İsrail'in Filistinlileri "insani şehir"de zorla hapsetme planı, etnik temizliğin bir taslağı olarak geniş çapta kınandı.

YDH- İsrail'in, on binlerce Filistinliyi Gazze'nin güneyinde militarize edilmiş bir kampa tehciri öngören tartışmalı planı, siyasi, hukuki ve insani çevrelerden sert tepki aldı. İsrailli liderler tarafından “insani şehir” olarak lanse edilen proje, etnik temizlik planı olarak ifşa edildi ve İsrail'in Filistin halkına yönelik süregelen savaş suçlarını daha da derinleştirdi.
Başbakan Benyamin Netanyahu tarafından onaylanan ve Güvenlik Bakanı İsrael Katz tarafından yürütülen plana göre, 600.000'e kadar Filistinli, Mısır sınırı yakınlarında ağır şekilde kısıtlanmış bir bölgeye hapsedilecek.
Bu bölgeye giriş çıkış neredeyse imkânsız olacak; yalnızca üçüncü ülkelere çıkışa izin verilecek. Bunun da yerinden edilen Filistinlilerin geri dönüş hakkının fiilen ellerinden alınması anlamına geldiği belirtildi.
İsrail’in eski Başbakanı Ehud Olmert, aşırı sağcı hükümetle ters düşerek plana açıkça karşı çıktı ve şu ifadeleri kullandı: “Bu bir toplama kampıdır. Üzgünüm.” Olmert sözlerine şöyle devam etti: “Eğer Filistinliler bu kampa gitmeye zorlanırsa, bu bir toplama kampı olur... Bu, bir etnik temizliğin parçasıdır.”
İsrailli bakanlardan tepkiler
El-Meyadin’in bildirdiğine göre, İsrailli bakanlar bu eleştirilere “öz eleştiriyle değil, kişisel saldırılarla” karşılık verdi. “Miras” Bakanı Amichai Eliyahu, Olmert’in geçmişte aldığı hapis cezasını gündeme getirerek, onun uyarılarını itibarsızlaştırmaya çalıştı ve planlanan suçları tartışmak yerine şahsına saldırdı.
Söz konusu plan, İsrail ordusu içinde de içsel bir isyana yol açtı. Kanal 12'nin haberine göre, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, güvenlik kabinesinde yapılan kapalı bir toplantıda plana karşı çıktı.
Zamir, bu kitlesel sürgün planının, askerî operasyonlardan ve esir kurtarma çabalarından hayati kaynakları çekeceği uyarısında bulundu ve bunun bir savaş suçu teşkil edebileceğini belirtti.
Zamir’in ofisi, sivillerin toplu olarak yerinden edilmesinin ordunun görevi olmadığını ve bu konunun İsrailli ve uluslararası insan hakları savunucularının hukuki itirazlarına açık olduğunu vurguladı.
Ordudan gelen uyarılara rağmen Netanyahu geri adım atmadı. Hatta, ordunun sunduğu zaman çizelgesi ve bütçeyi reddettiği ve “Ben gerçekçi bir plan istedim” dediği bildirildi. Netanyahu’nun bu yerinden etme operasyonunu hızlandırmak istediği belirtilirken, maliyetin yıllık 15 milyar şekeli (yaklaşık 4 milyar dolar) bulabileceği ve bu tutarın sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi kamu harcamalarından kesileceği ifade edildi.
Plan, ateşkes görüşmelerini de baltalıyor
Söz konusu plana yönelik siyasal, hukuki ve ekonomik itirazlara ek olarak, bu girişimin ateşkes görüşmelerini sabote ettiği de belirtildi.
Hamas yetkilileri, “insani şehir” tanımını, zorla gettolaştırmayı maskeleyen bir kandırmaca olarak nitelendirdi.
Üst düzey Hamas yetkilisi Husam Badran, “Bu tamamen kabul edilemez bir şey ve hiçbir Filistinli bunu kabul etmez.” dedi. Badran, bu teklifin müzakereleri çökertmek için “kasıtlı olarak engelleyici bir talep” olduğunu söyledi.
İsrailli yetkililer bile bu planın diplomasiye zarar verebileceğini kabul ediyor. İsrail’in kamu yayıncısı Kan, üst düzey yöneticilerin özel olarak Hamas’ın böyle bir öneriyi, “sözde değişiklikler yapılsa bile” asla kabul etmeyeceğini itiraf ettiklerini aktardı.