Ensarullah lideri Abdulmelik el-Husi, ABD ve İsrail’in Filistinlilerin varlığını ve kimliğini ortadan kaldırmak için Gazze'de soykırım gerçekleştirdiğini söyledi.

YDH- Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, Gazze Şeridi’nde devam eden sistematik soykırımı kınayarak, İsrail işgal güçlerinin işlediği vahşetin münferit savaş suçları değil, ABD himayesinde Filistin halkını yok etmeye yönelik kasıtlı bir kampanyanın parçası olduğunu söyledi.
El-Husi perşembe günü yaptığı televizyon konuşmasında, "Gazze'deki İsrail işgalinin günlük suç niteliğindeki uygulamaları, yalnızca askerî kazanım hedeflemediğini, Filistinli varlığı tamamen ortadan kaldırmak niyetinde olduğunu gösteriyor." dedi.
El-Husi, bazı ailelerin tamamen sivil kayıtlardan silindiğine dikkat çekerek, yaşananları modern tarihin en ağır suçlarına benzetti.
Seyyid el-Husi, Gazze’de bu yıl doğum oranlarında %41’lik bir düşüş ve nüfusta %10’luk bir azalma yaşandığını belirterek, bunun kuşatma altındaki bölgeyi boşaltma yönündeki Siyonist projenin somut bir göstergesi olduğunu ifade etti. Ayrıca, İsrail’in yıkım işlerini tamamlamak için müteahhitlerden faydalandığını ve ABD’den düzenli olarak gönderilen buldozerlerle bu sürecin desteklendiğini öne sürdü.
Kudüs ve Halil'de Yahudileştirme hızlandı
El-Husi, işgal altındaki Kudüs ve el-Halil'de İsrail'in Yahudileştirme politikalarının daha da saldırgan bir hal aldığını ve kutsal mekânlara yönelik ihlallerin artık normalleştirilmeye çalışıldığını söyledi.
Kudüs’te Eski Şehir yakınlarında düzenlenen bir film festivalinin kentin Yahudi kimliğiyle özdeşleştirilmesine hizmet ettiğini belirtti. Halil’de ise İbrahim Camii’nin yönetiminin yerel belediyeden alınmasını, İsrail’in uzun vadeli bir silme ve hâkimiyet planının parçası olarak nitelendirdi.
“El artık niyetini gizlemiyor.” diyen el-Husi, İsrail’in Batı Şeria ya da başka bir yerde Filistin devleti fikrine tamamen karşı olduğunu ifade etti.
Soykırımın Mimarının ABD Olduğunu Söyledi
El-Husi, Gazze’ye yönelik saldırının esas sorumlusunun Washington olduğunu belirterek, savaşın “önce Amerikan, sonra İsrail işi” olduğunu savundu. “Bu tamamen koordineli bir projedir.” diyen el-Husi, planlamadan istihbarata, silahlardan siyasi desteğe kadar her şeyin ABD tarafından sağlandığını iddia etti. Bu yapının geçici bir ittifak değil, Amerika’nın bölgeyi boyunduruk altına alma stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti.
Gazze'deki katliamı, Lübnan ve Suriye’deki diğer Amerikan güdümlü projelerle ilişkilendiren el-Husi, bunların daha geniş çaplı Arap ve İslami dünyayı hedef alan emperyalist planın parçaları olduğunu öne sürdü.
Ayrıca, bazı Arap rejimlerinin ABD üzerinden İsrail’e silah tedarikini finanse etmeye devam etmesini de eleştirerek, “Arap parası hâlâ ABD aracılığıyla İsrail’in savaşını finanse ediyor, bu utanç verici.” dedi.
Silahlı direniş İsrail'in yayılmasını engelliyor
El-Husi, özellikle Gazze’deki Filistinli direniş gruplarının kararlılığı ve zekâsını överek, İsrail işgaline karşı hem askerî hem psikolojik yenilgiler yaşattıklarını ifade etti. Kassam Tugayları komutanı Şehit Muhammed Dayf’ı “imanla hareket eden direnişin ve taktik zekânın simgesi” olarak tanımladı.
El-Husi, Dayf ve arkadaşlarının mücadeleye yerelden başladığını ancak işgalcinin ilerleyişini durdurmayı başardığını ve böylece en zor koşullarda bile silahlı direnişin etkili olabileceğini kanıtladıklarını söyledi.
Filistin direnişinin, savaşın bölgesel çapta yayılmasını önlemede belirleyici olduğunu vurgulayan el-Husi, İsrail’in sınır ötesine geçme planlarının direniş sayesinde engellendiğini savundu. Ayrıca, İsrail'in ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudileri askerî hizmete almakta yaşadığı zorluklara da dikkat çekti.
Direnişi yıpratma çabalarına uyarı
El-Husi, direnişi itibarsızlaştırmayı ve destekçilerini umutsuzluğa sürüklemeyi hedefleyen yoğun medya kampanyalarına karşı uyarıda bulundu. Direniş yolunun meşru ve kanıtlanmış bir yöntem olduğunu vurgulayarak, teslimiyetin yalnızca bölgenin daha fazla boyun eğmesine neden olacağını ifade etti. “Özgürlük, sömürgeciden gelmez.” diyen el-Husi, “onur yalnızca direniş ve sabırla geri kazanılır” dedi.