Maariv: Türkiye-Filistin-İsrail “ticaret üçgeni”

img
Maariv: Türkiye-Filistin-İsrail “ticaret üçgeni” YDH

Filistin Yönetimi’nin ekonomisinin %90’ının İsrail’e bağımlı olduğunu söyleyen İsrail medyası, Türkiye'nin de “ambargoya” rağmen ticareti Filistin üzerinden “dolaylı yolla” sürdürdüğünü belirtti.




YDH- İbranice yayın yapan Maariv gazetesinin haberine göre, Kudüs Dış ve Güvenlik İşleri Merkezi’nde araştırmacı olan Emekli Yarbay Av. Maurice Hirsch, İsrail ile Filistin Yönetimi arasındaki ticaret ilişkilerinin “derin çelişkilerini” gözler önüne seriyor.

Maariv’e göre, Filistin Yönetimi, bir yandan İsrail'e karşı BDS faaliyetlerini desteklerken, diğer yandan İsrail ile yapılan ticaretten milyarlar kazanıyor.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu verilerine göre, Filistin ithalatının %55’inden fazlasının İsrail’den, ihracatının ise yaklaşık %90’ının İsrail’e yapıldığını söyleyen gazete, “Bu da Filistin ekonomisinin neredeyse tamamen İsrail ile olan ticaretine bağımlı olduğunu gösteriyor.” dedi.

İsrail Maliye Bakanlığı’ndan elde edilen verilere göre, İsrail 2022 yılında Filistin Yönetimi’ne KDV (katma değer vergisi) ödemesi olarak 2.820.050.880 şekel aktardı. 2023 yılında ise, “Demir Kılıçlar” savaşına rağmen, bu rakam 2.726.435.028 şekel oldu. Buna ek olarak, İsrail'de çalışan Filistinli işçilerin gelir vergisi ödemeleri 2022’de yaklaşık 188.157.211 şekel iken, 2023’te bu rakam 123.326.523 şekele düştü.

Hirsch şu yorumu yaptı: “Filistin Yönetimi, ‘Hem öldürdü hem miras aldı’ sözünü andıran bir politika izliyor. Bir yandan BDS kampanyalarını teşvik ediyor, diğer yandan aynı İsrail ile ticaretten neredeyse 3 milyar şekel kazanç elde ediyor.”

Maariv, Kudüs Dış ve Güvenlik İşleri Merkezi’nin, bu duruma karşı “üç aşamalı bir mücadele” planı sunduğunu belirtti: İlk aşamada, İsrail ile Filistin Yönetimi arasındaki ticaretin kapsamı vurgulanmalı ve bu konuda net bir medya mesajı verilmelidir. İkinci aşamada, “kayıp bedeli” açıklanmalı, yani İsrail, Filistin ürünlerini boykot ederse Filistin ekonomisinde neler yaşanacağı netleştirilmelidir. Üçüncü aşamada ise merkez, İsrail ile Filistin toprakları arasındaki ekonomik bağların tamamen kesilmesini öneriyor.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer “rahatsız edici” durumun ise Filistin topraklarının, ambargoların delinmesi için kullanılması olduğunu söyleyen gazete şöyle devam etti: “Türkiye’nin 2024 Mayıs ayı başında İsrail’e karşı ticari ambargo ilan etmesinden bu yana, Türkiye ile Filistin toprakları arasındaki ticaret %1.200 oranında artış gösterdi. Rapor, bu durumu döngüsel bir ticaret olarak tanımlıyor; böylece Türkiye, Filistin Yönetimi aracılığıyla İsrail ile dolaylı olarak ticaret yapmaya devam edebiliyor.”

Bu durumun, Türkiye’nin dünyaya İsrail’e yönelik tam bir ambargo uyguladığı izlenimini sunmasına imkân tanırken, gerçekte ticaretin –azalmış olsa da– sürdüğünü gösterdiği kaydedildi.

7 Ekim 2023 saldırısından önce, Filistin Yönetimi’nden 100.000’den fazla işçi İsrail’de çalışıyordu ve on binlercesi de Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerinde istihdam ediliyordu. Saldırıdan bu yana, Batı Şeria’dan İsrail’e işçi girişine yasak ya da ciddi kısıtlamalar getirildi.

Hirsch, çalışmasında şu “uyarıyı” yaptı: “Eğer İsrail yalnızca işçi girişini durdurmakla kalmayıp, aynı zamanda Filistin topraklarıyla olan ticareti de kısıtlarsa, hatta tamamen yasaklarsa bu durum Filistin ekonomisinde büyük bir yıkıma ve boykot programının neredeyse tamamen durmasına neden olabilir.”