Birleşik Irak ittifakı üyesi Fazilet Partisi geçtiğimiz günlerde Irak’taki siyasi
YDH-Birleşik Irak ittifakı üyesi Fazilet Partisi geçtiğimiz günlerde Irak’taki siyasi ittifaklarda mezhebi yönün ön plana çıktığını gerekçe göstererek Birleşik Irak İttifakı’ndan ayrıldı.
Yaşanan siyasi gelişmeler, Fazilet Partisi’nin ilk bakışta kulağa hoş gelen bu gerekçeyle attığı adımın, farklı bir siyasi hesabın sonucu olduğunu ortaya koydu. Ülkedeki siyasi yapılanmaların toplumsal dokuyu mezhebi gerilimlerle ayrıştırdığını belirterek mevcut tüm grupların ortadan kalkması gerektiğini savunan Fazilet partisi, etnik ve mezhebi temelde olmayan yeni ittifakların kurulması gerektiğini ifade ediyordu.
Bu, aslında Irak’ın en büyük laik siyasi ittifakı olan İyad Allavi liderliğindeki el-Irakiye’nin 30 Ocak 2005’ten beri savunduğu bir tezdi. Diğer siyasi ittifakları, etnik ve mezhebi temelde örgütlenmiş gruplar olarak niteleyen Allavi, hem Şii hem de Sünni siyasi seçkinleri bünyesinde topladığını belirterek el-Irakıye’nin Irak’ın ulusal bütünlüğünü temsil ettiğini savunuyordu.
Öne sürdüğü gerekçeyle Allavi’nin ulusal birlik tezinin haklılığını birkaç yıllık bir gecikme sonrasında fark ettiğini ortaya koyan Fazilet Partisi’nin Birleşik Irak İttifakı’ndan ayrılma adımının, yaşanan önemli uluslar arası ve bölgesel gelişmelerle eş zamanlı olarak gerçekleşmesi oldukça dikkat çekiciydi.
1-Birleşmiş Milletlerin beş daimi üyesi ve bölge ülkelerinin katılımıyla Bağdat’ta uluslar arası bir konferans düzenlendi. Bu konferans, Irak konusunda tek taraflı politikalarla hiçbir sonuç alamayacağını ABD’nin de itiraf etmesi anlamına geliyordu.
2-ABD Temsilciler Meclisi’nde bugün reddedilmiş olsa da Irak’tan acil çekilme, Washington’da ciddi bir şekilde söz konusu edildi. Demokrat Partili siyasiler ve askerlerin önemli bir kısmı tarafından desteklenen acil çekilme, İsrail’de kaygı uyandıracak boyutta bir ciddiyet arz etmeye devam ediyor.
3-Irak meselesinin Bağdat konferansıyla uluslar arası zeminlere kaymaya başlaması ve muhtemel bir acil çekilmenin Irak’ta yaratacağı boşluk, ABD’nin bölgesel müttefiklerini harekete geçirdi ve İyad Allavi’yi, Sünni Arapları ve Kürtleri ortak bir ittifak listesinde buluşturarak alternatif hükümet formülü arayışına hız verdi.
15 Milletvekiline sahip Fazilet Partisi’nin Birleşik Irak İttifakı’ndan ayrılması, Birleşik Irak İttifakı’nı içeriden çözmeye ve Allavi liderliğinde kurulacak “Ulusal Kurtuluş hükümetine” laik, Sünni ve Kürt gruplarla birlikte Şii bir ayak yaratmaya dönük bir bölgesel operasyon olarak dikkat çekti.
Binaenaleyh Fazilet Partisi liderleri Nedim El-Cabiri ve Hasan El-Şimri, Allavi liderliğindeki yeni koalisyona katılma hazırlıkları içerisindeydi.
Mezhepçilikten uzak olma iddiasıyla öne çıkan muhtemel koalisyon ortaklarının ilginç bir geçmişi var. Yeni oluşumun lideri İyad Allavi, ulusal uzlaşma hükümetinin kurulma çalışmaları sırasında cumhurbaşkanlığı yardımcılığına adaylığını koyduğunda, şimdiki ortağı Irak Uzlaşma Cephesi Lideri Adnan Duleymi, “Devlet Başkanlığı yardımcılığı Sünnilerin payıdır, İyad Allavi de Sünni değildir” demişti.
Allavi koalisyonun Duleymi’den sonraki en önemli ortağı olan Mişan el-Cuburi ise El-Zevra kanalının sahibi.
Saddam döneminin istihbarat görevlilerinden Mişan el-Cuburi’nin Zevra kanalı, haberlerini askeri üniforma ve çelik yelekle sunan sunucuları aracılığıyla Şiilere saldırı emri veren bir provokasyon kanalı olarak tanınıyor.
Mevcut siyasi ittifakları Irak toplumundaki etnik ve mezhebi ayrımları derinleştirmekle suçlayan Fazilet Partisi’nin İyad Allavi, Adnan Duleymi ve Mişan el-Cuburi ile kurulacak bir ittifakta yer alarak Irak’ın ulusal bütünlüğüne nasıl hizmet edeceğini zaman gösterecek.