Ramallah yönetimi İsrail'e yangın söndürme yardımı teklif etti, yanıt alamadı

img
Ramallah yönetimi İsrail'e yangın söndürme yardımı teklif etti, yanıt alamadı YDH

İsrail resmi kanalı Kan'ın haberine göre, Filistin yönetimi Kudüs yakınlarındaki yerleşim birimlerinde çıkan yangınları söndürmek için İsrail'e yardım teklif etti ancak yanıt alamadı.




YDH - Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne yönelik yoğun bombardımanı devam ederken ve bölgede insani kriz derinleşirken, İsrail resmi yayın kuruluşu Kan, Filistin yönetiminin Kudüs yakınlarındaki yerleşimlerde çıkan yangınları söndürmek için İsrail hükümetine resmi yardım teklifinde bulunduğunu ancak herhangi bir yanıt alamadığını duyurdu.

Öte yandan İsrail ordusu, Gazze'de operasyonlarını sürdürüyor ve bölgeye yönelik sıkı ablukayı devam ettiriyor.

Haberde, Filistin Yönetimi'nin Kudüs yakınlarındaki "Neve Şalom" (Barış Vahası) adlı yerleşim civarındaki ağaçların alev alması üzerine harekete geçtiği ve İsrail'e "yardım eli uzattığı" belirtildi.

İsrailli itfaiye yetkilileri, yangınların kontrol altına alınamaması üzerine en üst düzeyde olağanüstü hal ilan etmişti.

Yangınlara 120 itfaiye ekibi, 11 uçak ve 3 helikopterle müdahale edilmesine rağmen alevlerin söndürülemediği aktarıldı.

İsrail'in yangınlarla mücadele için Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, Hırvatistan ve İtalya'dan acil yardım talep ettiği bildirildi.

Filistin Yönetimi'nin yardım teklifinin de bu uluslararası yardım talepleri sırasında yapıldığı ifade edildi.

Haberin kaynağı olan Arapça metinde, Filistin yönetiminin bu adımının, Gazze'deki duruma rağmen sürdürdüğü güvenlik işbirliği politikasından ayrı tutulamayacağı yorumu yapıldı.

Şehab News'in aktardığına göre göre, yönetimin İsrail'in önceliklerine hizmet eden işlevsel bir yapı gibi davrandığı ve Gazze'deki insani trajediyi göz ardı ettiği öne sürüldü.

Teklif, bazı çevrelerce "siyasi ihanet" olarak nitelendirildi.

Aynı kaynakta, Filistin Yönetimi'nin yerleşimlerdeki yangınlar için seferber olurken neden Gazze'ye ilaç kamyonlarının girişini sağlamak, mahsur kalanlara kapıları açmak veya ablukanın kaldırılmasını talep etmek için aynı çabayı göstermediği soruları gündeme getirildi.

Bu durumun, yönetimin ahlaki ve siyasi meşruiyetini kaybettiğinin göstergesi olduğu kaydedildi.

Ayrıca, Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki yıkım, kitlesel yerinden edilme, altyapının çöküşü ve kıtlık gibi uluslararası kriterlerin tamamını karşılamasına rağmen bölgeyi resmi olarak "insani afet bölgesi" ilan etmekten kaçındığı yönünde tepki gösterildi.

Bu sessizliğin, İsrail'i uluslararası toplum önünde zor durumda bırakabilecek ve insani müdahalenin kapısını aralayabilecek basit bir resmi açıklamadan bile geri durulduğu anlamına geldiği savunuldu.

Kaynak metinde, bu tutumun idari bir eksiklikten ziyade, Gazze'deki direnişi İsrail'den daha büyük bir hasım olarak gören ve ABD ile İsrail'i memnun etmeyi kendi halkının hayatına tercih eden bir siyasi duruşu yansıttığı yorumuna yer verildi.