İsrail’de asker intiharları üzerine tartışmalar alevlendi

img
İsrail’de asker intiharları üzerine tartışmalar alevlendi YDH

İsrail medyası, Gazze’de görev yapan 24 yaşındaki yedek asker Roi Wasserstein’ın intiharının, savaş sonrası travmalar ve asker intiharlarıyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdiğini bildirdi.




YDH- Times of Israel’ın haberine göre, İsrail ordusunda yedek sağlık personeli olarak görev yapan 24 yaşındaki Roi Wasserstein’ın çarşamba günü intihar etmesi, savaş sonrası travma yaşayan askerlerin durumu hakkında kamuoyunda yeniden tartışma başlattı.

Haberde, İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir’in bu tür ölümlerin ordu tarafından nasıl sınıflandırıldığını yeniden değerlendirmeye aldığı kaydedildi.

Netanya kentinin tanınmış isimlerinden olan annesi Dina Wasserstein, 7 Ekim’de bir zırhlı birlikle birlikte görev yapan oğlu Roi için “Evine döndüğünde taşıdığı sessizliği kimse kıramadı.” dedi.

Netanya doğumlu Roi Wasserstein’ın, savaşın başlangıcından bu yana 300 günü aşkın süre boyunca 401. Zırhlı Tugay’a bağlı tıbbi tahliye biriminde görev yaptığı bildirildi. Yaralı ve hayatını kaybeden askerlerin ateş altından tahliye edilmesinden sorumlu olduğu belirtildi. Annesi Dina Wasserstein, Roi’nin sahada tanık olduğu olaylardan “derin şekilde etkilendiğini” belirtti.

Ynet’e konuşan Dina, “7 Ekim’den sonra ateş altında cesetleri topladı. Korkunç manzaralara şahit oldu. Tanktan alevlerin ortasında inerek askerlerin kaçırılmasını önlemeye çalıştı, uzuvlarını kaybetmiş askerleri tahliye etti. Yaşadıkları onu derinden etkiledi. Eve döndüğünden beri bu onun peşini bırakmadı.” dedi.

Habere göre, Roi Wasserstein son yedek görevini mayıs sonunda tamamladı ve ölüm anında aktif görevde bulunmuyordu. Bu nedenle, ordu ailesine gayriresmi kanallardan, Roi’nin resmi olarak "şehit" statüsünde değerlendirilmeyeceğini ve cenazesinin sivil törenle yapılacağını bildirdi. İsrail yasalarına göre, yalnızca aktif görevde ya da düzenli askerlik sırasında hayatını kaybeden askerler resmî olarak “şehit” olarak tanınıyor.

Ailenin bu karara tepki gösterdiği belirtildi. Ynet’in aktardığına göre, bazı aile üyeleri orduyu ve Savunma Bakanlığı’nı Roi’yi ölümünden sonra “sahiplenmemekle” suçladı ve “Utanmıyor musunuz?” diye tepki gösterdi.

Bu gelişmelerin ardından İsrail ordusu, Genelkurmay Başkanı Zamir’in, görev dışında ölen bazı yedek askerlerin de "şehit" statüsünde tanınabilmesine olanak tanıyacak bir yasal değişiklik önerisini değerlendirmeye aldığını bildirdi.

Ordunun açıklamasında, “Yasaya göre, bir ordu şehidi, yalnızca düzenli veya aktif yedek hizmet sırasında hayatını kaybeden asker olarak tanımlanır. Bu nedenle Roi Wasserstein resmi olarak ordu şehidi olarak kabul edilmemektedir. Ancak olayın koşulları dikkate alınarak, Genelkurmay başkanı, askerliğe bağlı doğrudan bir bağlantı tespit edilen istisnai durumlarda, görev dışındayken yaşamını yitiren yedek askerlerin şehit olarak tanınmasını mümkün kılacak bir mevzuatın değerlendirilmesi talimatını vermiştir.” denildi.

Times of Israel’e göre, İsrail ordusu, yasal düzenlemeleri doğrudan yapamasa da ilgili Knesset komitelerine temsilci göndererek önerilerini sunabiliyor.

