Dürzi lider: Şam ile anlaşma yok, savaşmaya hazırız

img
Dürzi lider: Şam ile anlaşma yok, savaşmaya hazırız YDH

Süveyda'daki savaşçıların gerekirse rejim güçlerini püskürtmeye hazır olduğunu açıklayan Suriye'deki Dürzi toplumunun ruhani lideri, geçici hükümeti demokratik bir çerçeve oluşturamamakla ve halkın taleplerini göz ardı etmekle eleştirdi.




YDH- Suriye'deki Dürzi toplumunun ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Haceri, Dürziler ile HTŞ rejimi arasında bir anlaşma olmadığını söyledi. El-Haceri, Süveyda'daki savaşçıların gerekirse çatışmaya girmeye ve rejim güçlerini püskürtmeye hazır olduğunu açıkladı.

El-Haceri bugün NPR'ye verdiği mülakatta “Şam hükümetiyle görüşmelerin devam ettiğini ancak bir anlaşmaya varmanın zorluğunun ortada olduğunu” belirtti. Devamında, “Silahlı terörist grupların artık kendilerini Şam'da fiili otorite olarak gördüklerini ve bu durumun hem Suriyeliler hem de uluslararası toplum için kabul edilemez olduğunu” sözlerine ekledi.

Süveyda'da güvenliği sağlayan Dürzi güçlerinin “olduğu gibi kalacağını” ve vilayetin, HTŞ rejiminin kontrolündeki bölgelerle olan sınırlarını kontrol etmeye devam edeceğini vurgulayan Şeyh el-Haceri, “savaşçılarını seferber ettiklerini ve gerekirse hükümet güçlerini püskürtmek için savunma hazırladıklarını” ifade etti.

El-Haceri, Dürzilerin herhangi bir dış müdahale arayışında olmadığını, çünkü bunun bir geçiş aşaması ve tehlikeli bir nokta olduğunu belirtti. Dürzi lider, kan dökülmesinin her zaman daha fazla kan dökülmesine yol açtığını ve Dürzilerin “mezhepçiliği reddettiğini ve sivil bir devlet istediğini” vurguladı.

Daha önce Suriye'nin geçici hükümetini kınayan el-Haceri, kısa süre önce ilan edilen anayasanın gerçek bir demokrasi tesis etmekten ziyade tek bir yöneticinin iktidarını pekiştirmek üzere seçilmiş bir komite tarafından hazırlandığını ifade etti.

El-Haceri, geçici hükümeti tek taraflı karar almakla, anlamlı katılımı dışlamakla ve Ulusal Diyalog Konferansı’nı geri dönüşümlü, hayal kırıklığı yaratan sonuçlar üreten aceleye getirilmiş, beş saatlik bir formalite olarak görmekle suçladı.

Dürzi lider, rejimin, halkın taleplerini ve “devrimin” asıl hedeflerini göz ardı etmeye devam ederken, uygun devlet kurumlarını geliştirememekle eleştirdi.

Ruhani lider, mevcut iklimin istikrarsız ve yapay olduğunu, uluslararası alanda sahte birlik imajı yaratmayı amaçlayan içi boş söylemlerle desteklenen üretilmiş bir cephe olduğunu belirterek, bu iklim konusunda endişelerini dile getirdi. Ayrıca, hükümet kurumlarında deneyimli yetkililerin keyfi bir şekilde görevden alınmasının yanı sıra beceriksiz liderlerin atanmasını gerekçe göstererek, yönetimin personel kararlarını da kınadı.

Şeyh el-Haceri, “ulusal istikrar” için işbirliğine açık olduğunu yineledi, ancak mevcut anayasanın çöpe atılması ve tüm Suriyelileri temsil eden “meşru bir demokratik çerçevenin” kurulması da dahil olmak üzere acil rota değişikliği talep etti.

El-Haceri, “Kan dökülmesi her zaman daha fazla kan dökülmesine neden olur,” dedi ve şöyle ekledi: “Biz, bu mezhepçiliği reddediyoruz. Biz, sivil bir devlet inşa etmek istiyoruz.”

Mezhepsel tehlikeler

NPR, Lazkiye'deki katliamlardan üç gün sonra, sokağa çıkma yasağı kaldırılır kaldırılmaz, Dürzi liderlerin kıyıdaki üniversitelerde okuyan 1.200'den fazla Dürzi öğrenciyi tahliye ettiğini kaydetti.

Aralarında geleceğin mühendisleri ve doktorlarının da bulunduğu gençler, hükümetin Alevi karşıtı şiddeti bastırmak için elektrik, su ve telefon sinyallerini kesmesinin ardından üç gün boyunca yurtlara hapsolmaktan duydukları korkuyu anlattılar.

Dürzi liderler, merkezi hükümete güvenmeyen azınlık grupları arasında artan ittifaklardan birinde, onlarca Alevi aileyi de bölgeden tahliye ettiklerini ve sığınmaları için Süveyda'ya getirdiklerini söyledi.

