Lübnan Cumhurbaşkanı Josef Aun ile Hizbullah arasında, silahların geleceği konusunda üç temel ilkeye dayalı kritik bir anlayış sağlanırken Direniş’in milis olmadığı, ateşkese bağlı kalındığı ve silahların ulusal strateji kapsamında ele alınacağı vurgulandı.

YDH- El-Cedid TV’nin siyasi kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Lübnan Cumhurbaşkanı Josef Aun ile Hizbullah arasında, silahların geleceği ve direnişin konumu hakkında üç temel ilkeye dayanan bir mutabakat sağlandı.
Anlaşma, ülkede silahsızlandırma tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde dikkat çekti.
Kaynaklar, ABD’nin Lübnan’daki iç reform detaylarından ziyade, Hizbullah’a yönelik baskıyı artırma stratejisine odaklandığını ifade ederken Washington’ın asıl hedefi, Hizbullah’ı siyasi ve askeri olarak kuşatmak ve bölgedeki manevra alanını daraltmak.
Gizli müzakerelerde ilerleme sinyali
El Cedid’in elde ettiği bilgilere göre, Berri-Aun hattında yürütülen görüşmelerin perde arkasında, Hizbullah’ın silahlarına ilişkin ulusal strateji kapsamında bir değerlendirme yapılabileceği yönünde mutabakat arayışı öne çıkıyor.
Siyasi kaynaklar, üç başkanlık makamının (Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık) bu konuda oybirliğiyle hareket ettiğini vurgularken, bu dengeyi korumak adına provokatif dil ve söylemlerden özellikle kaçınıldığını belirtiyor.
Üç başkanlık makamının kasıtlı olarak "silahsızlanma" teriminden uzak durarak kışkırtıcı söylemlerden kaçındığının da altı çizildi.
Cumhurbaşkanı Aun’un, Hizbullah’la olan geleneksel bağları ve güven ilişkisiyle bilinen Meclis Başkanı Berri aracılığıyla, partinin bu hassas süreçteki yaklaşımını test etmesi bekleniyor.
Aynı kaynaklar, Berri’nin, partinin pozisyonunu anlamakla kalmayıp aynı zamanda olası bir yeniden yapılanma sürecinde arabulucu rolü üstleneceğini aktarıyor.
Aun ve Hizbullah üç ilkede mutabık
Hizbullah’a yakın kaynaklar ise el-Cedid’e yaptıkları açıklamada, partinin “silahların devlet tekelinde olması” fikrine kategorik olarak karşı olmadığı mesajını verdi.
Şii ikilinin kaynakları, son olarak, “Başkan Berri’nin Hizbullah’a silah teslimi için takvim dayattığı” iddialarını kesin bir dille yalanladı.
Mevcut süreçte Hizbullah'ı sıkıştıracak herhangi bir dış veya iç baskı senaryosunun gündemde olmadığını da vurguladı.
Aynı kaynaklar, Hizbullah ile Cumhurbaşkanı Aun arasında üç temel ilke üzerinden bir mutabakata varıldığını belirtti:
1. Direniş bir milis değildir: Hizbullah’ın meşruiyeti, uluslararası hukuk ve Lübnan’ın savunma hakkı temelinde şekilleniyor. Taif Anlaşması, yalnızca milisleri silahsızlandırmayı öngörürken, Direniş’i bu kapsamın dışında tutuyor.
2. Ateşkese bağlılık: Hizbullah, Litani Nehri'nin güneyinde olduğu gibi, ateşkese riayet ettiğini ve bu süreçte Lübnan ordusuyla koordinasyon içinde hareket ettiğini belirtiyor. ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus’un da bu iş birliği hakkında bilgilendirildiği öne sürüldü.
3. Ulusal strateji kapsamında silahların değerlendirilmesi: Beş stratejik tepenin geri alınması, İsrail’in saldırganlığının son bulması ve tutukluların iadesi gibi koşulların yerine gelmesi halinde, Hizbullah’ın silahları bir ulusal strateji çerçevesinde masaya yatırılabilir.