İşgal altındaki Gazze’de yaşananlar, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik bir kuşatma olarak sürerken, Filistinli müzakere heyetinin dayanışma ve kararlılığı bölgedeki kritik dönemeçlerden biri olmaya devam ediyor.
YDH- Gazze Şeridi’nde devam eden tutuklu takas müzakereleri, İsrail’in artan kitlesel saldırıları ve yıkımla birlikte en şiddetli aşamasına ulaşmış durumda.
İşgal ordusu, özellikle Gazze Şehri’nin doğu mahallelerinde yoğunlaşan bombardımanlarla sivillerin hayatını hiçe sayarak evleri yerle bir ederken, aynı zamanda psikolojik savaşı da sahaya taşımış durumda.
Sahadaki durum ise daha da kritik. Kuzey Gazze’de Cebaliya ve Tuffah mahallelerinde yoğun bombardımanlar sürerken, Şeyh Rıdvan’da üç evin aynı anda vurulması sonucu 33 sivil, aralarında tam ailelerin bulunduğu hayatını kaybetti.
Batı Gazze ise kesintisiz drone saldırılarıyla kuşatılmış durumda.
Sağlık altyapısının tamamen çöktüğü bölgede, günlük ortalama 90 can kaybı yaşanıyor.
Uzun vadede hayata geçirilmesi planlanan yer değiştirme ve yeniden yapılandırma projeleri, halihazırda büyük insani kriz içinde olan Gazze halkının koşullarını dayanılmaz hale getirmeyi ve kitlesel göçü zorunlu kılmayı hedefliyor.
İsrailli iş insanları ve Batılı danışman kuruluşların hazırladığı bir plan, Gazze’den yüzbinlerce kişinin zorunlu göçe maruz bırakılması hedefiyle dikkat çekiyor.
Financial Times’ın yayımladığı habere göre, “Gazze Yardım Vakfı” gibi örgütlerin katkısıyla hayata geçirilmesi planlanan projede, göç etmeyi kabul edenlere maddi teşvik sağlanması ve kamu arazilerinin yatırım fonuna dönüştürülerek İsrail yönetimi altında tutulması öngörülüyor.
Hatta plan, Gazze’nin mevcut coğrafi ve demografik yapısının tamamen değişerek, Mısır sınırından İsrail yerleşim birimlerine uzanan büyük bir endüstri bölgesi haline getirilmesini amaçlıyor.
İsrail Savaş Bakanı Israel Katz’ın, Refah harabeleri üzerine kurmayı önerdiği “tek insani şehir” fikri ise Filistin müzakere heyeti üzerinde ciddi bir baskı aracı olarak kullanılıyor.
