Amerikan National Interest dergisi, Yemen’e yönelik saldırıların Ensarullah’ın askeri kapasitesini zayıflatmayı, İran'ın grubu finanse etme kabiliyetine karşı baskı uygulamayı ve Çin'in İran petrolüne bağımlılığına karşı bir mesaj göndermeyi amaçladığını belirtti.

YDH- Yemen'in başkenti Sanaa'da cumartesi akşamı gerçekleşen saldırılar, şehrin kuzeydoğusu ve batısındaki yerleşim bölgelerinde büyük tahribata yol açmıştı.
ABD ve İngiltere'nin desteklediği hava saldırıları, başkentin kuzeyindeki Şa'ub bölgesindeki yerleşim alanlarını hedef almıştı. Saldırıda içlerinde kadın ve çocukların da olduğu birçok kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralanmıştı.
Amerikan National Interest dergisine göre, “Trump'ın ikinci döneminde şimdiye kadarki en büyük askeri bombardımana yeşil ışık yakan ABD, aynı anda birçok hedefe ulaşmayı amaçlıyor: Husilerin askeri kapasitesini aşındırmak, İran'ın vekillerini finanse etme kabiliyetine karşı ‘maksimum baskı’ uygulamak ve başta Çin olmak üzere İran'ın yaptırım uygulanan ham petrolünün alıcılarına bir uyarı göndermek.”
Trump yönetiminin Ensarullah’a karşı “ölümcül güç” kullanımını “uluslararası ticaretin ve ticaretin bağlı olduğu seyrüsefer özgürlüğünün temel ilkesini” korumak için gerekli bir “tedbir olarak” gerekçelendirdiğini söyleyen National Interest, ancak Washington'un hesaplarının “deniz güvenliğinin ötesine uzandığını” iddia etti.
Amerikan dergisi söz konusu iddiasını şu şekilde sürdürdü: “Yönetimin daha geniş bir jeopolitik gündemi var: Çin'in ekonomik gücüne, özellikle de Pekin'in İran petrolüne olan bağımlılığına karşı koymayı da içeren bir gündem. ABD Husileri hedef alarak sadece hayati önem taşıyan deniz yollarını korumakla kalmıyor, aynı zamanda Pekin'in bölgedeki stratejik duruşunun önemli bir bileşeni olan İran-Çin enerji bağlantısı üzerinde de baskı kuruyor.”
ABD'nin Yemen’e karşı bu son saldırısının aynı zamanda Ensarullah’ın ülkedeki kırılgan barış sürecinde “güç kazanmasını” ve “yenilenmiş bir İran ileri savunma doktrinini desteklemek üzere yeniden toparlanmasını engellemeyi” amaçladığını ileri süren dergiye göre, “sürekli bir ABD askeri harekâtı Husilerin askeri cephaneliğini zayıflatabilir ve muhtemelen lider kadrosunu çökertebilir.”
Ancak Ensarullah’ın, “çeşitlendirilmiş bir savaş ekonomisine” hükmettiği kaydedildi.
National Interest, Ensarullah’ın “büyük aktörlerle derinleşen bağlarının” ABD tarafından yürütülen yaptırımların etkinliğini “zorlaştırdığını” belirtti.
Çin'in 2024 yılında İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ına varan kısmının ana varış noktası olması, ABD yaptırımlarına rağmen Pekin ile Tahran arasında derinleşen ekonomik bağların altını çiziyor.
Haberin devamında şu ifadelere yer verildi: “Çin, İran'ın kasasını doldurmaya yardım ederek İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun Husiler gibi vekillerini finanse etmesine yardımcı oluyor. Geçtiğimiz yılın Ekim ayından bu yana ABD Hazinesi'nin yaptığı önemli açıklamalar Çin ile Husiler arasındaki gizli bağlantıları ortaya çıkardı.”
Dergi, ABD Hazinesi Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi’nin (OFAC) “hem Yemen'de hem de Çin'de bulunan Husi operatörlerine Yemen'e silah ve çift kullanımlı bileşenlerin transferini kolaylaştırmadaki rolleri nedeniyle yaptırım uyguladığını” iddia etti.
National Interest, Çin ile Ensarullah’ı birbirine bağlayan “karanlık bir ağın” ortaya çıkmasının, ABD güvenlik ve savunma politikası yapıcıları için “kritik soruları” gündeme getirdiğini bildirdi.
Yemen’in vurulmasının “İran petrolünün Çin'e akışını sekteye uğratmak başta olmak üzere daha geniş yankıları tetikleyebileceğini” ileri süren dergi, “Doğrulamak zor olsa da Husilerin Kızıldeniz'de Çin'e bağlı gemilere geçiş serbestisi tanımaları karşılığında Çin'den mali ya da başka şekillerde tazminat (Çin yapımı askeri bileşenler gibi) almış olabilecekleri düşünülebilir ve rapor edilmiştir.” dedi.
Dergiye göre, “ABD karşıtı dış politikasının bir parçası olarak” Rusya, Ensarullah’a Kızıldeniz ve komşu su yollarındaki ABD gemilerine karşı “uydu hedefleme verileri” sağlıyor.
14 Mart'ta Pekin'de Rusya, İran ve Çin arasında, diğer konuların yanı sıra İran'ın nükleer programını görüşmek üzere üçlü bir toplantı düzenlenmişti. Toplantıya katılan diplomatlar “tüm yasadışı tek taraflı yaptırımların sona erdirilmesinin gerekliliğini vurguladılar.”
Mart ayı ortasında üç devlet Umman Körfezi'nde “Deniz Güvenlik Kuşağı 2025” adlı ortak deniz tatbikatı gerçekleştirdi.
National Interest, “Ortadoğu'nun stratejik su yollarındaki jeopolitik gerilimlerin, çözüme kavuşturulamayan ABD-İran gerilimi nedeniyle önümüzdeki yıllarda daha da artması beklendiğini” belirtti.
Dergiye göre, Ensarullah “İran için yatırım yapmaya değer bir varlık olduklarını kanıtladılar” ve İran “uzun vadede Kızıldeniz'de ve muhtemelen ötesinde deniz ablukasını sürdürmek için Husilerin yeteneklerini güçlendirmeye çalışacak.”
İran'ın gözünde Ensarullah’ın “değerinin” daha da arttığını söyleyen Amerikan dergisi, bunu, “İran ağlarının Lübnan, Gazze ve Suriye'de uğradığı kayıplara” bağladı.
National Interest’e göre ABD, İran'a yönelik “azami baskı” kampanyası kapsamında Ensarullah’ı hedef alarak, “İran'a bağlı silahlı grupları vurmaktan geri durmayacağını” da göstermiş oluyor.
Dergi son olarak, bu durumun, ABD'nin Ekim ayında yapılacak parlamento seçimleri öncesinde Bağdat'a bu grupları “silahsızlandırması” ve “İran'ın etkisini ülkeden uzaklaştırması” için yaptığı baskıyı artırması nedeniyle Irak'taki Haşd Şabi’nin önümüzdeki aylarda hedef alınıp alınmayacağı sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.