Stratejik vahşette ikinci perde

img
Stratejik vahşette ikinci perde YDH

"Böylece İsrail, Hamas’ı iki seçenekle karşı karşıya bırakıyor: Ya şimdi teslim olup kara işgalini ve kalıcı İsrail kontrolünü engellersiniz ya da daha sonra teslim olup Gazze’deki kontrolü tamamen kaybedersiniz."




YDH - İsrail, Gazze’deki askeri operasyonlarını artırarak Hamas’ı "Witkoff Planı" çerçevesinde ateşkes ve esir takasına zorlamayı hedefliyor. Bu strateji, yoğun hava saldırıları, psikolojik baskı ve toplu cezalandırma politikaları ile Hamas’ı zayıflatmayı ve teslim olmaya mecbur bırakmayı amaçlıyor. El-Ahbar yazarı Yahya Dabuk'a göre İsrail, kara harekâtına tam anlamada hazır olmamasına rağmen, sınırlı kara manevraları ve sivil tahliyelerle Hamas’ı sıkıştırmaya çalışıyor. Ancak Hamas’ın direnci, İsrail’in askeri hazırlık eksiklikleri ve iç bölünmeler, Tel Aviv’in bu hedeflere ulaşmasını zorlaştırıyor.

İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları giderek yoğunlaşıyor. Çok boyutlu bir strateji çerçevesinde yürütülen bu saldırılar, esas olarak Hamas’ı tutsak takası ve ateşkesle ilgili "Witkoff Planı"nı kabul etmeye zorlamayı hedefliyor.

Bunun için askeri ve psikolojik baskının bir kombinasyonu uygulanıyor; nihai amaç ise Hamas’ı zayıflatıp teslim olmaya mecbur bırakmak.

Bu strateji, şiddetli ve yoğun hava saldırılarıyla hayata geçiriliyor. Hedef alınan noktalar arasında Hamas’ın askeri ve idari altyapısı ile birlikte, sivil halkın korkutularak tahliye edilmesi gereken bölgeler yer alıyor.

İsrail medyasının üst düzey bir yetkiliden aktardığına göre, Hamas’ın önünde net bir seçenek var:
"Hamas, sadece on dakika içinde arabuluculara, ABD Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff’un planı doğrultusunda müzakere etmeye hazır olduğunu bildirebilir. Eğer bunu yaparsa, operasyonun amacına ulaşmış oluruz. Yapmazsa, baskıyı arabulucular aracılığıyla sürdürüp bir sonraki aşamaya geçeceğiz."

İsrail ordusu, geniş çaplı bir kara harekâtına tam olarak hazır olmadığı için şu aşamada hava kuvvetlerine dayalı bir savaş stratejisi izliyor.

Şu ana kadar sınırlı kara manevraları gerçekleştirilse de asıl vurucu güç hava saldırıları.

Fakat bu saldırılar yalnızca Hamas’ın altyapısını yok etmeye yönelik değil; aynı zamanda örgüte ve onu destekleyen sivil halka ağır bir psikolojik baskı uygulama amacını da taşıyor.

Bu bağlamda, İsrail, Hamas’a şu mesajı vermeye çalışıyor:

"Eğer işgalcinin şartlarını kabul etmezseniz, Gazze’deki topraklarınızı adım adım kaybedecek ve İsrail’in kalıcı kontrolü altına gireceksiniz."

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze halkına hitaben şu doğrudan tehdidi dile getirdi:
"Yakında savaş bölgelerinden tahliyeler yeniden başlayacak. Sonrasında olacaklar çok daha zor olacak ve bedelini ağır ödeyeceksiniz. Rehineleri geri verin, Hamas’ı ortadan kaldırın. Aksi takdirde, sizi tam bir yıkım bekliyor."

Böylece İsrail, Hamas’ı iki seçenekle karşı karşıya bırakıyor: Ya şimdi teslim olup kara işgalini ve kalıcı İsrail kontrolünü engellersiniz ya da daha sonra teslim olup Gazze’deki kontrolü tamamen kaybedersiniz.

İsrail’in kullandığı bir diğer yöntem ise toplu cezalandırma politikası. Bu kapsamda katliam, yıkım ve aç bırakma gibi taktikler uygulanarak Hamas’a yönelik toplumsal desteğin aşındırılması hedefleniyor.

İsrail, Gazze halkını Hamas’a karşı kışkırtmayı ve hareketin destek tabanını zayıflatmayı amaçlıyor.

İsrail basınında yer alan haberlere göre, operasyonun sonraki aşamaları daha da agresif olacak ve kapsamlı bir kara harekâtını içerecek.

İsrailli yetkililer, Filistinlilere gönderilen doğrudan mesajlarda, ordunun Gazze’ye girdiğinde geri çekilme niyetinin olmadığını açıkça dile getiriyor.

İsrail, bu aşamada sadece savaşarak değil, sivilleri tahliye ederek de Hamas’ı zayıflatmayı planlıyor.

İsrail’in saldırılara devam etmesi, Gazze’yi "yeni bir yönetim modeli" altına sokma hedefiyle de alakalı.

Tel Aviv, bölgenin "ılımlı Arap güçler" ya da İsrail’e yakın gruplar tarafından yönetilmesini" sağlamak istiyor.

Fakat İsrail, Filistin Yönetimi’nin Gazze’de herhangi bir rol üstlenmesine kesinlikle karşı olduğunu açıkça belirtiyor.

Bununla birlikte, bu hedeflerin sahada uygulanabilirliği; Hamas ve diğer direniş gruplarının askeri ve stratejik direnci; İsrail için artan insan kayıpları, siyasi ve askeri maliyetler ve ABD’nin İsrail’e operasyonu belirli bir zaman dilimi içinde bitirmesi için baskı yapması gibi bir dizi ciddi engelle karşı karşıya.

Sahadan gelen veriler, İsrail ordusunun büyük bir hazırlık eksikliğiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Öyle ki, yedek askerlerin yalnızca yarısı orduya katılmaya yanaşırken, diğer yarısı askeri zaferin mümkün olduğuna dair inançsızlık nedeniyle emirleri yerine getirmiyor.

Ayrıca, İsrail içinde de savaşın devam ettirilmesi konusunda derin bölünmeler yaşanıyor. Özellikle, rehineler meselesinin etkisini yitirmesiyle birlikte, savaşın gerçek hedefleri konusunda ciddi bir şüphe ortamı oluşmuş durumda.

İsrail’deki muhalif sesler, bu askeri stratejinin kontrolsüz bir şekilde tırmanabileceği ve beklenmedik sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor.

Sonuç olarak, İsrail’in yeni askeri stratejisi, büyük riskler ve belirsizliklerle dolu. Bu nedenle, İsrail’in tüm hedeflerine ulaşması oldukça şüpheli görünüyor.

Çeviri: YDH