Colani’den İsrail’e “normalleşme” mesajı

img
Colani’den İsrail’e “normalleşme” mesajı YDH

İsrail merkezli Walla sitesi, HTŞ rejimi lideri Colani’nin İsrail’e “yüz yılda bir gelen” tarihi bir fırsatı değerlendirme çağrısı yaptığını bildirdi.




YDH- HTŞ rejimi Colani, işgalci İsrail rejim yetkililerine bir mesaj göndererek, “yüz yılda bir gelen benzersiz bir fırsatın” değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Aynı zamanda bu fırsatın “her zaman açık olmayacağını” da vurguladı.

Bu bilgi, İsrail “Walla” sitesinin aktardığına göre, bugün İsrail parlamentosu Knesset'te düzenlenen, “yeni bir bölgesel güvenlik düzenlemesini” tanıtmak için yapılan “alışılmadık bir ziyarette” yer alan Suriyeli iş adamı ve siyasi aktivist Şadi Martini tarafından aktarıldı.

Martini, “yeni kurulan bir lobinin” düzenlediği konferansa katılımı sırasında, Colani ile iki hafta önce görüştüğünü ve “İsrail hakkında uzun bir görüşme gerçekleştirdiklerini” açıkladı.

Martini'nin aktardığına göre Colani şöyle dedi: “Ortadoğu’da böyle fırsatlar yalnızca yüz yılda bir ortaya çıkar, ama bu fırsat sonsuza kadar açık kalmayacak. Gelin bu fırsatı heba etmeyelim, değerlendirelim. Çünkü İsrailli, Suriyeli, Suudi, Filistinli ve Ürdünlü çocukların umutla büyümelerini istiyorum.”

Bu konferans, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Washington ziyaretinin gölgesinde, “normalleşme anlaşmalarının genişletilmesine yönelik iyimser açıklamaların” yapıldığı bir dönemde düzenlendi.

Katılımcılar arasında, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan Suudi gazeteci Abdülaziz el-Hamis’in de yer aldığı bildirildi. Konferansta “Demir Kılıçlar Savaşı” ile “Yükselen Aslan Operasyonu”nun bölgesel düzeyde oluşturduğu “yeni fırsatların” değerlendirildiği belirtildi.

El-Hamis konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Açık konuşalım; Riyad’dan Abu Dabi’ye kadar verilen mesaj, savaşı kimin kazandığıyla değil, savaş sonrasında ne yapılacağıyla ilgilidir. Körfez’de savaşlar ve krizlerden bir bıkkınlık var. İnsanlar istikrar ve ortaklık arıyor.” Ardından şu soruyu yöneltti: “İsrail, güç döneminden ortaklık çağına geçebilecek mi?”

El-Hamis, Filistin meselesi ile Gazze’deki savaşın sona ermesinin “Suudi Arabistan için temel iki konu” olmaya devam ettiğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Gazze’de insanların hapsedildiği bir durumu kabullenmek imkânsız. İsrail’in yalnızca güvenliği değil, birlikte yaşamı da taahhüt ettiği, adem-i merkeziyetçi bir Filistin devleti kurulmalı.”

Ayrıca şu uyarıda bulundu: “Eğer İsrail bu fırsatı işgali derinleştirmek ve Gazze’yi küçük düşürmek için kullanırsa, sadece Suudi Arabistan’ı değil, tüm Arap dünyasını kaybeder.”

Bölgesel Güvenlik Koalisyonu’nun kurucularından biri olan Yedek Tuğgeneral Udi Dekel,  Knesset'te düzenlenen “bölgesel güvenlik düzenlemesini teşvik amaçlı lobi toplantısı”nda şöyle konuştu: “Bölgedeki ılımlı devletler, İran ve radikal eksene karşı elde ettiğimiz askeri başarılar nedeniyle bize hayranlık duyuyor. Ancak yalnızca askeri adımlarla, siyasi bir yaklaşım olmaksızın hareket ettiğimizden endişe ediyorlar. Eğer hızlı davranmazsak, İran liderliğindeki radikal ekseni durdurmak isteyen ılımlı ülkelerden oluşacak bir cephe kurma fırsatını kaçıracağız.”

Knesset üyeleri Gilad Kariv (Demokratlar Partisi), Ram Ben Barak (Yeş Atid/Gelecek Partisi) ve Alon Schuster’in (Devlet Kampı) yeni kurulan lobide bulunduğu kaydedildi. Grup, “askeri olarak elde edilenlerin artık siyasi fırsatlara dönüştürülmesi gerektiğini” vurguladı.

Ben Barak konferansta şu açıklamayı yaptı: “7 Ekim’in en önemli sebeplerinden biri İsrail ile Suudi Arabistan arasında yaklaşan normalleşmeydi. Şimdi cesur liderlik zamanı. Şimdi, İbrahim Anlaşmaları’na başka ülkeleri de dahil eden, yeni bir Ortadoğu inşa edecek anlaşmaların zamanıdır.”

Ardından Milletvekili Gilad Kariv şöyle konuştu: “Başbakan Netanyahu son bir yılda Ortadoğu’nun çehresini değiştirdiğiyle övünüyor. Asıl büyük soru şu: Bu değişimle ne yapacağız? Savaşın sona erdirilmesini ve tüm rehinelerin geri getirilmesini içeren kapsamlı bir anlaşmayla başlayacak süreç, cesur anlaşmalarla devam etmeli. Bu anlaşmalar bölgenin yüzünü değiştirmeli, İran ve onun uzantılarına karşı ılımlıların ittifakını kurmalı ve bu topraklardaki iki halk ile İbrahim’in tüm çocuklarına umut getirmelidir.”

Milletvekili Alon Schuster ise şu ifadeleri kullandı: “Savaşçılarımızın kahramanlığı sayesinde, elde edilen başarıları siyasi bir değişime dönüştürebilecek bir konumdayız. Bu tarihî fırsatlar içeriyor. Her türlü siyasi düzen güvenliğe, geniş toplumsal mutabakata ve daha iyi bir geleceği seçmekten korkmayan cesur bir liderliğe dayanmak zorundadır, bu, cesaret gerektirse bile.”

Konferansta, "Derech Eretz" hareketi tarafından, Dr. Ariel Ayalon yönetimindeki "Panel HaMidgam" araştırma şirketi aracılığıyla yapılan bir anketin sonuçları da sunuldu.

Ankete göre, İsraillilerin %76’sı, esirlerin serbest bırakılmasını ve savaşın sona ermesini içeren bir anlaşmayı destekliyor. Katılımcıların %65,7’si, İsrail’in Gazze’deki savaş hedeflerine ulaştığını ve artık çatışmaların sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyor. Halkın %70’i, ABD’nin desteğiyle hayata geçirilecek “bölgesel bir güvenlik düzenlemesini” ve uzun vadede “iki devletli çözümü” destekliyor. Bu oran, iktidar koalisyonuna oy veren seçmenler arasında da %63,6’ya ulaşıyor.