Barrack'tan Lübnan'a vaat yok, Yezid b. Ferhan kışkırtmayı arttırıyor

img
Barrack'tan Lübnan'a vaat yok, Yezid b. Ferhan kışkırtmayı arttırıyor YDH

ABD'li elçi Tom Barrack'ın Beyrut ziyareti, somut bir vaat sunmadan sona erdi ve Lübnan tarafı, Morgan Ortagus’un İsrail temaslarından çıkacak sonucu beklemeye başladı.




YDH - ABD'nin Beyrut'a gönderdiği elçi Tom Barrack'ın, Morgan Ortagus ile birlikte gerçekleştirdiği ziyarette somut vaatler sunmadığı bildirildi.

"Adım karşılığında adım" önerisinin pratik bir karşılık bulmadığı belirtilirken, Barrack'ın teklifinin 27 Kasım anlaşmasına alternatif olmadığını söylemesine rağmen bu sözlerinin karşılık bulmadığı ifade edildi.

Lübnan hükümeti, ABD'nin Tel Aviv'den ne gibi tavizler alabileceğini bekliyor.

Barrack’ın önümüzdeki hafta Beyrut’a dönmesi planlanırken, Ortagus’un İsrail'e yapacağı ziyaretin belirleyici olacağı kaydedildi.

El-Ahbar'a konuşan konu hakkında bilgi sahibi kaynaklar, Barrack'ın Lübnan hükûmetinin silahları sınırlama kararından şaşkınlık duyduğunu ve bu adımın Suudi Arabistan'ın baskısıyla sağlandığını düşündüğünü aktardı.

Berri'den Barrack'e sert tepki

Barrack'ın, Lübnan hükûmetinin bu kararının ve ordunun güneyde attığı adımların İsrail'den bir karşılık görmesi gerektiğini ifade etmesine rağmen, İsrail üzerinde baskı kurma yetkisi olmadığını kabul ettiği belirtildi.

En gergin anın Meclis Başkanı Nebih Berri ile yapılan toplantıda yaşandığı öğrenildi. Berri'nin, Barrack’e, "Ne ateşkesi sağlayabildin ne de iki haftalık arayı. Şimdi de İsrail’e baskı yapma yetkin olmadığını söylüyorsun. Bu durumda bizim attığımız her adım boşa gidecek," dediği bildirildi.

Cumhurbaşkanı Jozef Aun ve ABD Büyükelçisi Lisa Johnson'ın, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım’ın konuşması ve İran'dan Ali Laricani’nin ziyareti nedeniyle Lübnan yönetiminin manevra alanının daraldığını Barrack’e ilettiği kaydedildi.

Bunun üzerine Barrack'ın, Tel Aviv’de Ortagus ile temas kurarak esir takası ve iki yeni noktadan çekilme gibi sınırlı kazanımlar elde etmeye çalışacaklarını söylediği ifade edildi.

ABD tarafının, İsrail’in ne ateşkese ne de askeri hareket serbestisinden vazgeçmeyeceğini bildiği vurgulandı.

"Ordu halkla karşı karşıya kalabilir"

Ordu kanadından, Barrack ve Ortagus ile yapılan görüşmede net bir mesaj verildi. Ordu yetkililerinin, hükûmetin çizdiği çerçeve doğrultusunda bir plan hazırladıklarını ancak ortada bir takvim veya mekanizma olmadığını açıkladıkları belirtildi.

Yönetimden gelen siyasi kararların, ulusal mutabakat olmadan uygulanması durumunda ordunun halkla karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıldı.

Ayrıca, Hizbullah’ın mesajlarının ciddi olduğu ve blöf yapmadığı da Barrack’e iletildi.

Suudi Arabistan baskıyı artırıyor

Bu gelişmeler yaşanırken Suudi Arabistan'ın baskıyı artırdığı öğrenildi. Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan'ın, Lübnan hükûmetini ve ordusunu daha ileri adımlar atması için zorlamaya çalıştığı ifade edildi.

Medyadaki algı operasyonları ve yurt dışındaki Lübnanlı siyasetçilerin söylemleriyle Hizbullah’a karşı bir iç cephe oluşturulmaya çalışıldığı belirtildi.

Bu kapsamda el-Arabiya kanalında yayımlanan röportajlarda Bişara er-Rai, Samir Caca ve Sami Cümeyyil gibi isimlerin Hizbullah’ı hedef aldığı görüldü.

Kaynaklara göre Suudilerin Beyrut büyükelçisi Yezid bin Ferhan, Lübnanlı müttefiklerinin dağınık olduğu ve siyasi olarak 14 Mart dönemine sıkışıp kaldıkları sonucuna vardı.

Bu nedenle Riyad'ın, söylemi sertleştirerek Lübnan'daki iç gerilimi yeniden artırmaya çalıştığı kaydedildi.