Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) ABD'li enerji şirketleriyle 110 milyar dolarlık doğalgaz anlaşmaları imzalaması, Erbil'in ekonomik özerklik arayışında yeni bir sayfa açtı. Bu hamle, Bağdat'ın sert tepkisine ve mali yaptırımlarına yol açarken, bölgedeki jeopolitik dengeleri de derinde etkiliyor.

YDH - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) ABD'li enerji şirketleriyle imzaladığı toplam 110 milyar dolarlık doğalgaz anlaşmaları, Erbil ile Bağdat arasında yeni bir krize yol açtı.
IKBY Başbakanı Mesrur Barzani'nin mayıs ayındaki Washington ziyareti esnasında sonuçlandırılan anlaşmalar, Erbil'in ekonomik özerklik arayışında stratejik bir hamle olarak değerlendirilirken, Bağdat'ın sert tepkisiyle karşılaştı.
Federal hükümet, anlaşmaları anayasaya aykırı bularak IKBY'ye yönelik mali baskıyı artırdı ve memur maaşlarının ödenmesini durdurdu.
Bu gelişmeler, yalnızca Erbil-Bağdat ilişkilerini germekle kalmadı, aynı zamanda ABD'nin Orta Doğu politikasındaki değişimi ve Kürt iç siyasetindeki hassas dengeleri de ön plana çıkardı.
Anlaşmalar, Washington'un bölgede "İran nüfuzunu zayıflatma" ve enerji piyasalarını istikrara kavuşturma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Anlaşmalar İran'ı hedef alıyor
İki yıldır müzakere edilen anlaşmaların zamanlaması, Donald Trump idaresinin dış politikasındaki değişimle paralellik gösteriyor.
Washington'un federal Irak yerine IKBY'ye öncelik vermesi, Erbil'in Orta Doğu'da alternatif bir güç merkezi olarak güçlendirildiğine işaret ediyor.
Anlaşmalardan ilki, 40 milyar dolar değerinde olup HKN Energy ve ONEX Group'a 8 trilyon standart fitküp rezerve sahip olduğu tahmin edilen Miran Gaz Sahası'nın geliştirme hakkını veriyor.
70 milyar dolarlık ikinci anlaşma ise WesternZagros ile yapıldı ve 5 trilyon fitküp gaz ile yaklaşık bir milyar varil petrol rezervi barındırdığı tahmin edilen Tophane-Kurdamir bloklarını hedefliyor.
Özellikle Süleymaniye vilayetindeki bu sahaların tarihsel olarak İran'ın siyasi etki alanında yer alması, anlaşmaların jeopolitik önemini artırıyor.
Bu adımlar, ABD'nin IKBY'nin ekonomik özerkliğini desteklerken, aynı zamanda İran'ın kuzeydoğu Irak'taki uzun süreli nüfuzuna doğrudan meydan okuma niyetini ortaya koyuyor.
Washington ayrıca, 2023'ten beri kapalı olan Irak-Türkiye Boru Hattı'nı yeniden açarak Kürt petrolünü şeffaf kanallara yönlendirmeyi amaçlıyor.
Bağdat'tan mali misilleme
Bağdat'taki federal hükümet, IKBY'nin doğalgaz hamlelerini beklendiği gibi reddetti. Irak Petrol Bakanlığı, 2022 tarihli Yargıtay kararını gerekçe göstererek anlaşmaların federal otoritenin ihlali olduğunu duyurdu.
Bu kınamayı, Erbil'e bütçe transferlerinin geciktirilmesi gibi mali misillemeler izledi. Irak Maliye Bakanı Tayf Sami Muhammed, 29 Mayıs tarihli bir mektupla IKBY'nin 2025 bütçesindeki payını aştığını belirterek daha fazla ödeme yapılamayacağını bildirdi.
Bu durum, nisan ayından beri memur maaşlarını ödeyemeyen IKBY'yi derin bir mali krize sürükledi.
Bağdat'ın bu tutumu, enerji sektöründeki egemenliğin kısa vadeli iktisadi kayıplardan daha öncelikli olduğunu gösteriyor.
Kürtler arası hassas yakınlaşma
Doğalgaz meselesi, tarihsel olarak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında bir gerilim hattı oluşturmuştu.
Fakat mevcut gelişmeler, doğalgazın siyasi bir ayrışma sembolü olmaktan çıkıp temkinli bir yeniden hizalanma aracına dönüşebileceğine işaret ediyor.
Her iki parti de devam eden bir parçalanmanın kritik altyapı yatırımlarını tehlikeye atabileceğinin ve Bağdat ile müzakerelerde önemli bir kozu kaybettireceğinin farkında.
KDP, son seçim başarılarına rağmen, KYB'nin Bağdat'taki bazı gruplarla ittifak kurarak IKBY aleyhine Yargıtay kararları çıkartma kabiliyetini görmüş durumda.
Bu nedenle, "şeffaf ve kapsayıcı mekanizmalar kurulması" şartıyla, petrol konusunda 2007'de yapılan stratejik anlaşmaya benzer bir yakınlaşmanın doğalgaz etrafında da şekillenmesi ihtimali bulunuyor.