"Trump, haftalar sürebilecek saldırılara hazırlanmış olsa da uzun süreli bir çatışma yoluna girmek istemiyor."

YDH - ABD, Yemen’e yönelik hava saldırılarını yoğun bir propaganda kampanyasıyla destekleyerek Ensarullah, İran ve Hams'ın hedef aldı; Trump yönetiminin "ölümcül güç" tehdidiyle bu tarafları dizginlemeyi amaçladığı belirtildi. Ancak saldırılar, Yemen’deki durumu çözmede yetersiz kalırken, Ensarullah'ın silah geliştirme kapasitesini artırdığı ve Filistin davasına desteğini sürdürdüğü gözlendi. El-Ahbar yazarı Lokman Abdullah'ın aktardığına göre Amerikan medyası ve yetkililerin başlangıçtaki tehditkâr tonu, askeri operasyonların başarısızlığı netleşince değişti; uzmanlar, uzun vadeli çatışma yerine caydırıcılık hedeflendiğini düşünüyor. İsrail tarafı ise daha gerçekçi bir bakış açısıyla, hava saldırılarının sorunu çözemeyeceğinden ve kara desteğinin gerekli olduğundan söz ediyor.
Yemen’e yönelik hava saldırıları, yalnızca Ensarullah hareketine değil, aynı zamanda İran ve Hamas hareketine karşı da abartı ve mübağalağa içeren bir medya ve propaganda kampanyasıyla eşlik etti.
Bu kampanya, Başkan Donald Trump’ın seleflerinden farklı olduğunu iddia ederek bu tarafları boyun eğdirmeyi amaçladı.
Kampanya, Washington’ın müttefiklerinin ve düşmanlarının artık onun kontrolü altında olduğunu, karşısında direnen "asilerin" ise o fırtınalı gecede Yemen’in yaşadığı gibi bir kaderle yüzleşmek zorunda kalacağını öne sürdü.
Bu bağlamda, Amerikan yönetiminin unsurları, ilk anda sanki Washington’ın liderliğinde bir üçüncü dünya savaşı yaşanıyormuş izlenimi uyandıran ifadeler kullandı.
Savunma Bakanı Pete Hegseth, ülkesinin tüm dünya adına savaştığını ve Ensarullah hareketinin Amerikan çıkarlarını ve Kızıldeniz’deki küresel nakliye hareketini hedef alan askeri operasyonlarını durdurana kadar "amansız" saldırılar düzenlediğini belirtti.
Aynı doğrultuda, Trump sosyal medya platformlarındaki bir paylaşımında, "Husilerin sonu geldi, saldırıları durmalı. Ezici ölümcül gücü kullanacağız. Onları cehenneme yağmur gibi yağdıracağız," dedi.
Amerikan medyası ise Sanaa ve diğer vilayetlere atılan bombaların patlamalarının büyüklüğünden ve yıkıcı gücünden bahsetti.
Yerel medya kaynaklarından aktarılarak başkent sakinlerinin bir kısmının yaşadığı korku hali tasvir edildi; fakat her zamanki gibi, büyük sivil kayıplar göz ardı edildi.
Saldırıya askeri bir değer katma çabasıyla, bu medya organları istihbarat rolünü yeniden gündeme getirdi.
Daha geniş kapsamlı bir saldırı kampanyasının organize edilmesi ve planlanmasının uzun zaman aldığını, ABD’nin gerekli istihbarat bilgilerini toplamak zorunda kaldığını belirtti.
Öte yandan, Beyaz Saray’dan yayımlanan resmi fotoğraflar, Trump’ın hava saldırılarını üzerinde kendi markasını taşıyan bir golf gömleğiyle Florida’da olduğu belirtilen mekandaki ekrandan izlediğini gösterdi.
Ayrıca Amerikan medyası, Yemen’e yönelik saldırıların, Joe Biden döneminde askeri liderlerin silahlı hedeflere hava saldırıları düzenleme yetkilerine getirilen kısıtlamaların Beyaz Saray tarafından hafifletilmesinin ardından geldiğini açıkladı.
Artık Orta Doğu ve Afrika’daki komutanların Beyaz Saray’dan onay almadan uygun gördükleri her yerde saldırı düzenleyebileceği belirtildi.
Fakat bu propagandadan sorumlu olanlar, daha önce gizli tutulan bir hakikati açıklamak zorunda kaldı: Ensarullah'ın operasyonları nedeniyle ABD ticaretinin zarar gördüğü ilk kez kabul edildi.
