"Özel şirketlerin CEO’ları ne zamandan beri savaş odalarının bir parçası haline geldi? ABD, ulusal güvenliğini özelleştirme noktasına mı geldi? Yoksa dijital çağın yükselişi, Musk'ı fiilen "gizli bir savaş bakanı" mı yaptı?"

YDH - Pentagon'un milyarder Elon Musk'a, Çin ile olası bir savaşın askeri planlarına erişim izni vermesi, özel sektörün ulusal güvenlik kararlarında ne kadar etkili hale geldiğini gözler önüne seriyor. El-Ahbar yazarı Ali Avvad'a göre teknolojik nüfuzu ve serveti sayesinde devlet sırlarına erişebilen Musk, hem Pentagon ile milyarlarca dolarlık savunma anlaşmalarına sahip hem de Tesla’nın çıkarları için Çin ile yakın ilişkilerini sürdürüyor. Bu da onu, fiilen "gizli bir savaş bakanı" yapıyor.
Sanki kötü yazılmış bir siyasi kurgu filminden fırlamış gibi görünen bir olay yaşandı: ABD Savunma Bakanlığı, anlaşılması güç sebeplerle, elektrikli otomobil şirketi yöneten ve sosyal medya platformunu sağcı dezenformasyon gruplarının yuvasına çeviren Elon Musk’a, Çin ile olası bir savaşın planlarına erişim hakkı tanıdı!
Dün, Amerikalı kaynaklar New York Times gazetesine, Musk'ın Çin ile savaş çıkması durumunda ABD’nin askeri stratejisi hakkında bilgilendirileceğini doğruladı.
Ancak medyada kopan fırtına sonrasında, Pentagon ve dönemin başkanı Donald Trump hızla bir açıklama yaparak, toplantının gündeminde Çin’in olmayacağını öne sürdü.
Sanki insanları buna inandırmak mümkünmüş gibi… Öte yandan, başka kaynaklar bilgilendirmenin tamamen Çin üzerine olduğunu ve Washington Post gazetesinin de bugün bu iddiayı doğruladığını belirtiyor.
Burada asıl sorulması gereken soru şu: Özel şirketlerin CEO’ları ne zamandan beri savaş odalarının bir parçası haline geldi? ABD, ulusal güvenliğini özelleştirme noktasına mı geldi? Yoksa dijital çağın yükselişi, Musk'ı fiilen "gizli bir savaş bakanı" mı yaptı?
Hatırlayalım: Rusya-Ukrayna savaşının başında, Ukrayna’ya uydu internet hizmeti sağlamış, ardından Ukrayna ordusunun önemli bir operasyonu öncesinde bu hizmeti bazı cephelerde kesmişti.
Elbette, Trump döneminin Amerika'sında çıkar çatışmalarına dair herhangi bir eleştiri anında susturuluyor.
Elon Musk, Pentagon ile milyarlarca dolarlık savunma ihalelerine sahip büyük bir askeri yüklenici.
Ancak aynı zamanda Tesla’nın çıkarlarını korumak için Çin’e göz kırpıyor.
Amerika sokaklarında arabaları yanarken, Musk'ın sadakati ABD’nin ulusal güvenliğine mi, yoksa tamamen başka bir plana mı hizmet ediyor?
Bu toplantının asıl skandal tarafı, Washington’daki karar alma mekanizmasının nasıl çalıştığını gözler önüne sermesi.
Görünen o ki, büyük bir servet ve teknolojik nüfuz sahibi olmak, şahıslara devletin en gizli sırlarına erişim hakkı sağlıyor.
Öte yandan, gerçek askeri uzmanlar ve stratejistler karar mekanizmasından dışlanıyor. Peki Musk kimi kandırıyor?
Sonuçta, çeyrek milyar dolara bir başkan satın aldı ve bu sayede Trump’ın seçim kampanyasını destekledi.
Toplantı planlandığı gibi yapılsa da yapılmasa da, bir iş insanının böylesine kritik askeri kararların merkezine yerleştirilmesi, "Amerikan demokrasisinin" esasında milyarderlerin kontrolündeki bir vitrin haline geldiğini gösteriyor.
Bu arada, faşizmin tanımı tam da budur. Mussolini’nin de dediği gibi: "Faşizm, en doğru tanımıyla 'korporatizm' olarak adlandırılmalıdır, zira devlet gücü ile şirket gücünün birleşimini temsil eder."
Çeviri: YDH