"Hem Batı'da hem Körfez'de hem de İsrail'de, Sanaa'nın kapasitesini tüketme ve sıfır anı gelene kadar kara kuvvetlerinin savaş cephelerine intikalini zorlaştırma hedefine ulaşmak için bir kara manevrası yapılması gerektiği konusunda fikir birliği bulunuyor."

YDH - Bölgedeki ve Batı'daki uzmanlar, ABD'nin Yemen'e yönelik hava saldırılarının Ensarullah'ın gemi saldırılarını durdurmada yetersiz kalacağı konusunda birleşiyor. Bölgesel aktörler Ensarullah liderlerinin hedef alınmasını önerirken, ABD B-2 bombardıman uçaklarıyla güç gösterisi yapsa da uzmanlar Yemen'in zorlu coğrafyası ve Ensarullah'ın taktikleri nedeniyle operasyonun başarısından şüpheli. El-Ahbar yazarı Lokman Abdullah'a göre Körfez ülkeleri, ABD destekli bir "Normandiya çıkarması" benzeri kara harekatıyla Aden hükümetinin Hudeyde'yi ele geçirmesini umarken, analistler krizin küresel tedarik zincirleri üzerindeki muhtemel olumsuz iktisadi etkilerine dikkat çekiyor.
Bölgedeki ve Batı'daki strateji uzmanları ile askeri yetkililer, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Yemen'e yönelik hava saldırılarının savaşı sonuçlandırmayacağı ve Sanaa'nın düşman gemilerini hedef alma kapasitesini zayıflatmayacağı konusunda hemfikir.
Orta Doğu'yu ziyaret eden Amerikalı bir yetkilinin şu sözleri aktarılıyor:
"Bölgesel ortaklarımızla, hem Araplar hem de İsraillilerle yaptığımız görüşmelerde herkesten ortak bir nakarat duyduk: Husilerin saldırılarını durdurmak için liderlerini öldürmek gerekiyor."
Bu çevreler, Ensarullah liderliğinin bölgesel düzeyde hızla yükseldiğini ve bu yükselişi sınırlamak için hareketin lideri Seyyid Abdülmelik el-Husi başta olmak üzere tüm üst düzey yöneticilerin öldürülmesi gerektiğini düşünüyor.
Bu değerlendirmeler, Washington'un Ensarullah'ı korkutmak amacıyla büyük bir güç gösterisi yaptığı döneme denk geliyor.
Medyada yer alan haberlere göre ABD, hayalet bombardıman uçakları B-2 Spirit'lerden oluşan büyük bir gücü Hint Okyanusu'ndaki Diego Garcia adasına yönlendiriyor.
Uydu görüntüleri, son 48 saat içinde en az üç adet C-17 tipi kargo uçağı ve on adet havada yakıt ikmal uçağının, geçmişte ABD'nin Orta Doğu'daki saldırıları için defalarca üs olarak kullandığı bu son derece stratejik İngiliz bölgesine konuşlandırıldığını gösteriyor.
Bu gösteriş yaşanırken Beyaz Saray, sanki savaş kendi lehine sonuçlanmış gibi davranarak sonuçları öngörüyor. Yemen'in altyapısının yok edildiğini ve ülke liderlerinin etkisiz hale getirildiğini iddia ediyor.
Daha da garibi, bu sözde sonucu ABD içindeki siyasi çekişmelerde, özellikle Demokratların Yemen savaşındaki başarısızlıkları üzerinden kullanmaya başlaması.
Beyaz Saray dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Yemen'deki başarılarını sıralayarak Demokratların ve medya müttefiklerinin, "Trump ve ulusal güvenlik ekibinin Amerikan güçlerini hedef alan teröristleri ortadan kaldırmayı ve dünyanın en önemli deniz yollarından birini sekteye uğratmayı başardığını" unuttuğunu belirtti.
Açıklamada bu durum, "Başkan Trump ve yönetiminin Amerika'nın düşmanlarına bedel ödetmek ve Amerikalıların güvenliğini sağlamak için attığı başarılı adımlardan dikkati başka yöne çekmeye yönelik koordineli bir çaba" olarak nitelendirildi.
Fakat İsrailli ve Amerikalı askeri uzmanlar, bu konuda sözlerin kolay, eylemlerin ise zor olduğunu düşünüyor.
Özellikle Ensarullah'ın Hamas ve Hizbullah'ın deneyimlerinden hızla yeni taktikler öğrendiği, düşmanın teknolojik üstünlüğe ve yapay zekâya dayalı güçlü yönlerini kavradığı ve gerekli önleyici tedbirlerle bunları aşmaya çalıştığı bir ortamda, engebeli araziye ve içi oyularak askeri faaliyetler ile teçhizat üretimi için kullanılan yüksek dağlara sahip bir ülkede durum daha da karmaşıklaşıyor.
Planlamacılar ve analistler, Yemen'in zorlu coğrafi konumunun yanı sıra köklü askeri konumuyla da meşgul; bu iki faktör, Trump'ın yeni operasyonunun kesin bir sonuç elde etme şansını azaltıyor.