En güçlü Dürzi milis gücü olan “Onurlu Adamlar” hareketinin komutanı ve sözcüsü Besim Ebu Fakr “Kendimizi kandıramayız” dedi. “Sahilde yaşananlardan sonra, durum böyle devam ederse diğer mezheplerle, özellikle de İslamcı Sünni Araplarla birlikte yaşayamayacağımız sonucuna vardık” dedi.

İsrail koruması, Dürzi şüphesi

İsrail'de ve İsrail'in 1967'de işgal ettiği Golan Tepeleri'nde yaklaşık 150 bin Dürzi yaşamakta. Diğer Arapların aksine İsrailli Dürzilerin İsrail ordusunda görev yapması gerekiyor.

Suriye'deki ruhani lider el-Haceri, “Biz her zaman bulunduğumuz topraklara sadığız” dedi.

NPR, bazı Dürzilerin, İsrail'in çabalarını bölücü olarak gördüğünü fakat İsrail’in, Suriye'deki Dürzi toplumunun “desteğini kazanmaya” çalıştığını belirtti.

İşgal rejimi, mart ayında Golan Tepeleri'nin Suriye tarafındaki Dürzi din adamlarının 1948'de İsrail’in kurulmasından bu yana ilk kez İsrail'e girmelerine izin verdi. Grubun, İsrail ordusu tarafından denetlenen önemli bir türbeyi ziyaret etmesine Suriye'nin geri kalanındaki Dürzi liderler karşı çıktı.

İsrail, Suriye'nin güneyindeki hükümet askeri tesislerine yönelik hava saldırılarını artırdı ve HTŞ rejimini, Suriye'nin egemenliğine yönelik “önemli bir tehdit” olan Şam'ın güneyine kuvvet konuşlandırmaması konusunda uyardı. Mart ayında Şam'ın Ceramana banliyösünde Dürzi milislerle HTŞ rejimi güçleri arasında çıkan çatışmanın ardından İsrail Savunma Bakanlığı Dürzileri “korumak” için askeri müdahalede bulunacağını açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, "Suriye'deki aşırı İslamcı rejimin Dürzilere zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Rejim Dürzilere zarar verirse biz de onu vururuz" dedi.

Süveyda ve Ceramana'daki Dürziler bu korumayı ne istediklerini ne de talep ettiklerini söyledi.

Besim Ebu Fakr, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu kastederek “Netanyahu, Dürzileri korumak istediğini söylediğinde, bu kendi çıkarlarına ulaşmak içindir” dedi.

Fakr, hareketinin 100 köyde tüfekler, makineli tüfekler, roketler ve havan toplarıyla silahlanmış adamları olduğunu söyledi ancak savaşçı sayısını vermekten kaçındı.

“Bizi kâfir olarak görüyorlar, bizi öldürmeleri, kadınlarımıza tecavüz etmeleri ve paramızı çalmaları gerektiğini düşünüyorlar” diyen Fakr, “Yani evet, endişe var. Ama biz hazırız, silahlarımız var ve dağa girip çıkmalarına izin vermeyi reddediyoruz.” diye ekledi.

Dürzilerin bağımsızlık peşinde olmadığını söyleyen Fakr, “Biz hükümete sadık değiliz ama başkentimiz Şam olmak üzere Suriye'yi birleştirmek istiyoruz. Çünkü bir insanın ülkesinde olmadığı sürece saygınlığı yoktur.” dedi.

Yeni Dürzi milisler

Algılanan tehditler karşısında yeni Dürzi milisler oluştuğunu söyleyen NPR’ye göre, en son kurulan Süveyda Askeri Konseyi, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere diğer ülkelerden yardım kabul etme konusunda görünüşte “daha yumuşak” bir görüşe sahip.

Esed yönetiminin askeri güçlerinden ayrılan ve şu anda paramiliter gruba komuta eden subay Tarık el-Şufi, “Toprağımızın bütünlüğünü korurken, toprağın ve dağların onurunu koruyan herkesle işbirliği yapmaya hazırız” dedi. “Başta ABD olmak üzere özgür dünyadan ve İsrail'den tüm Dürzi bölgesini her türlü aşırılıkçı saldırıya karşı savunmalarını istiyoruz.”

ABD'li yetkililerle görüşmediğini söyleyen el-Şufi, milislerin, aralık ayında terk edilen ordu üslerinden ele geçirilen silahlara dayanarak “asker toplamanın” ilk aşamalarında olduğunu söyledi.

NPR, Süveyda'nın güney köylerinden birindeki tarihi bir taş evde, Şufi ve diğer komutanların, kendileriyle birlikte savaşmalarını istemek için erkekleri ve gençleri toplayarak bir askere alma toplantısı düzenlediğini bildirdi.

NPR’nin bildirdiğine göre, köylülerden bazıları silahların nereden geleceği konusunda endişelerini dile getirdi. Birinin, insanların ailelerini beslemekte zorlandığını söylediğini kaydetti.

Haberde, orada bulunanlardan bazılarının, Şufi'nin milislerine bağlılık yemini ettiği belirtildi.