İsrail basını: Kuzey Kıbrıs'a karşı askeri hazırlık yapmalıyız

img
İsrail basını: Kuzey Kıbrıs'a karşı askeri hazırlık yapmalıyız YDH

İsrailli uzman Şay Gal, Israel Hayom gazetesinde yayımlanan analizinde, Kuzey Kıbrıs'ın artık İsrail için de stratejik sorun teşkil ettiğini iddia etti. Gal, Türkiye'nin bölgedeki askeri varlığının İsrail'i doğrudan hedef aldığını öne sürdü.




YDH - Israel Hayom gazetesinde uluslararası politika uzmanı Şay Gal imzasıyla yayımlanan analizde, Kıbrıs'ın Türkiye'nin müdahalesinin 1974'teki 51. yıl dönümünde, Kuzey Kıbrıs'ın artık sadece Yunan-Türk meselesi olmadığı, aynı zamanda İsrail için de ciddi sorun teşkil ettiği iddia edildi.

Analizde, "Kuzey Kıbrıs, Türkiye ve Hamas ile İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü gibi terör örgütlerine sınırsız operasyonel özgürlük sağlayan, uluslararası sahipsiz topraklara dönüşmüş durumda," ifadelerine yer verildi.

Sızdırılan istihbarat belgelerine atıf yapılan analizde, üst düzey Türkiye makamlarının Kuzey Kıbrıs'ı "polis veya adli denetimin müdahalesi olmaksızın her şeyin yapılabileceği" ideal konum olarak nitelendirdiği savunuldu.

Bölgenin, Türkiye'nin askeri ileri karakolu haline geldiği, hem askeri hem de sivil İsrail iletişimini dinleyebilen gelişmiş silah sistemleri, siber gözetleme ve sinyal istihbaratı (SIGINT) altyapısına ev sahipliği yaptığı kaydedildi.

"Balistik füzeler Tel Aviv'i vurabilir"

Analizde, Türkiye'nin terk edilmiş havaalanından İHA üssüne dönüştürdüğü Lefkoniko'dan (Geçitkale) anakaradaki üslerine kıyasla çok daha hızlı şekilde silahlı insansız hava araçları (SİHA) konuşlandırabildiği vurgulandı.

Mayıs 2021'den bu yana Bayraktar TB2 SİHA'larının, Temmuz 2024'teki askeri geçit töreninde ise daha gelişmiş Akıncı TİHA'larının bölgede konuşlandırıldığı belirtilerek, "Bu SİHA'lar İsrail'in doğalgaz sahalarını, donanma gemilerini ve stratejik tesislerini hızla hedef alabilir," denildi.

Ayrıca, Türkiye'nin 200 kilometreyi aşan menzile sahip gelişmiş Atmaca gemisavar füzelerinin, İsrail'in kritik doğalgaz platformları da dâhil olmak üzere deniz varlıklarını doğrudan tehdit edebileceği ifade edildi. Türkiye'nin 560 kilometre menzile sahip yeni Tayfun balistik füzesinin ise Kudüs, Tel Aviv ve Hayfa Körfezi'ni hassas şekilde vurma kabiliyetine sahip olduğu ifade edildi.

Batılı istihbarat kaynaklarına dayandırılan bilgilere göre, "Girne ve Gazimağusa'daki füze üsleri bu füzelerin konuşlandırılması için halihazırda hazır durumda. Bu, Türkiye'nin İsrail'e yönelik ilk doğrudan balistik tehdididir," denildi.

Acil durum planı: Poseidon'un Gazabı

Analizde, İsrail'in mevcut durumda Kuzey Kıbrıs'ı "ele geçirme" gibi rolü veya arzusu olmadığı, ancak "tehdidin kritik eşiğe ulaşması durumunda stratejik duruşunun değişmesi gerektiği" öne sürüldü.

Makalede, "İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs ile koordineli olarak adanın kuzeyini özgürleştirmek için bir acil durum operasyonu hazırlamalıdır," ifadeleri kullanıldı.

"Poseidon'un Gazabı" olarak adlandırılabilecek bu muhtemel harekâtın, Türkiye'nin anakaradan takviye kabiliyetini etkisiz hale getirmeyi, hava savunma sistemlerini, istihbarat ve komuta merkezlerini imha etmeyi ve nihayetinde Türk kuvvetlerini bölgeden çıkarmayı hedefleyeceği iddia edildi.

Bu planın bir çatışma arayışı olmadığı, ancak tam hazırlıklı olma zorunluluğu olduğu savunulan makalede, "İran'ın nükleer altyapısına yönelik, önceden pek olası görülmeyen İsrail saldırısının nihayetinde gerçekleştirildiği" tehdidi yer aldı.

Analiz, "Rusya'nın bile riskleri görerek hızla terk ettiği sorunlu Akkuyu nükleer santralini Akdeniz kıyısında inşa eden Türkiye, bu dersten payını çıkarmalıdır," uyarısıyla son buldu.