Dina Wasserstein, İsrail ordusunun açıklamasına yanıt olarak Ynet’e yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki, o travmayı görevde yaşadı ve travma sonrası etkiler sonradan ortaya çıktı. Bu fiziksel bir yara değil; bu bir ruh yarasıdır. Roi, savaş alanının sonuçları nedeniyle öldü. Roi’nin ölümü bir çığlıktır; umarım bu çığlık değişim getirir ve hayatını veren tüm savaşçılar için doğru tedaviyi sağlar.” dedi.

İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz da olaya dair açıklama yaptı. Katz’ın, Roi Wasserstein’a askeri törenle cenaze hakkı verilmesi ve ailenin desteklenmesi için bakanlık ve orduya talimat verdiği belirtildi.

Ayrıca, İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Personel Dairesi Başkanı Tümgeneral Dado Bar Kalifa’nın, Katz ve Zamir’in talimatıyla, görev dışındayken intihar eden yedek ve terhisli askerlerin desteklenmesi konusunda ordu uygulamalarını inceleyecek bir uzman komitesi kurulmasını kararlaştırdığı bildirildi.

Açıklamada, “Komite, terhis sonrası İsrail ordusu askerlerinin karşılaştığı zorluklara dair sistemsel, etik ve sosyo-ulusal yönleri; tanıma ve destek mekanizmalarını ve hukuki boyutları inceleyecektir.” ifadeleri kullanıldı.

Ordunun verdiği bilgiye göre, komite aynı zamanda askerlerin hem görevdeyken hem de görev sonrasında aldıkları desteğin “adil, duyarlı ve sorumlu” bir şekilde değerlendirilmesini amaçlıyor. Komitenin bulguları Kalifa tarafından Katz ve Zamir’e sunulacak.

Times of Israel’in bildirdiğine göre, Roi Wasserstein’ın ölümü, hem yedek askerlerde hem de aktif görevdeki askerlerde savaşın uzun vadeli psikolojik etkilerine ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde gerçekleşti.

İsrail ordusu, yürürlüğe konan bazı psikolojik sağlık reformlarının bu tür olaylardan önce planlandığını savunsa da son yaşananlar nedeniyle kamuoyu baskısının arttığı belirtildi.

Yeni düzenlemeler kapsamında, ağır psikolojik travma (örneğin travma sonrası stres bozukluğu) teşhisi konan yedek askerlerin yeniden görevlendirilmeden önce resmi bir ruh sağlığı değerlendirmesine tabi tutulmalarının zorunlu hale getirildiği belirtildi. Uygun bulunmayan askerlerin tekrar görevlendirilmeden sistemden çıkarılabileceği kaydedildi.

Habere göre, bu düzenlemeyle, İsrail Savunma Bakanlığı’nın rehabilitasyon birimi ile ordu arasındaki veri paylaşımındaki boşlukların kapatılması ve birlik komutanlarının askerlerin ruh sağlığına dair güncel bilgiye sahip olması hedefleniyor.

Wasserstein’ın yanı sıra, son haftalarda benzer şekilde yoğun görev geçmişi bulunan ancak aktif hizmette olmayan başka askerlerin de intihar ettiğine dair vakalar bildirildi. Bunlardan biri de Daniel Edri idi.

İsrail ordusunun verilerine göre, 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana intihar eden asker sayısında “belirgin bir artış” yaşandığı ifade edildi. İsrail ordusu, intihar istatistiklerini yılda yalnızca bir kez yayımladığı için 2025 yılına ait net sayıların bilinmediği, ancak Kanal 12’nin haberine göre bu yıl şimdiye kadar 17 askerin intihar ettiği belirtildi.

2024 yılında 21, 2023 yılında ise 17 askerin intihar ettiği; bu vakalardan 7’sinin 7 Ekim saldırısından sonra gerçekleştiği ifade edildi. Bu rakamlar, 2011’den bu yana “en yüksek” seviyelere ulaşmış durumda. Bu vakaların büyük çoğunluğunu yedek askerlerin oluşturduğu kaydedildi.