Bu nedenle, Washington'daki Arap Merkezi (Arab Center in Washington DC), artan düzeydeki Ensarullah tehdidine en etkili şekilde karşı koymak için "kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini" belirtiyor.
Merkez, "Aden'deki yerli hükümetin güçlendirilmesini ve gruplarının birleştirilmesini" öneriyor ve "bunun, Ensarullah'ın mutlak kontrolüne karşı pratik bir alternatif sağlamak için hayati önem taşıdığını" vurguluyor.
Ayrıca, "siyasi otoriteyi sağlamlaştırarak ve çatışmanın temel nedenlerini ele alarak Yemen'in birleşik bir cephe oluşturabileceğini ve Ensarullah'ın nüfuzunu azaltabileceğini" ifade ediyor.
Aynı bağlamda, Amerikalılar bu turda özellikle teknik istihbarat toplama operasyonlarında iyileşme olduğunu belirtmelerine rağmen, aynı zamanda bu hedeflere (tahkimatlar ve liderler) karşı sürdürülebilir bir kampanya başlatmak için ABD ordusunun ek istihbarat bilgilerine ve başlıca bölgesel ortaklarından analitik ve operasyonel işbirliğine ihtiyaç duyduğunu kabul ettiler.
Bu durumun zaman alabileceği ve tavizler gerektirebileceği belirtiliyor.
Bununla birlikte, hem Batı'da hem Körfez'de hem de İsrail'de, Sanaa'nın kapasitesini tüketme ve sıfır anı gelene kadar kara kuvvetlerinin savaş cephelerine intikalini zorlaştırma hedefine ulaşmak için bir kara manevrası yapılması gerektiği konusunda fikir birliği bulunuyor.
ABD Donanması yedek subayı, Begin-Sadat Merkezi kıdemli araştırmacısı, eski Amerikalı diplomat ve asker David Levy, "saldırıların Ensarullah'ı caydırmasının pek mümkün olmadığını" ancak liderliği ortadan kaldırarak, mühimmat depolarını ve fırlatıcılarını imha ederek gemilere zarar verme kabiliyetlerini ciddi ölçüde azalttığını söylüyor.
Levy, "ABD'nin, Aden'deki Yemen hükümeti tarafından Ensarullah'a karşı yeniden bir kara harekatı başlatmak için savaş alanını hazırlıyor olabileceğini" öne sürüyor.
Diğer taraftan, ABD saldırılarını perde arkasından destekleyen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Amerikan operasyonunun Yemen içinde köklü değişiklikler yaratacak bir dönüşüm sağlamasını sabırsızlıkla bekliyor.
Mevcut bahisleri, medyalarının deyimiyle, boğazda bölgesel istikrarın sağlanmasına odaklanıyor.
Bu istikrarın yolu ise temel olarak, ABD saldırısının genişleyerek medyanın "küçültülmüş Normandiya" olarak adlandırdığı, Aden hükümetine bağlı askeri güçlerin Hudeyde'ye deniz ve hava indirme operasyonu şeklinde gelişmesinden geçiyor.
Körfez medyası, bu durumda operasyona lojistik, operasyonel ve istihbarat desteği sağlanması gerektiğini tavsiye ediyor.
Böylece hükümetin, "Ensarullah'ın şehri uluslararası sempati toplamak ve insanlığın vicdanına seslenmek için insani bir odak noktasına dönüştürmek amacıyla bel bağladığı bir yıpratma savaşına" girmeden Kızıldeniz'in en önemli limanlarından birini kontrol etmesi mümkün olabilir.
Öte yandan Washington, operasyonlarının uluslararası denizciliği güvence altına almayı hedeflediğini söylerken, analistler krizin devam etmesinin küresel piyasalar üzerindeki baskıyı artırabileceği uyarısında bulunuyor.
Özellikle Çinli tedarikçilere olan büyük bağımlılık ve şirketlerin uygun alternatifler bulmada karşılaştığı zorluklar göz önüne alındığında bu durum daha da belirginleşiyor.
Bu bağlamda, Beyaz Saray'ın iddialarının aksine, Batı ve İsrail'de, "ABD'nin Kızıldeniz'deki askeri eylemlerinden doğacak olası iktisadi yansımalarla ilgili endişeleri artırdığı, zira ABD'nin Kızıldeniz'e müdahalesi ve Yemen'e hava saldırıları düzenlemesinin küresel tedarik zincirlerinde geniş çaplı aksamalara neden olduğu" yönünde çeşitli görüşler yayımlandı.
İngiliz Eve dergisi örnek olarak, sevkiyatlardaki gecikmeler ve artan nakliye maliyetleri nedeniyle artan zorluklarla karşılaşan Avrupalı elektrikli otomobil şirketlerini gösterdi ve bu durumun bazılarını üretimi geçici olarak durdurmaya zorladığını belirtti.
Çeviri: YDH