İsrail müzakere heyeti, Başbakan Netanyahu'nun talimatıyla ateşkes ve esir takası görüşmeleri için Doha'ya ulaştı. ABD'nin de devrede olduğu müzakerelerde İsrail'in mevcut planlarından taviz vermeyeceği belirtilirken, Mısır Filistinlilerin olası tehcirine kesin bir dille karşı çıkıyor.

YDH - İsrail müzakere heyeti, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun "ateş altında müzakereler" yürütme talimatıyla dün Katar'ın başkenti Doha'ya ulaştı.
Netanyahu'nun bu açıklaması, iki gün önce Tel Aviv'de ABD özel temsilcisi Steve Witkoff ile yaptığı görüşmenin ardından gelmişti.
ABD'li elçiler Steve Witkoff ve Adam Boehler'in de müzakere oturumlarına katılmak üzere Doha'ya vardığı belirtilirken, İsrailli esir ailelerinden bir heyetin de Trump ve Katar başbakanıyla görüşmek amacıyla kentte bulunduğu bildirildi.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre İsrail heyeti birkaç gün Doha'da kalacak. ABD Başkanı Donald Trump'ın bölge turuyla eş zamanlı gerçekleşen bu ziyaret, ABD'nin müzakereleri canlandırmaya yönelik yoğun çabaları ışığında görüşmelere ek bir siyasi boyut kazandırdı.
Maariv gazetesinin üst düzey iki kaynağa dayandırdığı haberine göre, Washington artık Witkoff'un önerisini ateşkes anlaşması için fiili bir anahtar olarak görmüyor ve "alternatif yollara" doğru ilerlemeye çalışıyor.
Haberde, Witkoff'un Netanyahu ile son görüşmesinde, "kalıcı ateşkes içeren herhangi bir anlaşmanın Hamas'ı daha fazla esnekliğe itebileceği" inancıyla "savaşı sona erdirme perspektifi sunmayı amaçlayan yeni bir öneri sunduğu" belirtildi.
Buna paralel olarak, Mısır tarafındaki Refah Sınır Kapısı civarındaki "lojistik bölgeye" hayat geri döndü ve geçişlerin açılması kararı alınması durumunda, ister doğrudan anlaşma yoluyla ister başka düzenlemeler sonucunda olsun, yaklaşık 1000 yardım kamyonunun girişine yönelik hazırlıklar başladı.
Ancak el-Ahbar gazetesine konuşan Mısırlı yetkililere göre, ABD'nin İsrail'e yönelik somut baskı adımları, geçmiş anlaşmaların çöküşünün tekrarlanmasını önleyecek mekanizmalar hakkındaki geniş çaplı tartışmalara rağmen, acil ateşkes sağlamak için gereken seviyenin hâlâ altında.
Netanyahu, hükümetinin "gönüllü çıkış" başlığı altında "kısmi tehcir planı" çerçevesinde Gazze Şeridi'nden Filistinlileri kabul edebilecek ülkeler aradığını duyurdu.
Dün yaralı askerleri kabulü sırasında konuşan Netanyahu, "Ayrılmak isteyenlerin bunu yapabilmesini sağlayacak bir idare kurduk, ancak onları kabul etmeye istekli ülkelere ihtiyacımız var. Şu anda bu konu üzerinde çalışıyoruz," dedi ve "halkın yüzde 50'sinden fazlasının fırsat verilirse ayrılacağını" iddia etti.
Netanyahu ayrıca, İsrail ordusunun önümüzdeki günlerde Gazze Şeridi'ne "tüm gücüyle" geniş çaplı bir saldırı başlatacağı tehdidinde bulunarak, "Operasyonu tamamlamak, Hamas'ı yenmek ve yok etmek anlamına gelir," diye ekledi.
"Geçici ateşkes" ihtimalinin bulunduğunu belirten Netanyahu, hükümetinin şu anda savaşı kalıcı olarak durdurma niyetinde olmadığını vurguladı.
Buna karşılık, Mısırlı askeri ve güvenlik yetkilileri, Amerikalı ve İsrailli mevkidaşlarına, "Kahire'nin Filistinlilerin kendi toprakları üzerinden ne Mısır'a ne de üçüncü bir ülkeye tehcirine izin vermeyeceğini" bildirdi.
Yetkililer, "Gazze'de kalan altyapının, özellikle sağlık altyapısının yok edilmesinin, bu plana onay vermek için ikna edici bir neden oluşturmayacağını" kaydetti.
Aynı bağlamda Mısırlı kaynaklar, gazeteye "Washington'un hızla ulaşmaya çalıştığı geçici ateşkesin, iç siyasi çekişmeleri nedeniyle kapsamlı bir ateşkesi reddeden Netanyahu'nun oluşturduğu merkezi bir engelle karşılaştığını ve bunun kendisiyle Washington arasında açık bir çatışmaya kapı aralayabileceğini" vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkiliye göre, Washington'un Yemen'deki Ensarullah Hareketi ile vardığı ayrı anlaşma, "ABD'nin bölgesel yaklaşımında bir değişimi" ve "Netanyahu'nun ABD yönetimine verdiği taahhütleri yerine getirmedeki bir dizi başarısızlığının ardından, ABD'nin Gazze'deki savaşı durdurma gerekliliğini geç de olsa idrak ettiğini" gösteriyor.
Yetkili, "İsrail'in, özellikle Hamas'ın birçok şartı ve garantiyi kabul etmeye hazır olduğu göstermesinden sonra, savaşı sürdürmeden hedeflerinin çoğuna ulaşabileceği" değerlendirmesini yaptı ve bu durumun Netanyahu'yu Beyaz Saray nezdinde zor bir duruma soktuğunu ifade etti.
ABD Başkanı ise Riyad'da yaptığı konuşmada, Gazze halkının maruz kaldığı acılardan Hamas'ı sorumlu tutarak, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu nedeniyle hareketin kınanması çağrısında bulundu.
Trump, "Hamas tarafından rehin tutulanların geri alınması için çabalıyoruz," ifadesini kullandı ve "Gazze'deki halka yönelik muamelenin eşi benzeri görülmemiş olduğunu" belirtti. Trump, "Gazze ve Lübnan'daki terörizmin birçok hayata son verdiğini," sözlerine ekledi.