Bu itirafın, Trump’ın seçim kampanyasında dünyadaki savaşları durdurma vaadine rağmen mevcut yönetimin Yemen’deki durumu askeri olarak ele almak zorunda kalmasını meşrulaştırmayı amaçladığı düşünülüyor.
Bu çerçevede, Amerikan Savunma İstihbarat Ajansı’nın 2024 tarihli bir raporu, Yemen saldırıları nedeniyle Kızıldeniz üzerinden konteyner taşımacılığının keskin bir şekilde düştüğünü ortaya koydu.
Destek cephesi açılmadan önce Kızıldeniz’den yıllık yaklaşık 25 bin ticari gemi geçerken, bu sayı şu anda yıllık yaklaşık 10 bin gemiye düşmüş durumda.
Rapor, tüketim malları ve otomobil ithalatının ABD’ye, aynı şekilde Amerika Körfezi’nden tarım ihracının da bu saldırılar nedeniyle yeniden yönlendirildiğini kabul etti.
Ancak çok geçmeden, hava saldırılarının yeterli olmadığı ve "güç diplomasisinin" Yemen örneğinde işe yaramadığı kesinleşince, Amerikan medya ve yetkililerinin tehditkâr tonu değişti.
Ensarullah, savaş standartlarına göre yan hasar kabul edilen zararlar almış olsa da Amerikan saldırısından silah üretimi ve geliştirilmesi açısından daha fazla fayda sağladı.
Ayrıca, hareketin lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi’nin defalarca ifade ettiği, Yemen’in Filistin davasına destek konusundaki üstün ilkelerine bağlılığının getirisi de cabası.
Gerçek şu ki, yaşananlar uzmanların tahminlerine göre Amerikan’ın açıklanan stratejisiyle uyumlu görünmüyordu.
Trump, haftalar sürebilecek saldırılara hazırlanmış olsa da uzun süreli bir çatışma yoluna girmek istemiyor.
Bu nedenle uzmanlar, İsrail gemilerini hedef alma kararından vazgeçmezse Yemen’i caydırma girişimini, operasyonun abartılmasının bir parçası olarak görüyor. Uzmanlara göre, eğer düşman Gazze ablukasından geri adım atmazsa, bu tür girişimler devam edebilir.
İsrail tarafında ise Washington’dakinden daha gerçekçi bir bakış açısı hakimdi. Önde gelen medya organlarından bazıları, İsrail şehirlerinin hedef alınmasından duyulan endişeyi dile getiren haberler yayımladı ve Washington’ın hava saldırılarıyla meseleyi çözme kapasitesinden şüphe duydu.
Israel Hayom gazetesi, Aden hükümetinden bir kaynağa dayanarak, "Daha önce ABD’yi ve uluslararası toplumu terörist Husi milislerine saldırmaya ve Güney Silahlı Kuvvetlerini destekleyip gelişmiş silahlarla donatmaya çağırdık," dediğini aktardı.
Bu kaynağa göre, bu hükümete bağlı güçler "bölgedeki terörü ezme kapasitesine sahip ve ilk olarak bunu başaranlar oldu."
Kaynak, "Amerika'nın mevcut saldırı dalgası, güç açısından ve Trump yönetiminin Husileri ve İran’ın kollarını ortadan kaldırma isteği açısından farklı," diye ekledi, ancak "Yalnızca hava saldırılarıyla, kara müdahalesi olmadan hiçbir savaşın kazanılmadığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, terörist Husi milisleri gibi terör örgütleriyle mücadelede deneyimli Güney kuvvetlerini desteklemenin en iyi çözüm ve doğru karar olduğunu söylüyoruz," diye devam etti.
Öte yandan, İbranice yayın yapan Calcalist sitesi, "Amerikan askeri operasyonunun, Ensarullah ile iş yapmaktan çekinmeyen Çin ve Rusya ile diplomatik temaslarla da desteklenmesi gerektiğini" savundu.
Site, "Bu, Husilere silah kaçakçılığına yardım eden ülkelere, özellikle İran ve aşırı örgüte ev sahipliği yapan Umman’a baskıyı artırır," dedi.
Site ayrıca, "ABD’nin, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne odaklanarak ve Yemen içindeki Ensarullah karşıtı unsurları destekleyerek, bölgedeki yakın müttefiklerinin savunmalarını güçlendirmesinin gerekli olduğunu" vurguladı.
Çeviri: YDH