Hizbullah'ın meclisteki grubu Direnişe Vefa İttifakı, ulusal güvenlik stratejisi görüşmeleri için İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesini ön koşul olarak sundu. İttifak, İran'ı zaferinden dolayı tebrik ederken, Gazze'deki durumu 'tarihin en korkunç soykırımı' olarak nitelendirdi ve uluslararası toplumu kınadı.

YDH - Hizbullah'ın meclisteki grubu Direnişe Vefa İttifakı, Lübnan'ın ulusal güvenlik stratejisinin görüşülebilmesi için "doğal ve aşikar" ön koşulun, İsrail'in işgal altındaki Lübnan topraklarından çekilmesi olduğunu bildirdi.
Milletvekili Muhammed Raad başkanlığında yapılan haftalık toplantının ardından yayımlanan bildiride, Lübnan'ın ateşkes ilanına tamamen bağlı kalmasına rağmen İsrail'in bu ilanı hiçe saydığı vurgulandı.
Bildiride, "Lübnan, bazı büyük devletlerin Siyonist düşman lehine sergilediği bariz baskı, gizli anlaşma ve desteğe rağmen ulusal ve egemenlik haklarına bağlıdır," ifadeleri kullanıldı.
İttifak, söz konusu devletlerin Lübnan'a yardım etmek yerine İsrail'i anlaşmanın gerekliliklerini yerine getirmeye zorlaması gerektiğini belirtti.
Açıklamada, ulusal güvenlik stratejisi, istikrar, toparlanma ve egemenliğin korunmasına ilişkin tüm yaklaşımların "ulusal egemenlik çerçevesi" içinde olması gerektiği kaydedildi.
'İran halkı saldırının hedeflerini boşa çıkardı'
İttifak, İran İslam Cumhuriyeti'ni "aziz zaferinden" dolayı tebrik etti.
Açıklamada, İran Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'nin "bilge ve cesur liderliği", Devrim Muhafızları ve silahlı kuvvetlerin hazırlığı ile İran halkının tüm kesimlerinin "şaşırtıcı kenetlenmesi" sayesinde saldırının hedeflerinin tamamen boşa çıkarıldığı ifade edildi.
Bu zaferin, İran'ın egemenlik, güç ve iktidar konumunu pekiştirdiği ve dünya çapındaki direniş güçleri için örnek rolünü teyit ettiği belirtildi.
Gazze'deki direnişe övgü
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına da değinilen bildiride, "Gazze'deki direniş mensuplarının destansı kahramanlıkları" ile Hamas ve İslami Cihad'ın çok sayıda İsrail askerinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan son operasyonları övüldü.
Gazze halkının "tarihin en korkunç soykırımına" maruz kaldığı belirtilerek, "Siyonist varlığı destekleyen, işbirlikçi ve aciz dünya hükümetlerinin gözü önünde sergilenen efsanevi direniş ve büyük sabır" selamlandı.
Uluslararası toplum ve ilgili kurumların, Gazze'deki katliamı durdurmak için gerekli adımları atmaması kınanarak, bunun "her hükümet, devlet, yetkili ve dünyadaki her özgür ve onurlu insan için en temel ahlaki görevlerden biri" olduğu vurgulandı.
'Yeniden imar çabalarımızı sürdürüyoruz'
İç siyasete ilişkin olarak ittifak, Lübnan Parlamentosu'nun son yasama oturumunda halkın ihtiyaç duyduğu bir dizi kanunu onaylamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Özellikle İsrail saldırılarından zarar görenler için vergi muafiyetleri ve yeniden imarı içeren yasa tasarısının onaylanmasının, devletin sorumlulukları çerçevesinde atılmış gerekli bir adım olduğu kaydedildi.
Bu dosyanın tamamlanması ve finansman sağlanması için devletle, kardeş ve dost ülkelerle işbirliği içinde çabaların sürdürüleceği teyit edildi.
Seçim yasası tartışmalarına da değinilen bildiride, yeni yasanın adalet, fırsat eşitliği, Milli Mutabakat Belgesi ve anayasaya bağlılık temelinde ele alınması gerektiği belirtildi.
Anayasanın, mezhepçi olmayan bir ulusal meclis seçilmesini ve bir Senato kurulmasını öngören 22. maddesine özellikle atıfta bulunuldu.
İlgili meclis alt komisyonuna çağrıda bulunan ittifak, "gerçek reform pahasına dar grup çıkarları sağlamayı amaçlayan bariz girişimlerden uzak durularak" bu temelde nihai bir formül üzerinde anlaşılması gerektiğini vurguladı.