Tam kuşatma ve sürekli bombardıman altındaki Gazze’de, en büyük hastane olan “Şifa” yakıtın tükenmesi nedeniyle diyaliz cihazlarını durdurmak zorunda kaldı. Yüzlerce hasta, çöken sağlık sistemi içinde ölümle baş başa.
YDH- El-Meyadin’de yer alan habere göre, İsrail’in uyguladığı tam abluka ve aralıksız bombardıman nedeniyle Gazze’nin sağlık sistemi büyük ölçüde çökmüş durumda.
Bu hafta, Şifa Tıp Kompleksi’ndeki son diyaliz cihazları da durdu. Artık bu cihazları çalıştıracak yakıt kalmadığı için, yüzlerce hastanın yaralanmalardan değil, sistematik ihmaller sonucu ölüme terk edildiği kaydedildi.
Gazze Sağlık Bakanlığı, bölgenin en büyük hastanesinde diyaliz tedavilerinin tamamen durduğunu doğruladı. Elektriğin olmadığı, tıbbi cihazlar çalışmadığı, hayati ilaçlara erişimin sağlanamadığı bildirildi. Kronik hastalığı olan yüzlerce kişinin, sessizce ölüme terk edildiği belirtildi.
Bu çöküş tesadüfi olmadığı; hastanelerin hedef alınması, yakıt konvoylarının engellenmesi ve insani yardımların reddedilmesi gibi sistematik uygulamaların sonucu bunların yaşandığı vurgulandı.
Sağlık yetkililerine göre, savaşın başlangıcından bu yana Gazze’deki yaklaşık 400 böbrek hastası, yani diyalize bağımlı hasta nüfusunun yaklaşık %40’ı, hayatını kaybetti. Bu kişiler hava saldırılarında değil; abluka, yakıt engeli ve temel tıbbi hizmetlerin ulaştırılmaması sonucu hayatını yitirdi.
UNRWA: Sistem boğuluyor
Gazze Sağlık Bakanlığı, acil yakıt tedariki sağlanmadığı takdirde, hastanelerdeki tüm hastaların ve yaralıların yavaş ve önlenebilir bir ölüme mahkûm olabileceği uyarısında bulundu. Şifa Hastanesi’nin koridorlarında artık tedavi sesleri değil, terk edilmişliğin sessizliği hâkim.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), böbrek hastaları için gerekli ilaçların tamamen tükendiğini ve diyaliz ekipmanında ciddi yetersizlik yaşandığını vurgulayarak acil uyarılarda bulundu. Buna rağmen sınırların kapalı kalmaya, yakıt geçişinin engellenmeye ve cihazların çalışmaz durumda kalmaya devam ettiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) da bu durumu “tıbbi boğulma” olarak tanımlayarak uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu.
