ABD'nin artık bağımsız bir Filistin devleti hedeflemediğini açıklayan ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, Filistin devleti kurulacaksa “başka bir Müslüman ülkede” kurulabileceğini belirtti.

YDH- The Guardian'da yer alan habere göre, ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, ABD’nin artık bağımsız bir Filistin devleti hedefini “sürdürmediğini” açıkladı. Uzmanlara göre bu, ABD’nin Ortadoğu politikasında Filistin devletine yönelik en açık ve sert geri çekilme ifadesi oldu.
Huckabee, Bloomberg News’e verdiği röportajda, Filistin devletinin hâlâ ABD politikası kapsamında bir hedef olup olmadığı sorulduğunda, “Sanmıyorum” yanıtını verdi.
Eski Arkansas valisi ve Donald Trump tarafından İsrail’e büyükelçi olarak atanan Huckabee, daha da ileri giderek, gelecekteki olası bir Filistin devletinin “bir Müslüman ülke” topraklarında kurulabileceğini söyledi. “Kültürde köklü bir değişim olmazsa, buna yer yok,” diyen Huckabee, bu değişimin ise “bizim ömrümüz içinde” gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Huckabee, BBC’ye verdiği başka bir röportajda ise “Müslüman ülkelerin elinde, İsrail’in kontrol ettiği toprakların 644 katı büyüklüğünde alan var. Eğer gerçekten Filistin devleti isteniyorsa, belki birileri ‘Biz ağırlamak isteriz’ der” ifadelerini kullandı.
Batı Şeria’da 3 milyon Filistinlinin yaşadığı İsrail işgaline dair bir soruya ise Huckabee, İsrail hükümetinin diliyle cevap verdi: “Mutlaka Yahuda ve Samiriye’de mi olmalı?”
The Guardian'a göre, Trump, ilk döneminde “iki devletli çözüm” konusuna “mesafeli” yaklaşmıştı ve ikinci dönemi için bu konuda “net bir tutum sergilemiş değil.”
ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yorum yapmadı. Ortadoğu uzmanları ise bu açıklamaların beklenen bir politika değişiminin artık açıkça ilanı olduğunu söyledi.
Georgetown Üniversitesi’nden Filistinli müzakere heyetlerinin eski danışmanı Khaled Elgindy, “Bu durum hiç şaşırtıcı değil. Son dört aydır Gazze nüfusunun zorla yerinden edilmesini açıkça destekleyen, İsrail yerleşimlerini ve ilhak politikalarını meşrulaştıran bir yönetim görüyoruz” dedi.
Elgindy, “Bu, Filistin halkının hem fiziksel hem de siyasal olarak silinmesine yönelik bir yönetim. Trump’ın ilk döneminde bile egemenliği olmayan, kalıcı İsrail kontrolü altındaki bir ‘devlet’ modeli söz konusuydu. En azından artık bu sahte maskeyi bırakmış durumdalar” dedi.
Washington’daki Arap Merkezi’nin Filistin/İsrail Programı Başkanı Yusuf Munayyer ise Huckabee’nin sadece uzun süredir uygulanan ABD politikasını açıkça dile getirdiğini söyledi: “Mike Huckabee, ABD’nin on yıllardır fiilen uyguladığı politikayı açıkça ifade ediyor. Sözde desteklenen Filistin devleti fikri hiçbir zaman somut politikayla örtüşmedi, tam tersine sabote edildi.”
The Guardian'a göre, Huckabee’nin görüşleri, Evanjelik Hristiyan inançları ve İsrail yerleşimlerini uzun süredir desteklemesiyle uyumlu. 2008’deki başkanlık kampanyasında “Filistinli diye bir halk yok” demişti. 2017’de Batı Şeria’yı ziyaret ettiğinde, “işgal” kavramını reddetmişti.
O dönem, “İsrail’in Yahuda ve Samiriye üzerinde tapu hakkı var” diyen Huckabee, “Batı Şeria diye bir yer yok, orası Yahuda ve Samiriye. Yerleşim diye bir şey yok, onlar mahalleler, şehirler. İşgal yok” açıklamasında bulunmuştu.
Munayyer’e göre, Huckabee’yi “farklı” kılan şey, diğer yetkililerin üstü kapalı tuttuğu hedefleri açıkça itiraf edebilmesi: “Huckabee’yi benzersiz kılan şey, Filistin halkını yok etme hedefini utanmadan açıkça dile getirmesidir.”
Analistlere göre, bu açıklamalar Gazze’de on binlerce Filistinlinin öldüğü ve iki milyondan fazla insanın yerinden edildiği savaşın ortasında yapılınca, ABD’nin müttefikleri için diplomatik kriz yaratabilir.
Elgindy, “Bu durum, hâlâ iki devletli çözüme bağlı olan ama her zaman Washington’a tabi kalan Avrupa ve Arap ülkelerini zor durumda bırakacaktır” dedi.
Huckabee’nin açıklamalarından sadece birkaç saat sonra ABD, önde gelen Filistinli insan hakları örgütü Addameer ve Ortadoğu ile Avrupa’daki beş hayır kurumuna yaptırım uyguladığını duyurdu. ABD Hazine Bakanlığı, Addameer’in Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ile bağlantılı olduğunu ve bu grubu desteklediğini öne sürdü. FHKC, ABD ve AB tarafından “terör örgütü” olarak sınıflandırılıyor.
İsrail, 2022 yılında Batı Şeria’daki Addameer ofislerine baskın düzenlemişti. Birleşmiş Milletler, o dönem İsrail'in bu baskını meşrulaştıracak hiçbir inandırıcı delil sunmadığını belirtmişti.
The Guardian daha sonra, CIA’in gizli bir raporunda, İsrail’in Addameer’i “terör örgütü” olarak tanımlamasını destekleyecek hiçbir kanıt bulunamadığını bildirmişti.