmesini, özellikle Ensarullah'ın iç bütünlüğünü zayıflatmak için üst düzey liderliğine ve askeri üretim tesislerine odaklanılmasını öneriyor.

İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde araştırmacı olan Danny Citrinovitch, İsrail ve uluslararası koalisyonun geçen yıl Ensarullah'a yönelik eylemlerinin Kızıldeniz'deki İsrail varlıklarına yönelik saldırıları durduracak caydırıcı bir denge yaratmadığını kabul ediyor. Hatta hareket daha da güçlendi; bu durum İsrail'in Yemen'de bağımsız hareket etme eğilimini güçlendirebilir.

Yemen'deki operasyonların bugün yeniden başlamasıyla birlikte, Sanaa ile yaşanan ilk çatışmaya müdahil olmalarına rağmen Washington ve Londra'dan İsrail'in Kızıldeniz'deki çıkarlarını korumak için herhangi bir askeri eylem işareti gelmedi.

Ancak Sanaa hükümetine muhalif yazar ve araştırmacılar, Trump yönetiminin Yemen'deki gerginliklere yaklaşımının Joe Biden'ınkinden farklı olacağına inanıyor ve Ensarullah’ın bölgesel kabiliyetlerini ortadan kaldırmayı ya da en azından zayıflatmayı amaçlayan önemli değişiklikler umuyor.

 

‘Ensarullah İsrail ve küresel düzen için bir tehdit’

İsrail, Etiyopya'nın merkezi bir rol oynadığı 2025 stratejik planının bir parçası olarak Yemen'e komşu Afrika ülkelerindeki varlığını da arttırıyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, Ensarullah hareketinin yarattığı tehdidi görüşmek üzere Etiyopyalı mevkidaşı Gideon Timothy ile bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Sa'ar, "Ensarullah’ın İsrail, Afrika ve küresel düzen için tehdit oluşturduğunu" belirterek, "Etiyopya, Washington ve Tel Aviv'in hem Sana hem de Tahran'la işbirliği yapmakla suçladığı Somalili El-Şebab grubuyla mücadelede çok önemli bir role sahip" dedi.

Bu bağlamda, Demokrasileri Savunma Vakfı İran uzmanı Behnam Taleblu, "Trump yönetiminin Ensarullah’ı yabancı terör örgütü olarak yeniden sınıflandırmasının, gelecekteki saldırıları önlemek için siyasi, ekonomik ve askeri yönleri içeren daha entegre bir yaklaşım gerektireceğini" ifade etti.

"Ensarullah’ın Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılara yeniden başlamasının an meselesi olduğunu" vurgulayan Taleblu, ister ateşkes anlaşmasının bozulması isterse de iç ideolojik nedenlerden kaynaklansın, saldırılara yeniden başlama kararının ABD ve uluslararası toplumun Ensarullah’ın kabiliyet ve niyetlerini ya da İran'dan gelen finansman ve ekipman tedarik hatlarını etkili bir şekilde etkileyemediğini gösterdiğini kaydetti.

 

İsrailli ve Körfez uzmanlarının uzlaşıları

Yazarlar ve araştırmacılar Sanaa'nın Filistin'e destek savaşına katılmasının durumu önemli ölçüde etkilediği, İsrail üzerinde baskı oluşturduğu ve Yemen'den gelen saldırılara karşı koyamadıkları ya da askeri kapasitesini zayıflatamadıkları için ABD ve İngiltere'yi zor durumda bıraktığı konusunda hemfikir.

Ensarullah hareketi Irak ve Afrika Boynuzu'ndaki varlığını genişleterek bölgesel bir güç haline gelirken, Yemen'in Gazze Şeridi'ne destek savaşına katılımı ona direniş ekseninde kilit bir konum kazandırdı.

Bu savaştaki rolü, Arap ve İslam halklarına ve kurtuluş hareketlerine ilham kaynağı olmasını sağladı.

Ensarullah kendisini Direniş Ekseni’nin ön saflarında görüyor.

Bu konumunun bir sonucu olarak hareket, Gazze Şeridi'ndeki direnişe ve belki de gelecekte İsrail'le doğrudan çatışma halinde olan eksendeki diğer taraflara yardım etmek zorunda hissediyor.

Ensarullah lideri Abdulmelik el-Husi'nin İsrail gemilerini hedef almaya devam etme kararı alması, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah'ın şehit edilmesinin ardından Ensarullah’ın eksenin yükünü omuzladığının bir göstergesi olarak görüldü.

Bu kişilere göre Washington'un Riyad'a uluslararası ittifaklara ya da Washington'un kurduğu ittifaklara katılması için baskı yapması ya da en azından perde arkasından yardım etmesi çok önemli.

Ensarullah'ı terör örgütü olarak tanımlamak ve Yemen'e ya da siyasi, ticari ve resmi figürlerine yaptırım uygulamak, hareketin Gazze'yi desteklemeye devam etme kararlılığını etkilemeyecektir.

Ensarullah hareketinin bir yıldan fazla süren savaşın ilk raundundan daha güçlü, daha uyumlu ve Yemen'de daha popüler olarak çıkması ve beklenmedik askeri kabiliyetler sergilemesi, önümüzdeki raundlarda niteliksel sürprizlerin olabileceğine işaret ediyor.

Ensarullah'ın İran'a bağlı olduğu yönündeki propaganda suçlamalarına rağmen, yazar ve araştırmacıların yanı sıra Batı ve Körfez'deki yetkililerin çoğu, hareketin İran'ın karar alma mekanizmasından bağımsız olduğunu ve kararlarını ulusal özelliklere dayanarak ve Yemen konseptine uygun olarak kapsamlı bir İslami ve bazen de Arap milliyetçi çerçevesi içinde aldığını kabul ediyor.

Bu arada İran ile siyasi ve askeri koordinasyon, Batı hegemonyası ve İsrail işgali ile bunlara karşı koyma gerekliliğine dair ortak bir anlayıştan kaynaklanıyor.