İsrail parlamentosu Knesset, Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'nde İsrail egemenliğinin kurulmasını isteyen yasal bağlayıcılığı olmayan yasa tasarısını kabul etti. Hamas kararı "hükümsüz ve gayrimeşru" olarak niteledi.
YDH - İsrail parlamentosu Knesset, işgal altındaki Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'nde İsrail egemenliğinin kurulması çağrısında bulunan yasa tasarısını dün akşam oylayarak kabul etti.
Yasal bağlayıcılığı bulunmayan tasarı, 13'e karşı 71 oyla kabul edildi.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, oylama öncesinde yaptığı açıklamada, İsrail'in, Batı Şeria için kullandığı Tevrat'taki isim olan "Yahudiye ve Samiriye üzerinde tam egemenlik uygulamak için kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsatla" karşı karşıya olduğunu söylemişti.
Hamas: Bu adım Filistin toprağının kimliğini değiştiremez
Hamas, Knesset'in tasarıyı oylamasını "hükümsüz ve gayrimeşru bir adım" olarak nitelendirerek, "Bu durum, Filistin toprağının kimliğini değiştiremeyecektir," açıklamasında bulundu.
Direniş örgütü, tarafından yayımlanan bildiride, bu adımın "uluslararası yasalara ve kararlara bir meydan okuma teşkil ettiği" belirtildi.
Açıklamada ayrıca, kararın "işgal hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria'da toprak hırsızlığı, yerleşimlerin genişletilmesi, halkımıza yönelik katliam, tutuklama ve baskı kampanyalarıyla paralel olarak işlediği yaygın ihlallerin uzantısı" olduğu ifade edildi.
Uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler'e "bu hükümsüz adımı kınama" çağrısı yapan Hamas, "işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin halkını ve öncü güçlerini, işgal projelerini boşa çıkarmak için birleşmeye, kenetlenmeye ve direnişi her biçimde tırmandırmaya" davet etti.
Filistin Yönetimi: Uluslararası iradeye meydan okumadır
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne ise Knesset'in işgalci rejime Filistin topraklarında egemenlik ve ilhak dayatma çağrısının "reddedildiği ve kınandığını" belirterek, bu durumun "tüm uluslararası meşruiyet kararlarına ve uluslararası hukuka aykırı" olduğunu vurguladı.
Ebu Rudeyne, yaptığı açıklamada, "İşgal altındaki Filistin topraklarının ilhakına yönelik bu tür tehlikeli çağrılar, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurmak için uluslararası meşruiyet kararlarına dayanan iki devletli çözüme göre adil ve kapsamlı barış sağlama yönündeki uluslararası iradeye meydan okumadır," ifadelerini kullandı.
Sözcü, "Barış ve güvenliği sağlamanın tek yolu, Filistin halkının tüm ulusal topraklarında özgürlük, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin etme haklarının tanınmasıdır," diye ekledi.
