Filistin İttifakı: ‘Silahsız devlet’, İşgal'e hizmettir

img
Filistin İttifakı: ‘Silahsız devlet’, İşgal'e hizmettir YDH

Mahmud Abbas’ın dışlayıcı seçim açıklamalarına sert tepki gösteren Filistin Direniş Güçleri İttifakı, “silahsız devlet” söylemini direnişi tasfiye girişimi olarak nitelendirdi ve halkı karşı durmaya çağırdı.




YDH- Şehab News’in bildirdiğine göre, Filistin Direniş Güçleri İttifakı, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Filistin Ulusal Konseyi seçimleriyle ilgili yaptığı açıklamalara ilişkin bir bildiri yayımladı.

Açıklamada, Abbas’ın seçimlerin yalnızca Filistin Kurtuluş Örgütü’nün programına ve uluslararası yükümlülüklere bağlı kalan siyasi gruplar ve bireylerle sınırlı olacağını duyurmasına tepki gösterildi.

Şehab News’in aktardığına göre, Abbas’ın “uluslararası meşruiyet”, “tek meşru silah” ve “silahsız bir Filistin devleti” yönündeki açıklamalarına da dikkat çekilerek, bu söylemlerin New York’taki uluslararası konferans ve Arap Barış Girişimi ile uyumlu olduğu ifade edildi.

Direniş Güçleri İttifakı açıklamasında, şu maddeler yer aldı:

Birinci olarak, seçimlerin dışlayıcı ve uzlaşıdan uzak şekilde dayatılmasına kesin olarak karşı çıkıldığı ifade edildi. Ulusal kurumların, Filistin karar mekanizmasında tek taraflılığı pekiştirmek amacıyla kullanılamayacağı vurgulandı. Açıklamada, bu tür girişimlerin, direniş güçleri ve ana fraksiyonlarının “uluslararası meşruiyet” ve “FKÖ programı” gerekçesiyle dışlanması anlamına geldiği kaydedildi.

İkinci olarak, halkın tüm kesimlerini kapsamayan, siyasi başarısızlıkla sonuçlanan güvenlik koordinasyonuna ve sonuçsuz müzakerelere dayalı bir programa katılım şartıyla yapılacak seçimlerin, ulusal çoğulculuğun tasfiyesi ve ortaklık ilkesinin açık ihlali olduğu belirtildi. Ayrıca bunun Kahire, Cezayir, Moskova ve Pekin’de varılan uzlaşılara aykırı bir tutum olduğuna dikkat çekildi.

Üçüncü olarak, Abbas’ın “silahsız bir Filistin devleti” kurma yönündeki açıklamalarının, direnişin silahsızlandırılması anlamına geldiği ifade edildi. Bu açıklamaların, halkın savunma araçlarını ortadan kaldırdığı ve Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’e yönelik süregelen saldırılar karşısında Siyonist işgale hizmet sunduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, bu yaklaşımın bağımsız ve egemen bir devlet değil, işgal altındaki sınırlı özerkliği kalıcılaştırmaya hizmet ettiği vurgulandı.

Dördüncü olarak, Filistin Ulusal Konseyi’nin halkın ülke içindeki ve diasporadaki en yüksek temsil organı olduğu hatırlatılarak, hiçbir tarafın bu yapıyı tek başına oluşturamayacağı ya da belirli bir siyasi hareketle sınırlandıramayacağı belirtildi. Açıklamada, Ulusal Konsey’in tüm Filistinli grupların katılımıyla, milli, demokratik ve uzlaşıya dayalı esaslarla yeniden yapılandırılması gerektiği bildirildi.

Beşinci olarak, Filistin halkının meşru direniş hakkının tüm uluslararası yasalarca güvence altına alındığı vurgulandı. Hiçbir tarafın, halkı bu haktan mahrum bırakma hakkı bulunmadığı ifade edildi. Açıklamada, işgal altındaki Filistin topraklarında “direniş silahı”nın halkın ve ulusal hakların korunmasındaki ilk savunma hattı olduğu kaydedildi.

Altıncı olarak, Filistin halkı ile tüm direniş fraksiyonları ve canlı toplumsal güçler, “biçimsel seçimler” ve “ayrıştırıcı süreçler” yoluyla Filistin meselesinin tasfiyesine karşı durmaya çağrıldı. Açıklamada, bu süreçlerin Filistin ulusal projesini, egemenlikten ve onurdan yoksun bir yönetime dönüştürme amacı taşıdığı belirtildi.

 

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel