ABD Başkanı Donald Trump’ın, Riyad’daki Körfez-ABD Zirvesi’nde Hamas’sız bir Filistin devletini tanıyacağını açıklaması bekleniyor. Ayrıca dev ekonomik anlaşmalar ve sivil nükleer iş birliği gibi önemli başlıkların da gündemde.

YDH- İbranice yayın yapan Maariv'in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek Körfez-ABD Zirvesi’nde yapacağı açıklama, Orta Doğu dengelerinde köklü bir değişikliğe yol açabilir.
Bölgeden üst düzey diplomatik kaynaklara göre, Trump’ın Hamas’ın dahil olmadığı bir Filistin devletini tanıyacağını ilan etmesi bekleniyor.
Zirve öncesi Media Line ile konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Körfezli diplomat, “Başkan Trump, Hamas’ın yer almadığı bir Filistin devletinin ABD tarafından tanındığını ilan etmeye hazırlanıyor,” dedi.
Trump’ın ikinci başkanlık dönemindeki ilk Suudi Arabistan ziyareti kapsamında gerçekleşecek olan zirve, 2017 yılında düzenlenen ve yüz milyarlarca dolarlık ekonomik iş birliklerine sahne olan Riyad Zirvesi’nin devamı niteliği taşıyor.
Diplomatik kaynağa göre böyle bir adım, ''Orta Doğu’daki mevcut güç dengesini temelden sarsabilir ve Abraham Anlaşmaları'na yeni ülkelerin katılımını beraberinde getirebilir''.
Ancak bölgedeki bazı deneyimli isimler, bu ihtimale temkinli yaklaşıyor.
Körfezli kıdemli diplomat Ahmed el-İbrahim, zirveye Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Kralı gibi Filistin meselesine en yakın liderlerin davet edilmemiş olmasını örnek göstererek, “Bunun bir Filistin meselesi olduğunu düşünmüyorum,” ifadelerini kullandı.
El-İbrahim’e göre gündemde, 2017’de imzalanan ve 400 milyar doları aşan anlaşmalarla benzer ölçekte büyük ekonomik mutabakatlar var.
Kıdemli diplomat, “Birleşik Arap Emirlikleri’nin ABD’ye bir trilyon dolardan fazla yatırım yapma planı ve Suudi Arabistan’ın 600 milyar dolarlık taahhüdü, yaklaşan zirvenin ekonomik ağırlığını gösteriyor,” diyor.
Trump’ın zirvenin ardından Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ı da ziyaret edeceğinin duyurulması, ekonomi eksenli temasların habercisi olarak değerlendiriliyor.
“Bu ülkeler, büyük sermaye sahipleri ve Amerikan piyasasında güçlü etkiye sahip aktörler,” diyen el-İbrahim’in değerlendirmeleri, Suudi siyasi uzman Ahmed Buşoki tarafından da destekleniyor.
Buşoki ayrıca Trump’ın yaptığı, “Büyük açıklamadan önce Amerikalılar borsa hissesi almalı” yönündeki çağrısının da ekonomi temelli büyük bir gelişmeye işaret ettiğini söylüyor.
Zirveye dair dikkat çeken bir diğer başlık ise ABD ile Suudi Arabistan arasında olası bir sivil nükleer iş birliği.
Buşoki, “Suudi Arabistan 2010’dan bu yana sivil nükleer enerji projeleri üzerinde çalışıyor. Hali hazırda uluslararası şirketler, krallığın ilk nükleer reaktörünü inşa etmek üzere yarış içinde,” dedi.
Körfez’deki komşusu Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Koreli bir şirketle ortaklaşa inşa edilen ve dört reaktöre sahip Barakah tesisini işletmeye devam ediyor; bu da onu Arap dünyasında nükleer enerji santraline sahip tek ülke yapıyor.