Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, "direnişe destek" 'suçlamasıyla' yargılanan dört sanığa 20 yıl hapis cezası verirken, savunma avukatları mahkemenin kararını hukuka aykırı bulup temyiz başvurusu yapacaklarını açıkladı.
YDH- Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, Çarşamba günü, "direnişe destek" 'suçlamasıyla' yargılanan dört sanığa 20 yıl hapis cezası verdi.
Karar, iki ayrı davayı kapsıyor. İlk davada, İbrahim ve Hudayfe Cabir kardeşler ile Halid Mecdelavi 20 yıl hapis cezasına çarptırılırken, ikinci davada ise Ahmed Ayşe Barakat’a aynı ceza verildi.
Savunma avukatları, mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğunu ve davanın tüm gerçekleriyle dikkate alınmadığını öne sürdü.
Avukat Bessam Freyat, müvekkilinin masumiyetine dair yasal gerekçelerini ortaya koyarak, karara itiraz edeceğini ve Temyiz Mahkemesi'nden beraat kararı beklediğini belirtti.
Freyat, müvekkilinin niyetinin yalnızca "direnişi desteklemek" olduğunu vurguladı ve savunma ile savcılığın sunduğu hiçbir delilin, sanıkların Ürdün’de yasa dışı bir eylem planladığını göstermediğini ifade etti.
Savunma avukatı Abdulkadir el-Hatib ise kararın aşırı sert olduğunu savundu ve mahkemenin sundukları savunma kanıtlarını göz ardı ettiğini dile getirdi.
El-Hatib, müvekkillerinin niyetinin direnişi desteklemekten ibaret olduğunu ve cezaların orantısız olduğunu belirtti.
Sanıklar, temyiz için 30 günlük bir süreye sahip. Temyiz Mahkemesi, verilen cezayı değiştirme veya iptal etme yetkisine sahip.
Olayın kökeni, 13 Mayıs 2023’e dayanıyor.
İbrahim ve Hudayfe Cabir kardeşlerin tutuklanmasının ardından başlayan soruşturma, sanıkların, Filistin direnişine destek amacıyla silah taşıdığı iddialarına odaklandı.
İddianameye göre, sanıkların görevi, silahları Ürdün'ün Mafrak kentindeki bir noktadan Huvvara kasabasına taşımaktı.
Ancak, savunma avukatları, sanıkların ifadelerinin zorla alındığını ve delillerin geçerli olmadığını savundu.
Diğer sanıklar Halid el-Mecdelavi ve Ahmed Ayşe, suçlamaları reddederek, Gazze’deki mağdurlara yardım topladıklarını ve insani yardım faaliyetlerinde bulunduklarını belirttiler.
Bu süreçte, sanıkların yasal haklarını savunmaya yönelik hukuki mücadele devam ediyor.
