Üst düzey Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, İran'la dolaylı müzakerelere karşı şartlar koyarken, Suriye’nin Rusya ve İran ekseninden uzaklaşmasının Ortadoğu’da yeni fırsatlar yarattığını belirtti.
YDH- Üst düzey Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Israel Hayom’a verdiği kapsamlı röportajda İran İslam Cumhuriyeti ile ilgili uyarılarda bulundu.
Graham, İran ile yapılacak her türlü müzakerenin temel şartı olarak, Tahran’ın İsrail’in var olma hakkını açıkça tanıması gerektiğini vurguladı.
“İran rejimiyle ilgili hiçbir illüzyona yer yok,” diyen Graham, “İsrail’in yok edilmesini açıkça savunan bir rejimle barış sağlanamaz. Bu sadece bir politika boşluğu değil, aynı zamanda büyük bir ahlaki krizdir” ifadelerini kullandı.
Graham, diplomasiye açık olduklarını ancak bunun net sonuçlar doğurması gerektiğini belirterek, “İran’ın nükleer programından tamamen vazgeçmesi, terörü desteklememesi ve İsrail’in var olma hakkını kabul etmesi şarttır. Bu üç şart olmadan yapılacak herhangi bir anlaşma sadece hayaldir,” dedi.
Graham, İran’ın uranyum zenginleştirmesinin kesinlikle engellenmesi gerektiğini belirtti:
‘’Nükleer enerjiye sahip olmalarında sakınca görmem ama reaktör yakıtının İran dışından sağlanması gerekir. Kendilerine zenginleştirme konusunda güvenemeyiz.”
Ayrıca İran’ın ‘’bölgedeki terör faaliyetlerinin de engellenmesi gerektiğini’’ ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni bir nükleer anlaşmaya gerek olmayabileceğine dair açıklaması hatırlatıldığında Graham, diplomatik çözümü desteklediğini ancak şartların açık ve net olması gerektiğini yineledi.
İsrail’e verilen askeri desteğin sürdürülmesinin önemine de vurgu yapan Graham, “Desteğimiz azalırsa Arap dünyasının ABD ile iş birliği yapması zorlaşır,” dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararıyla ilgili de konuşan Graham, “Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail’in güvenliğine varoluşsal tehdit oluşturuyor. Bu mahkemenin İsrail liderlerini savunma haklarını kullandıkları için yargılaması kabul edilemez. Bu tavırla mücadele için yaptırımların peşindeyim,” ifadelerini kullandı.
Sosyal medyada İsrail karşıtı kampanyalara ve gençler arasında artan olumsuz algıya dikkat çeken Graham, “TikTok gibi platformlarda gençler İsrail’i kötü adam olarak görüyor. Biz İncil Kemeri’nde büyüyenler ise İsrail’i savunuyoruz. Üniversitelerde ‘Nehirden denize Özgür Filistin’ sloganları atılıyor, bu da İsrail’in yok edilmesini savunmak demek. Bu çevrelerin ya antisemit olduğu ya da cahil olduklarını düşünüyorum,” dedi.
Bölgenin geleceğine dair temkinli iyimserlik taşıyan Graham, İran’a karşı yapılan nükleer tesislere saldırıların İsrail’in Arap ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirdiğini belirtti:
“Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri bölgeyi karanlıktan aydınlığa çıkaracak değişime hazır. İran’ın bölgeyi karanlıkta tutma arzusu ise en büyük engel. Hizbullah ve Hamas’ın zayıflaması, Suriye’nin Rusya-İran ittifakından uzaklaşması yeni bir bölge için fırsat yaratıyor. Bugüne kadar hiç bu kadar umutlu olmamıştım.”
Son olarak Graham, “Bölgenin barışını engelleyen İran’dır. Birlikte durdukça ve İsrail ‘artık böyle yaşamıyoruz’ dedikçe gerçek bir değişim mümkün olacak. İsrailliler çocuklarını sığınaklarda büyütmek zorunda kalmamalı, umut içinde büyümelidir,” diyerek sözlerini tamamladı.
