İsrail Evimiz Partisi lideri Avigdor Lieberman, Başbakan Netenyahu'yu İsrail'in ABD ile ilişkilerini daha önce görülmemiş bir seviyede kötüleştirmekle suçladı.

YDH - İsrail Evimiz Partisi lideri ve eski Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, Başbakan Benyamin Netenyahu'nun İsrail'in Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerini benzeri görülmemiş bir şekilde kötüleştirdiğini söyledi.
Lieberman ayrıca, Gazze'deki savaşın yönetimi ve ülkedeki tartışmalı askerlik yasası konusunda Netenyahu hükümetine yönelik sert eleştirilerini dile getirdi.
Kanal 12 televizyonuna verdiği mülakatta Avigdor Lieberman, "Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerde böylesine bir gerileme hatırlamıyorum," dedi.
Yemenlilerle anlaşmalar yapıldığını ve İran ile doğrudan müzakereler yürütüldüğünü ancak kendilerinin bilgilendirilmediğini belirten Lieberman, bunun bir kriz olduğunu ifade etti.
Eski Bakan, Netenyahu'nun İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek yerine "İran nükleer bombasının babası" hâline geldiğini iddia etti, bu durumun Suudi Arabistan için de geçerli olduğunu sözlerine ekledi.
Lieberman, Gazze'deki hükümet performansını da eleştirerek, "Bir yıl yedi ay sonra Hamas'ı yenmeyi bilmeyen, 17 yıl sonra da yenemez," diye konuştu.
Esirler hâlâ Hamas'ın elindeyken bu direnişin ortadan kaldırılamayacağını da sözlerine ekledi.
İç siyasete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Lieberman, askerlik yasası ve esir takası etrafındaki anlaşmazlığın İsrail toplumunu parçaladığı uyarısında bulundu.
Lieberman, "Otuz yıl içinde bir askerlik yasası olmazsa, bir İsrail devleti de olmaz, bu matematik," ifadelerini kullandı.
Gazze'deki savaşın başlamasının üzerinden bir buçuk yıldan fazla süre geçmiş olmasına rağmen, ilan edilen hedeflere, özellikle de Hamas hareketinin ortadan kaldırılması ve İsrailli esirlerin geri alınması hedeflerine ulaşılamadı.
Savaş, en belirginleri askerlik yasası krizi olmak üzere, hükümet ile güvenlik teşkilatı arasındaki güven erozyonu ve özellikle ABD'nin Tel Aviv ile koordinasyon olmaksızın bölgesel güçlere yönelik diplomatik adımları gibi giderek artan iç krizlerle birlikte yaşandı.